Ülkeyi yangın yerine çevirdiler, şimdi de yangından ‘mal’ kaçırıyorlar., kurtardıklarını kendi hanelerine yazıyorlar.
Evet, aynen öyle.
Dünkü yazımda da belirttiğim gibi Devlete cihad ilan etmiş gibiler, ganimet topluyorlar. ‘Hizmet’ adı altında ihaleler yapıp, kazanç hanelerine eklemeler yapıyorlar.
İhaleyi çok seviyorlar. Özellikle de doğrudan temin konusunda çok iyiler. Çünkü istediklerine istedikleri işleri denetimsiz, sorgusuz, sualsiz ikram edebiliyorlar.
Bir yerde duracaklarını sanıyorsunuz, bir an durup, ‘haksızlık yapmayalım, belki hizmet niyetleri doğru’ diye düşünüyorsunuz, ancak hiç öyle değil. Özellikle de kayyumcuların yaptıklarına bakıyoruz, resmen ‘Soygun, talan’..
Diyarbakır’da her sabah bir yerlerin kazıldığını, yeniden yapılmaya başladığını görüyorsunuz. Son dönemlerde sağlam kaldırımlar sökülüyor, yerine yenileri yapılıyor. İtiraz edince de ‘Hizmete karşı çıkıyorlar’ diye feryat ediyorlar.
Hizmet anlayışı ile yapılmadığını onlar da biliyor, biz de biliyoruz.
Yap, yık, bir daha yık, bir daha yap.
Sürekli bir para döngüsü.
Özellikle Kayapınar bölgesinde kazılmadık yer bırakmadı mübarekler.
Sürekli bir kaldırım düzenleme, yenileme çalışması var.
*
Israrla yazıyorum, yazacağım.
Yazıktır, günahtır.
Kendilerini resmen işgal edilmiş bir bölgenin yöneticisi gibi görüyor, davranış biçimlerini de ona göre planlıyorlar. Nasıl olsa bir görev süresi var, çekip gidecekler, yaptıkları da yanlarına kar kalacak diye düşünüyorlar. Şimdiye kadar gelip gidenlere, har vurup harman savuranlara şu ana kadar kar kaldığını gördükleri için, onlar gibi davranıyorlar.
Bununla da kalmıyorlar, kimin nerede ne kadar yakını varsa, Diyarbakır merkez ve ilçe belediyelerine getirip monte ediyorlar. İşlerini garantiye alıyorlar. Onlar gittiğinde, ya da dönemler sona erdiğinde hep bir birlikte toplanıp gidecekler, enkazı bize bırakacaklar.
STK’lara bir kez daha hatırlatıyorum; Bu soyguna, talana ses çıkarmadığınız sürece böyle devam edecek, ileride söz hakkınız olmayacak. Ses çıkarmamak subjektif ortaklıktır.
Hiç kimse yaptıklarını, yapılanları, yapacaklarını yanlarına kar kalır diye düşünmesin. Har vurup harman savurduğunuz değerler, maddi-manevi, tamamı Devletin, Milletin malıdır.
Devlet te, Millet te yeri zamanı geldiğinde hesabını sorar.
Şimdilik, devleti kendiniz sanıyorsunuz, ancak, kısmet olur da bir gün gerçek devleti tanıdığınızda, belki de ‘Son pişmanlık’ fayda vermeyecek.