Salih Yeşil-Mahsum Rençber
TİGRİS HABER - Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi davasının son celsesinde eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dinlenmesi kararı alan ancak celse arasında bu kararından vazgeçen Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesini davadan çekilmeye çağırdı.
Bölge baroları, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve avukatların katılımıyla Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması düzenleyen Eren, "Tahir Elçi cinayeti soruşturması ve davası en başından beri, dünya hukuk literatürüne geçecek türde skandallarla ilerliyor" dedi.
Soruşturma sürecinde yaşanan eksikliklere değinen Eren, “Diyarbakır Barosunun talebiyle Londra’daki Adli Mimarlık kuruluşunun hazırlamış olduğu ve dosyaya sunulan rapor olmasa üç polis hakkında, bu davanın da açılmayacağını çok iyi biliyoruz. Toplanmayan deliller, yok edilen deliller, özensiz ve isteksiz yargısal pratiklerin sonunda açılan bu dava için kimseye teşekkür edecek değiliz. Kamuoyu baskısı ve nice çabalar sonucunda açılan bu davanın ilerletilmesi, fiilin ve failin tespiti konusunda her türlü engelleme ile karşı karşıyayız." ifadelerini kullandı.
Davanın görüldüğü Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nin ilk duruşmada Elçi'nin eşi Türkan Elçi'yi duruşmadan atmakla "tehdit" ettiğini söyleyen Eren, "Duruşmalar sırasında savcılık makamının tanıklarını her birinin olayı çarpıtmak, yargısal süreçleri hedefinden saptırmak için bizzat savcının kendisi tarafından tehdit edildikleri, farklı vaatlerle yalan tanıklığa zorlandıkları ve işkenceye uğratıldıkları ortaya çıkmıştır. Bu korkunç gerçeklik karşısında Mahkeme heyetinin kılı bile kıpırdamamış, tanıkları yalan beyanda bulunmaya zorlayan savcı ve bu tanıklara işkence yapan kolluk görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmayı reddetmiştir" diye konuştu.
'Mahkemenin amacı suikastı aydınlatmak değildir'
Mahkemenin yargılama sürecindeki tutumunu eleştiren Eren, "Davayı gören Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi, katılan vekillerinin davayı ilerletebilecek, suikastı aydınlatabilecek tüm taleplerini reddetmeyi adeta kendisine bir görev olarak bellemiştir. Yargılamanın gelinen aşaması itibariyle, yokluğumuzda yapılmaya çalışılan ara celseler; biz katılan vekillerinin görüşü alınmadan incelenen savcılık talepleri; yokluğumuzda, delillerle ilgili tesis edilen ara kararlar; bu mahkemenin suikastı aydınlatmak için değil, bu dosya üzerinden siyasi tarihimizi ve toplumsal belleği karanlıkta bırakmak amacı ile hareket ettiğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
'Davadan el çekmesi gerektiğini ortaya koymuştur'
Mahkemenin Elçi'nin öldürüldüğü dönemde başbakanlık görevini yürüten Ahmet Davutoğlu'nun dinlenmesi için son celsede karar aldığını ancak 19 Eylül'de aldığı bir ara kararla bu kararından vazgeçtiğini hatırlatan Eren, "Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin son olarak 19.09.2022 tarihinde, biz avukatların haberi bile olmadan, ara celsede aldığı karar, bu mahkemenin gerçekleştirdiği skandallar zincirine yeni bir halka eklemiştir. Karara imza atan yargıçların, bu davadan derhal el çekmesi gerektiğini çok net bir şekilde ortaya koymuştur." şeklinde konuştu.
'Bu karar yüz kızartıcı skandal niteliğindedir'
Bu kararın kabul edilemez olduğunu vurgulayan Eren, şunları söyledi:
"Ancak, 19.09.2022 tarihli ara celse ile, mahkeme çoğunluğu Davutoğlu’nun dinlenilmesi yönündeki kararı geri almıştır. Bu karar yüz kızartıcı bir skandal niteliğindedir. Her şeyden önce bu kadar önemli bir davada katılan vekilleri dışlanarak hüküm tesis edilmesi kabul edilemez. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin bu karara muhalefet şerhi koyan üyesi '…bu zamana kadar dosya kapsamında herhangi bir değişiklik olmaması ve tanık hakkında talimat yazılmış Olması’nı gerekçe göstererek çoğunluk görüşüne katılmamıştır."
Eren, mahkemenin kararından dönmesini "Bu kadar önemli bir tanığın dinlenmesini reddederek bir kere daha davanın ilerlemesine köstek olmasını, bu çoğunluk üyelerinin tarafsız ve bağımsız olmadıklarına ilişkin yaptıkları güçlü bir irade açıklaması olarak değerlendiriyoruz." sözleriyle yorumladı.
'Reddi hakim talebinde bulunduk'
Mahkemeye reddi hakim talebiyle dilekçe sundukları açıklayan Eren, sözlerini şöyle noktaladı:
"Çoğunluk üyelerinin yaptığı bu irade açıklamasını görmezden gelmemiz mümkün değildir. Bu nedenle bugün bir dilekçe sunarak kendilerini reddettiğimizi bildirdik. Mahkemenin çoğunluk üyeleri ile dava arasında asla telafi edilmesi mümkün olmayan bir doku uyuşmazlığı ortaya çıkmıştır. Mahkeme çoğunluk üyelerinin bu davayı görmeye devam etmeleri mümkün değildir. Kendilerini görevden el çekmeye davet ediyoruz. Biz müdahil vekilleri olarak bu davayı sonuna kadar takip edeceğiz, Mahkeme çoğunluk üyeleri bu davadan el çekene kadar reddi hâkim taleplerimizi tekrar edecek, adalet çığlığımızı her geçen gün daha yüksek perdeden dile getirmeye devam edeceğiz."
'Katiller bulunsun diye 7 yıldır çığlık atıyoruz'
Açıklamaya destek için Diyarbakır'a gelen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da "7 yıldır bu ülkede, bu şehirde güpegündüz sokağın ortasında öldürülen, katledilen bir baro başkanının katilleri bulunsun diye çığlık atıyoruz" dedi.
Kentte neredeyse her 200 metrede 20 kameranın bulunduğunu söyleyen Erinç, ama Elçi cinayetinde kamera kayıtlarına ulaşılmadığını ifade ederek, şöyle devam etti. "Bugün geldiğimiz noktada bu yargılamada isteniliyor ki yapılan haksızlıklara, hukuksuzluklara kimse ses çıkarmasın. Oysa biz yaşam hakkını savunmaya devam ediyoruz. İsteniyor ki bir yargılama yapılıyor gibi gösterilirken bu hukuksuzluğa o yargılamaya katılan savunma makamı da alet olsun. Oysa biz hep adil yargılama hakkını savunduk. Bugün de aynı noktada duruyoruz. Tahir Elçi’nin katilleri ortaya çıkartılıp en ağır cezayı alana kadar da aynı noktada durmaya devam edeceğiz."
Sağkan, Elçi cinayetinin siyasete alet edilmesini ve katillerin ortaya çıkmasının başka kaygılarla engellenmesine izin vermeyeceklerini sözlerine ekledi.