Fatih Yokuş
Günlerdir ülkemizin değişik yerlerinde onlarca yangın çıktı.
Biri söndürülmeden bir başka yerde yeni bir yangın.
Antalya'nın Manavgat, Akseki, Gündoğmuş, Muğla'nın Marmaris, Köyceğiz, Milas, Kavaklıdere ve Bodrum ilçeleriyle, Uşakta, Aydın, Karacasu'da... ve halen devam eden yangınlar.
Oksijen deposu ormanlarla beraber, insanlar ve buralada yaşayan binlerce canlıda öldü.
Yerleşim yerlerine sıçrama tehlikesi, termik santralı tahdit etmesi, söndürme çabalarının yetersiz olması, yeterli hava araçlarının olmaması düşündürücü ve üzücüdür.
Ülkede yaşayan herkes ve herkesimden insanin derinden üzüntü ve endişeye sevk eden bir durum.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: "Ateş size düşmandır. Uyuyacağınız zaman onu söndürünüz" (Buhari, Muslim)
Koruyucu tedbirler almak, müdahale etmekten daha kolay ve ucuzdur.
Ormanlık alanlarda yangına sebebiyet verecek her türlü materyalden temizlemek, gözetleme kuleleri ve insansız araçlarla ormanlık alanları 7/24 gözetlemek ve en kısa zamanda müdahale etmek doğru olandır.
Ülkenin ihtiyacını en ince detayına kadar hesaplama, tedbir alma, gerektiğinde maddi ve manevi müdahalede bulunma iktidarın asli görevidir. İhmalkarlık veya eskilliklerden de birinci derecede iktidar sorumludur.
Bu yangınlarda; tedbirlerin yetersizliği, müdahalede yaşanan zafiyetler ve müdahaledeki eksiklikler devletin en tepesinden ta son memuruna kadar her kes sorumludur.
Halktan; fitre, zekat, kurban derileri ve bağışlar toplayan THK kurumunun yangına müdahalede en etkili olan hava araç ve ekipmanını hazır bulundurmaması büyük bir eksilik ve sorumluluktur.
Bu sorumluluğun hesabı dünyada sarılamazsa bile, ahrette sorulacağı muhakkaktır.
Yine yangına sebep olan veya yangına sebep olacak her türlü materyali buralara atanlarda bu vebalden kurtulmayacaktır.
Yangının çıkmasının önlemede her kes üzerine düşeni yapmakla mükellef olduğu gibi yangının çıkışından sonrada onunla mücadele etmede de gücü nispetinde herkes sorumludur.
Cübbeli Ahmet hoca olarak bilinen bir zatın (ki onula bir çok konuda farklı düşünür ve ayni siyasi fikre sahip değilim) yangın söndürmede TEKBİRİN önemini anlatan bir hadis-i şerifi söylemesi ile bir kısım aydın! Kesimin tepkisi.
Bu kesimin koro hâlinde karşı cepheden yer alması.
Tekbir'i alaya alacak kadar ileri gitmeleri ve hakaretler etmeye başlamaları.
Yazık ki ne yazık.
Cübbeli hocaya cevap verme yerine yangını söndürmede katkım ne olabilir düşüncesiyse hareket edilse daha iyi olmazmıydı?
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: Yangın gördüğünüz zaman Tekbir getiriniz zira tekbir gerçekten onun söndürür."
Askerliğini yapan iyi bilir ki tehlike anında tehlikeyi gören kişi "alarm" diye bağırarak arkadaşlarını uyarır ve tehlikeye karşı tedbir alınarak mücadele edilir.
Yine tüm iş yerleri ve apartmanlarda yangını haber verecek sistemler, alarm cihazları ve ilk müdahale ekipmanları bulundurma zorunlu olduğudur.
İslam’ın ve onun Peygamberinin "Yangını gördüğünüzde "TEKBİR" (gür seslisi söylenmesi efdaldır) getirin demesi ile halkın uyarılmasında ne gibi sakıncalar vardır?
"Allarım" sözü yerine "TEKBIR" söylemenin kime ne zararı olur?
Ah şu bati kafası ile toplumun değer yargılarına düşman kesilen kesim.
Lütfen kişileri eleştirirken dinimizi hedefe koymayın.
Selam ve dua ile.