TİGRİS HABER - Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, dün (13 Şubat) Ankara'ya getirilen 15 depremzede bebeği Etlik Şehir Hastanesi'nde ziyaret ettikten sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Bakanlık kontrolündeki refakatsiz depremzede çocuklara ilişkin bilgi veren Bakan Yanık, şöyle konuştu:
"Şu anda Bakanlık olarak bizde kayıtlı bin 362 çocuğumuz var, refakatsiz. Bunlardan bugüne kadar sisteme kaydedilen bin 362 çocuğumuz, bu çocuklarımızdan 369'u aileleri, kimlikleri tespit edilerek, eşleştirilerek ailelerine teslim edildiler. Hastanede takip edilen çocuk sayımız 792. Bakanlığımızın kuruluşlarına aldığımız çocuk sayısı 201. Bu çocuklarımızdan bin 71'inin kimliklerini tespit ettik."
Yanık, gelen başvuruların ardından Sağlık Bakanlığı ile "bütünlük içerisinde çocukların kimliklerini tespit etmeye çalıştıklarını" söyledi.
"291 çocuğun kimliği tespit edilemedi"
Halihazırda 291 çocuğun henüz kimliklerinin tespit edilemediğini, bununla ilgili de çalışmaların devam ettiğini belirten Yanık, şöyle devam etti:
"Öncelikli olarak deprem bölgesinden gerek sağlık kuruluşlarında, hastanelerde tedavi altına alınan gerekse bizim kuruluşlarımıza aldığımız çocuklarımızla alakalı ilk hassasiyetimiz, ilk sağlamaya çalıştığımız koşul, tabiatıyla sağlıklarının veya sağlık hizmetlerinin temin edilmesi. Daha sonrasında bakım ve gözetim hizmetlerini zaten biz kuruluşlarımızda sağlıyoruz ve devamında da eğer kimlikleri bilinmiyorsa kimlik tespitİ yapılarak, aileleri yahut yakınları varsa aile yakınlarından bakım ve gözetimini üstlenebilecek olanlar varsa çocuklarımızı hemen ailelerine ulaştırıyor onları aileleriyle buluşturuyoruz. Değilse kurum bakımımızda onların bakım ve gözetimini sağlamaya devam ediyoruz”.
Koruyucu ailelik sistemi
"Çocuklarımızın bu sosyal koruma kalkanının içerisinde olmalarını bilmekten son derece mutluyuz. Ancak şunu paylaşmam gerekiyor:
Koruyucu ailelik sistemi gayet tabii ki bizim Bakanlık olarak çok teşvik ettiğimiz, çok önerdiğimiz ve bu süreçte de yeniden kamuoyunun dikkatine sunduğumuz bir mekanizma. Ancak deprem bölgesinden gelen çocuklarımızla alakalı belli birtakım süreçler var. Birincisi ve hepsinden önceliklisi çocukların eğer kimlikleri belli değilse bir defa kimliklerinin tespit edilmesi. İki, eğer aile fertleri yaşıyorsa onlarla buluşturmak. Yani çocuklarımızı ailelerini aramadan, ailelerini bulmadan kimliklerini tespit etmeden herhangi bir işlem yapmamız zaten mümkün değil.
İkincisi, bu dönem itibarıyla işte 3 ay, 5 ay, 1 ay akut dönemde alır, bakar, gözetimini üstlenir, daha sonra tekrar kurum bakımına yahut çeşitli alternatif bakım modellerine yöneltiriz gibi bir uygulamamız yok.
"Bazen vatandaşlarımız bu akut dönemde belki ihtiyaç olduğu varsayımından hareketle dönemsel bakım tekliflerinde bulunuyorlar. Ancak bizim şu anda Bakanlık olarak, kurum ve kuruluşlar olarak bütün çocuklarımızın bakımını, gözetimini sağlayacak imkanımız, altyapımız var. Dolayısıyla bir dönemsel bakım yükümlülüğünü vatandaşlarımıza devretmek gibi bir tercihimiz yok ve olamaz da." (AA)