Özel Haber/Mümin Ağcakaya
TİGRİS HABER - 2013 yılında İzmir’de kurulanŞubadap Çocuk Müzik Grubu aynı zamanda yetişkinler için de şarkılar yapıyor, tiyatro oyunları sergiliyor. Şimdiye kadar 6 albüm toplam 40 çocuk şarkısı besteleyen Şubadap Çocuk Müzik Grubu , kolektif ve çok yönlü bir çalışma yürütüyor. Turnelerle çok sayıda çocuğa ulaşmak isteyen grup, Mardin, Urfa, Batman’dan sonra Diyarbakır’a da uğradı. Tarihi Zerzevan Konağında çocuklar için bir konser verdi. Kişi olarak kimsenin öne çıkmasını istemedikleri için Şubadap adına konuşan sanatçıyla; grubun ne zaman kurulduğu ve çocuk şarkılarının nasıl olması gerektiği ve çocuklara mesajları üzerine konuştuk, sorularımızı yanıtladı.
Grubumuz, çocuklar ve ebeveynlerle birlikte çalışıyor
Yayınladığımız bu şarkıların her birini çocukların ve toplumun ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz konulardan seçtik. Örneğin özgürlük, toplumsal cinsiyet, birlik olma, farklılıklara saygı, çevre ve doğa üzerine şarkılar besteledik.
Bu şarkıları grubumuzun tüm üyeleriyle birlikte yapıyoruz. Yani kolektif bir çalışma oluyor. Hatta İzmir’de mahallede çalıştığımız çocuklar, ebeveynler, tiyatrocular ve öğretmenlerin de katkıları oluyor.
Şarkıları internette yayınlıyor, albümler çıkarıyoruz. Ayrıca şarkıların bir kısmını da resimli kitaplar haline getirip yayınladık. Şimdiye kadar 9 kitap yayınladık. Çocuklar şarkılarımızın hepsini internetten ücretsiz indirip dinleyebiliyorlar.
‘Çocuk şarkıları dağarcığında eksiklik olduğunu gördük’
Bu şarkıları yapmaktaki temel gayemiz; geçmişten bugüne kadar uzanan çocukluk kültüründe ve özel olarak çocuk şarkıları dağarcığında büyük eksiklik olduğunu gördük. Eskiden Barış Mançolar Muammer Sun çeşitli çocuk şarkıları yapmışlardı. Bugünün çocuklarına yeni şarkılar yapılması gerekiyordu. Bu şarkıları kendi dillerinden ve kendi dünyalarını yansıtan pencereden görerek yapmak gerekiyordu. Bir şekilde yetişkinlere söylediğimizin çocuklara da tercüme edilmiş halleri olması gerekiyordu.
‘Çok dilli şarkılar söylüyoruz’
2013 yılında mahallelerdeki müzik temeli çalışmalarda bu açığa çıktı. Eksiklikler üzerine kurgular kurduk. Albümleri gerçekleştirdik. Şarkıları farklı dillere çevirdik.
Şarkıların Kürtçeleri şu anda Zarok TV'de yayınlanıyor. Benzer şekilde Arapça, İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerine çevirdik. Yurt dışı konserlerinde bunları da seslendiriyoruz. Yılda toplam 40 günlük turneler gerçekleştiriyoruz. Bu turnelerdeki ana hedefimiz köy okullarındaki çocuklarla, öğretmenlere buluşmak. Şubadap Çocuk köye gelmeden önce çocuklar şarkılara önceden hazırlanıyor, okulda bir Şubadap panosu oluşturuluyor. Öğretmenlerle de faaliyetlerimiz hakkında konuşuyoruz, fikir alışverişleri yapıyoruz. Bu yıl Diyarbakır, Mardin, Urfa ve Batman'da illerini turne bölgesi olarak belirledik ve 15 gündür de bu bölgedeyiz. Çeşitli ilçelerin köy okullarında konserler verdik.
Neden çocuk şarkıları?
Sadece çocuk şarkıları değil, yetişkinlere de şarkılar yapan, tiyatro yapan gruplarımız da var. Kolektif çalışan bir grubuz. Toplumun farklı kesimlerine ulaşmaya çalışıyoruz. Aslında aynı şeyleri anlatıyoruz.
Çocuklara hitap etmek zor değil mi? Çocukların anlayacağı, seveceği seviyeye inmede zorlanıyor musun?
Başlangıçta zorlandık. Ama bu süreci biraz geçtik diyebilirim. Çünkü çocuklarla çok fazla temas ettiğimiz için, onların dillerini daha iyi kavrama şansımız oldu. Bir de onlardan çok geri dönüş alıyoruz. Bazen birlikte de çalışıyoruz. Bizim albümdeki şarkıları çocuklar söylüyor. O çocuklarla yıl boyu iç içe çalışıyoruz. 9 yıldır bu faaliyetimiz devam ediyor.
Şubadap çocuk öyküsü nasıl başladı?
İzmir'de halk evlerinde çeşitli çocuk çalışmalarına katılıyorduk. Burada müzik temeli çocuk çalışmaları yürütürken ciddi bir repertuar eksiklik eksikliği olduğunu düşündük. Baltalar elimizde biz gideriz ormana hey! Şu anda baltalar elimizde ormana gitmek başka bir şey, ağaca sarılmak, ormanı korumak başka bir şey. Ekolojik mücadele çağındayız.
Böylesi çocuk şarkılarını biraz daha modernize ederek, güncele uyarlayarak mı yapıyorsunuz?
Geçmişten hiç uyarlamadık ama onları değerlendirdik. İnceledik. Naif, güzel neler var diye baktık. Mesela kendimize temel aldığımız şeylerden birden fazla çocuk korosu vardı. 1979-80 yıllarında Terzi Fikri döneminde, diğeri MKM İstanbul Çocuk Korosu bu örnekler bize feyz oldu.
‘Çocukların çözümüyle yetişkinlerin ki aynı’
Çocuk şarkıları deyince akla sadece çocukları eğitmek üzere şarkılar geliyor. Tabii bizim söylediğimiz şarkıların da pedagojik niteliği var ama çocuklarla daha eş bir ilişki kurmak gerekir. Çünkü aynı yolu yürüyoruz, aynı sorunları yaşıyoruz. Sadece onlar daha özel gelişim özelliğine sahipler. Yoksulluğu da, ayrımcılığı da beraber yaşıyoruz. Dolayısıyla bizim açımızdan çocukların çözümüyle yetişkinlerin çözümü aynı. Bu konuda özel olarak çalışmalar yürüttük ve şarkıları yapmaya başladık. İlk yaptığımız şarkıları çocuklar beğenmediler. Sonra üzerinde çalışarak, emek vererek daha güzel hale getirdik.
Ne tür tepkiler alıyorsunuz?
Genellikle olumlu tepkiler alıyoruz. Ama bazen olumsuz tepkilerde söyleniyor da olabilir.
Ama gözleyebildiğimiz kadarıyla çocuk şarkıları alanında yeni bir soluk olma meselesi. Nadiren de olsa neden gezegenleri öğretenler şarkılar yapıyorsunuz? Neden dişlerinizi fırçalayın şarkıları yapmıyorsunuz gibi. Biz bunların eğitime ait olduğunu düşünüyoruz. Bir şeyleri kolay öğretmek için şarkıların kullanılmasını çok anlamda bulmuyoruz. Bunun yerine şarkılar bizim hayatımızı kuşatan, duygular yaratan şeylerdir. Bizim hayatımızda da öyledir.
‘Çocuğun içindeki müzik duygusunu provoke etmek istiyoruz.’
Duygularımızı harekete geçiren şarkılar duymak isteriz. Herkes hoplar zıplar mutlu olur. Bir aşk şarkısı söylediğinde herkesin yaşamından bir parça olur. Biz de çocukların yaşamında yeni duygular yaratmaya çalışıyoruz. Çocuğun içindeki müzik duygusunu provoke etmek istiyoruz. Çocuğun eşitlikçi olmasını, birbirini ezmemesini, zorbalık etmemesini, enstrüman çalma hevesini onlara geçirmek istiyoruz.