Canlı nüfusun % 80’ine yakın türünü yok eden insanoğlu doğayı doymak bilmeyen yağması sonucu; doğal yaşamın dengelerini bozdu. Bu çabalarına ısrarla devam ediyor. Her geçen gün; yaşanılabilir dünyanın sonunu getirmek için çabalarında ısrar ediyor. Bu konuda ülkelerin aldığı önlemlerin yeterli olduğunu söylemek zordur. Yaşanamaz dünyaya doğru her geçen gün bir adım daha ilerliyoruz.
Doğanın boşluk kabul etmeyeceği hep söylenegelen bir sözdür. İnsan eliyle yaratılan boşluk, doğa tarafından hemen bir biçimde doldurulmaktadır. Bir canlının varlığı başkasını koşulluyor ya da kendisi başka bir canlının koşulu olarak varlığını devam ettiriyor. İnsan eliyle bu denge birinin lehine diğerinin aleyhine bozulduğu zaman; öngörülemeyen sorunlar ortaya çıktığını yaşayarak görüyoruz.
İnsanoğlu var olduğu günden itibaren doğal yaşama uyum sağlamaya çalışarak varlığını günümüze kadar taşımıştır. Doğanın yaşam üzerindeki olumsuz etkilerine karşı tedbirler alarak varlığını sürdürmeye çalışmıştır. Ne zaman ki insanoğlu doğal yaşama müdahale etmeye, doğaya karşı bir savaşa girdi; kazandığını sandığı zamanda büyük kaybetmeye başladı. Bitki örtüsü, canlı türleri yok edildi, suların akışı değiştirildi, çevre kirletildi, beton yığınına dönüşen mega kentler inşa edildi, küresel ısınma arttı, buzullar erimeye başladı, iklimler değişmeye başladı ve dünya iklimsel bir krize girdi. Doğaya karşı savaş açarak onun doğal dengesini bozdu. Bu savaş önceden tahmin edilemeyen sonuçları da ortaya çıkardı. Kuşların zevkine öldürülmesi veya onların yaşam alanlarının ortadan kaldırılması, çekirgelerin üremesinin önünde engellerin ortadan kalkarak, aşırı üremesine yol açması gibi.
Doğu Afrika ülkelerinde çiftçilerin hayatını kâbusa çeviren, yeniden üremeye başlayan ve etkilerini arttıran çekirge sürüleri insan ve çevre sağlığı ve gıda güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturmaktadırlar.
Çok hızlı üreyen ve geçtikleri yerlerdeki ürünleri silip süpüren, günde 150 ile 170 kilometre yol kat eden çekirge sürüleri önüne gelen her türlü bitkisel ürünleri silip süpürerek, tarım alanları tahrip etmektedirler.
Sınır tanımadan milyarlarca çekirgeden oluşan çekirge bulutları talan ettiği ülkelerde ciddi tarımsal gıda sorunu yaratmaktadır.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Doğu Afrika ülkelerinde etkisini yeniden gösterebileceğini, tarım arazilerine saldıran çekirgelerin ekinlere ciddi zarar verdiğini ve durumun kritik olduğunu, gereken önlemlerin alınması gerektiğini açıkladı.
Türkiye Ziraat Mühendisler Odası da; durumun ciddi olduğuna dikkat çekerek; çöl çekirgelerinin koronavirüs kadar tehlikeli olduğunu açıkladı ve gerekli tedbirlerin alınmasını istedi.
Çekirge istilasının Afrika’da insani kriz yaratacağı uyarısından sonra göç etmeye başlayan çekirge sürüleri bulutlar halinde nereye gideceği, hangi ülkenin ocağına incir ağacı dikeceği belli değil. Birçok ülke kendi sınırlarından içeri girmesi durumunda ne yapacak. Tedbirleri belli değil. Sadece Çin ülkelerine doğru gelmekte olan 400 milyar çekirgeye karşı 100.000 özel eğitimli ördek yetiştirdiğini açıkladı.
Dünyanın gündeminde olan koronavirüs kadar insan yaşamını tehdit eden çöl çekirgeleri istilası virüs tehdidini geride bırakarak ciddi bir gıda ve çevre sorunu yaratmaya aday gibi görünüyor.
Mümin Ağcakaya