TİGRİS HABER - 6 Şubat Maraş merkezli depremde 7 üyesini kaybeden Antakya Medeniyetler Korosu Diyarbakır Sezai Karakoç Kültür Merkezinde verdiği konserde salonda çok duygusal anlar yaşandı. Ağlayanların olduğu salon tek yürek tek nefes oldu.
‘İnsanın kalbine dokunan en kolay şey müziktir’ sloganıyla sahne alan ve birçok uluslar arası konserlere de imza atan koro depremde hayatlarını kaybedenlerin anısına; Kürtçe, Türkçe, Zazaca, Arapça ve Ermenice şarkıları seslendirdiler.
2007 yılında 200 farklı din ve mezheplerden kişilerin katılımıyla kurulan koro depremde 7 üyesini kaybetti. Koronun şefi Yılmaz Özfırat’ da 8 saat enkaz altında kaldı.
Tigris Habere konuşan Antakya Medeniyetler Korosu şefi Yılmaz Özfırat;
“Diyarbakır’dayız. Bir kadim topraktan bir kadim toprağa geldik. Bu şehirde olmaktan büyük mutluluk ve büyük onur duyuyoruz. Çok edebiyatçı, çok güzel insanlar yetiştiren bu şehrin her toprağında her taşında bu ülkenin güzel ve değerli insanları var. Bizler de depremden sonra buraya davet edildik. Bizim yaralarımıza merhem olmaya çalıştılar. Tüm Diyarbakır’a sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Bu akşam konser salonunu dolduran bizimle beraber gülen bizimle beraber ağlayan tüm dostlara selam olsun.” Dedi.
İzleyicilerden ağlayanlar oldu
Kalabalık bir izleyici karşısına çıkan izleyiciler çok duygusal anlar yaşadı. Depremde kaybedilenlerin acısı ilk günkü gibi yürekleri yaktı. İzleyicilerden kendini tutamayıp ağlayanlar oldu. Asrın felaketi olarak da adlandırılan depremde yaşanan büyük felaket aynı zamanda insanlar arasında da ne kadar güçlü bir dayanışmanın da ortaya çıktığını gösterdi. İnsanlar başkalarının acılarını kendi acılarıymış gibi görüp hüzünlendiler. Ellerinden geldiği kadar birbirlerinin yardımlarına koşmaya çalıştılar.
Geride kalanlar depremde kaybettikleri sevdiklerinin izlerini taşıyarak, acılarıyla yoğrularak hayata tutunmaya çalışıyorlar. Enkazlar kurtulanların yüreklerinde kaldı.
Diğer depremlerde olduğu gibi; ‘Sesimi duyan var mı?’ Sesleri enkazdakilere ulaştırılmaya çalışılan bir çığlık olmuştu. Salondakiler hayatlarını kaybedenleri anmak için; ‘Sesimi Duyan var mı?’ diye seslendiler. Bu sesler enkaz başlarında beton parçalarına çarpıp dönen çığlıklar gibi konser salonunun duvarlarına çarpıp geri döndü.
Birçok dilde söyledikleri müzik parçaları arasında konuşmalar yapan Antakya Medeniyetler Koro şefi Yılmaz Özfırat enkazdan kurtulduktan sonra yardım getiren Şırnaklı şoförle arasında geçen konuşma dinleyicileri çok duygulandırdı.
‘Şırnaklı şoför gözünü kırpmadan koşmuştu’
Koro şefi Özfırat; “Dünyanın neresi aklınıza gelirse orada konser verdim. Depremde enkazda kaldığımda kendimi bir şey zannediyordum. Tam sekiz saat enkazda kaldım. Birilerinin gelip sizi kurtaracağını zannediyorsunuz. Kendinizi bir şey zannediyorsunuz. Bir hiç olduğunuzu o zaman anlıyorsunuz. Okyanusta bir damla bile olmadığınızı anlıyorsunuz. Bir kahvenin hatırı, bir sıcak suyun hatırını anlıyorsunuz. Depremin üçüncü veya dördüncü günüydü tam hatırlamıyorum. Bir tır gördük yanına gittik. Dedim nerden geliyorsun. Şırnak’tan geliyorum dedi. Ne var dedim. Şoför; ‘Battaniye bir de çocuk bezi, bir de ekmek vardı ama çok bayatladı.’ Dedi. ‘O ekmeği bana ver.’ Dedim. Hayatımda yediğim en lezzetli ekmeğiydi. Şırnak’tan çıkmış, Hataya gelmiş Ve sadece insanlara yardım etmek için, gözünü kırpmadan koşmuştu.”