VİDEO- Toplumun kanayan yarası: Çocuk istismarı

İstismar davalarını takip eden ve bu konuda toplumda duyarlılık yaratmaya çalışan UCİM Diyarbakır il koordinatörlerinden Semra Yansıt ve Kezban Yaşar Tigris Habere derneğin kuruluşu, amacı ve çalışmaları hakkında konuştular.

TİGRİS HABER- Çocuklar bizim en son noktamız, hiçbir şeyde ortaklaşamazsak bile hiçbir ayrım yapmadan herkesin; çocukların uğradığı istismarlara karşı birleşerek, tek ses olunması gerektiğinin altını çizerek konuşmaya başlayan UCİM’İN Diyarbakır çalışmalarını yürüten koordinatörler, çocukların başlarına her hangi kötü olay geldiğinde bunun gizli kalmaması için; çocuğun konuşması gerektiğinin önemine vurgu yaptılar. Bunun içinde çocuğun güveneceği ve kendisine sahip çıkılmasının, suçluların gereken cezalara çarptırılması için de çocuk ihtisas mahkemelerinin kurulmasının önemine dikkat çektiler. UCİM’in Diyarbakır koordinatörleri yürüttükleri bu çalışmanın ne zaman ve nasıl ortaya çıktığını şöyle dile getirdiler;

“Saadet öğretmen 2014 yılında İzmir'in Menderes ilçesinde bir köy okulunda öğretmenlik yaptığı dönemde okuldaki müdürünün kız çocuklarına yapmış olduğu istismarı ortaya çıkarmıştır. 6 kız çocuğunun istismara uğradığı resmiyette belgelenmekle beraber başka çocukların da benzer istismara uğradığı iddia edilmiştir. Çünkü o köyde 22 yıldır öğretmenlik ve idarecilik yapan birisi.

2014 yılında başlayan ve 4 yıl süren bu mücadele ve yargılama sonucunda sanığa 82 yıl 6 ay ceza veriliyor. Bu olaydan sonra Saadet öğretmen Türkiye’de Çocuk hakları aktivisti olarak tanınmaya başlıyor. Bu süreç zarfında 2017 yılında Mersinli bir iş adamı olan Yücel Ceylan, Saadet hoca ile beraber Mersin'de UCİM’i kuruyorlar. Derneğin çalışmaları daha sonra genişletilerek 66 ilde örgütlenerek 60 bini aşkın gönüllüye ulaşıyor.

İstismar yüzyıllardır devam eden bir sorun

UCİM olarak amacımız şöyle; istismar olayları olmadan önce nasıl eğitimleri verebiliriz? Ebeveynlere ve çocuklara farkındalık eğitimlerini nasıl verebiliriz? Bu olaylar olmadan önce nasıl önlemler alabiliriz. İstismarlar yaşandıktan sonra bizler neler yapabiliriz? Yönlendirici, destekleyici faaliyetler yürütüyor.

Biz ne kadar önlemlerimizi alırsak da eğitimler verirsek de; bunun kökünü hemen kısa sürede kurutmak o kadar mümkün olan bir şey değil. Çünkü yüzyıllardır devam eden bir sorundur.

Olaylar olduktan sonra peki ne yapabiliriz? UCİM bu konuda mağdurlardan hiçbir ücret talep etmeden hukuksal hem de rehabilitasyon desteği veriyor.

UCİM’in çalışmaları ve istismara uğrama olaylarında nasıl hareket edilmesi gerektiği konusunda;

 Önleme izleme merkezini açtık

6 ay önce İzmir'de ilk önleme ve izleme merkezini açtık. Bunun amacı da insanlar buraya rahatlıkla ulaşabilsinler. Mesela bir vaka UCİM’e ihbar edildiği zaman hem destek veriyorlar, hem de yol ve yöntem konusunda destek verecek olan unsurlarla iletişime geçiyorlar.

İstismara uğramış ya da tanık olan kişi www. ucim. org.tr web sayfamızda bulunan ihbar et butonuna basarak kısa bir mesaj bırakıyor. Bu arada kimlik bilgilerini yazıyor fakat bu bilgi gizli kalıyor. İstismara ilişkin ellerinde dosyalar varsa bunları bir şekilde UCİM’e bildiriyor. Hukuk komisyonumuzda bulanan avukatlar o ihbarı inceledikten sonra davaya müdahil olmak istiyorlar. Avukatlar nöbet sistemi ile çalışıyorlar. Bütün ihbarlar tek bir merkeze gidiyor.

Bütün illerde önleme ve izleme merkezi açacağız

 Şu an bütün illerde önleme ve izleme merkezi açıyoruz. Bunun ilk startı İzmir'de verildi. ‘Güçlü UCİM Güçlü Çocuklar’ projesi gerçekleştirildi. Avrupa Birliği projesi desteği ile 23 Nisan'da ünlülerle bir kampanya düzenlendi. Bu etkinlikte toplanan bağışlar ile 16 ilde 16 önleme ve izleme merkezi hedeflendi. Ancak toplanan bütçe ile şu an 8 ilde açıyoruz. İstanbul’dan sonra Konya açıldı, Erzurum açılıyor. Ankara’da Avrupa Birliği Proje Ofisi açıldı. Ardından Mardin, Van, Ordu ve Kayseri'de açılacak. Diğer illerde de açılması için düzenli bağışçılara ihtiyaç var. Diyarbakır'da da böyle bir merkezin olması için çalışıyoruz.

Çocuk oyun alanlarının olduğu, psikolojik desteklerin de verildiği içinde çocuk oyun odaları, psikolojik danışmanlık odaları, hukuk odaları da olduğu için büyük bir alana ihtiyaç var. Bu da büyük maliyet gerektiriyor. Şimdiye kadar UCİM bütün davalara gözlemci olarak katıldı.

4. Yargı paketi ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz.

 UCİM’in en büyük taleplerinden biri de çocuklar için ihtisas mahkemelerinin kurulmasıdır. 4. Yargı paketinde istismar davalarında somut delil isteniyor. Bu çocuklara en baştan hiç mahkemeye gelme demek gibi bir şey. Yasanın bu şekilde çıkması, çocuklar açısından büyük bir kötülük demektir. Anlaşılır gibi değil, istismara uğramış çocuktan somut delil nerede göster denmesi, çocuğa tekrardan aynı travmaları yaşatmak demektir.

Sakarya'da bir dava var. Orada yargılanan kişi şimdiden; 4. Yargı paketinde yer alan somut delilden gerekçesinden dolayı beni serbest bırakmanız gerekir diyor.

Pandemi döneminde istismar olayları daha da arttı mı?

Çocuk istismarcısı ile bir buçuk iki seneye yakındır aynı evdedir. Pandemi döneminde bu sorunu daha da ağırlaştırdı. Daha fazla görünür oldu.

Mesela 20 yıl önce de istismarları yaşanıyordu ama dijitalleşme bu kadar yaygın olmadığı için kamuoyuna fazla yansımıyordu. Önceden bu kadar dijitalleşme olmadığı için insanlar nereye başvuru yapacağını bilmiyordu. İnsanların gördüğü duyduğu birçok hikâyeler vardır ama bunların ne kadarı yargıya taşındı, basına yansıdı. Çoğu kendi içinde kapalı kaldı.

Elmalı davasından sonra binlerce insan UCİM’e üye oldu

Günümüzde artık çocuklar daha fazla cesur olmaya başladı. Artık o kadar korkusuz değiller.

23 Nisan'da ki kampanyamız sırasında daha kampanya bitmeden hem de çocuklar tarafından 5 tane ihbar geldi. Belki sanatçılardan ve sosyal medya yayınlarından da cesaret alarak, bu sorunlara sahip çıkan kişileri gördükçe, çocuklar da cesaret alıyor.

Anne kadın çocuk olayı ihbar etmek istiyor destek istiyor ama nereye yapacağını tam olarak bilmiyor. Bu ihbar hattı numaralarının kamuoyunda daha fazla görünür ve bilinmesi gerekiyor.

Elmalı davasından sonra binlerce insan UCİM’e üye oldu, takip etmeye başladı. UCİM’e üye olan insanlar bir şeylerin farkında ve araştırıp bir şeyler öğrenmek istiyorlar. Web sayfamızda bu konuda geniş ve yönlendirici bilgiler var.

23 Nisan'dan beri de sanat camiasında büyük destek var. Camiasının katılması ile bir ilgi göstermesi ile birlikte de bu konuda duyarlı geniş bir kitle oluştu.

Tabii daha yaygınlaşması için bizim evin içerisindeki kadına, çocuğa ulaşmamız lazım.

Yani bu tip sorunlar için geniş bir kamuoyu tarafından duyarlılık oluşturulması, sağlıklı bir toplum için de gereklidir. Çünkü sağlıklı toplum ancak sağlıklı kuşaklarla olur. Bunun için de bu sorunlar gizli kalmamalı, gerekli eğitim ve engelleyici, caydırıcı önlemler alınmalı.

Toplumun bu konuda daha duyarlı olması açısından neler söylemek istersiniz?

Çocuk söz konusu olunca artık toplumun kendisine gelmesi gerekiyor. Toplumun ve geleceğin en duyarlı kesimi çocuklarımızdır. Sadece sosyal medyada 3 gün gündeme getirmekle bu işlerin sonu gelmez. 4. gün ne oluyor diye merak etmek gerekiyor. Bu olayın sonu ne oldu diye merak etmesi gerekiyor. Hiçbir şey yapamıyorsak bu konuda çalışmalar yürüten UCİM’e, STK’lara üye olması ya da maddi olarak destek olmaları gerekiyor.

Hiçbir şeyde bir araya gelinemiyorsa bile en azından çocuklar konusunda herkesin, her kesimin bir araya gelmesi gerekiyor. Çocuk bizim son noktamız ve en hassas noktamız olmalı. Çocuk denince burada ırk, din, inanç ve kültür farklılıkları önemli olmamalı.

İstismar olayları sadece Türkiye'de olmuyor. Avrupa gibi gelişmiş dediğimiz ülkelerde de oluyor.  Aradaki tek fark onlarda yasalar uygulanıyor bizde yeterince uygulanmıyor. Kanunlarımızda var ama yapılması gereken şey adaletin bunları en üst düzeyde uygulaması, mahkemede boynunu büktüğü için iyi hal indirimi vermemesi, çocuğu esas alan kararların verilmesi gerekiyor. Adalet gerekirse bu çocuğu annesinden koruyacak. Gerekirse babasından, amcasından, amcaoğlundan koruyacak.

İstismar olaylarının ortaya çıkması durumunda sadece twetler atmanın yeterli olmadığını daha fazla katkılar sunmak gerektiğini, bu olayın sonucunu da takip etmek gerektiğini söyleyen koordinatörler;

Sadece tweet atarak bu işler olmuyor, bu sadece vicdanımızı rahatlatır. Öyle şeyler duyuyoruz ki; bana nasıl dayanıyorsun diyorlar.  Bazı davaları takip eden arkadaşların anlatımları nefes kesici şeyler ama bir de bunu yaşayan çocukların durumunu düşünelim. Biz duymaya dayanamadığımız olayları o çocuklar yaşıyor.  Bizlerin de bir şeyler yapabilmemiz gerekiyor. Toplumda genel bir duyarlılık ve farkındalık yaratmak için sadece şikâyet etmek değil bu konuda mücadele etmek gerekiyor.  O çocuk sadece kendi başına gelmiş bir şey gibi düşünüyor, çocuğun kendisini yalnız hissetmemesi lazım. Bu konuya hassasiyet göstermek için anne ya da baba olmak da gerekmiyor çocuk sahibi olmak gerekmiyor ya da istismara uğramış olmak da gerekmiyor yani insanım diyen herkesin bir hassasiyet geliştirmesi gerekiyor.

Yani tabii çocuğun sadece aile içerisinde ensest değil ama dışarıda da yani bu konuda çeşitli tacizlere uğrama durumu var. Komşusundan, bakkalından, dayısından diye sıralarsak yelpaze çok geniş.

Ailelere bu konuda nasıl bir görev düşüyor?

Aileler gerekirse bu konuda dışarıdan da destek alarak çocuğunu eğitmeli. Çocuğa kimin nasıl dokunması gerektiğini ve bu konuda güvendiği birine yaşadıklarını anlatması ve konuşması gerektiğini öğretmemiz gerekiyor. Çocuk anlatmadığı için bu süreç uzuyor ve uzadıkça daha çok örselenme oluyor. Bu yüzden çocuklar için özel ihtisas mahkemelerinin kurulması UCİM’in önemli verdiği konulardan biridir.

Çocuklar konuştuktan sonra ne yapılacak?

 Bir de bu alanda uzman olan kişilerden destek de alınması gerekiyor. Sadece çocuğun değil anne babanın da destek alması gerekiyor. Bunun için toplumsal eğitim de gerekiyor. 

Cezasızlık olursa bu olaylar daha da artacaktır

Bir suiistimal sadece bir çocuğun hayatını karartmıyor aynı zamanda toplumu da çürütüyor. Asla müsamaha edilmemesi gerekiyor.

Aileler bazen oğlunun kızının adı çıkar diye olayı örtbas ediyor. Örtbas edildikçe suç işlenmeye devam ediyor.

Olayın üstünü örtmeyen nadir de olsa anneler babalar var. Davalarda ben çocuğuma inanıyorum deyip davanın peşini bırakmayan ailelerde var. Bu tür olaylarda çocuğun güven duyması önemli. Çünkü çocuğun güveni bir kere zedelenmiş istismara uğramış bu aile içinde olan bir şey de olunca bunun travması çok daha büyük oluyor. Aile içinde annemiz, babamız, abimizdir, yakın akrabalarımıza en çok güvendiğimiz kişiler oluyor. Çocuğa en çok güvenilecek ler olarak öğretiliyor. Ama çocuk güvenilecek dediğiniz kişiler tarafından istismara uğruyorum dediği zaman; yakını veya başkaları tarafından biz sana inanmıyoruz, bana ispatla sen daha çocuksun, sen yanlış anladın. Çocuk olduğu için hep küçük ve hayal ürünü bir şey üretiyormuş gibi bir algı var.  Yani o resimlerde görüldüğü gibi istismara uğramamış bir çocuk bunu çizebilir mi? Bu tür olayların ortaya çıkması ancak çocuğun birilerine güvendiği zaman ortaya çıkıyor. Çocuk güven duyduktan sonra yaşadıklarını anlatıyor.” 

Özel Haber/ Mümin Ağcakaya

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri