Naci Sapan
TİGRİS HABER - CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM Genel Kurulu’nda; HEDEP grubunun HDP İzmir İl Binası’na yönelik silahlı saldırı ile ilgili araştırma önergesinin öne alınması önerisinde konuştu. Öneri AKP ve MHP milletvekillerinin oyları ile reddedildi.
Sezgin Tanrıkulu, davanın 5 duruşmasını da izlediğini, böyle bir cinayeti 3 aşamada incelemek gerektiğini aktardı ve şöyle dedi; “Cinayetten önceki aşama, gerçekleştiği sıradaki durum ve gerçekleştikten sonra da Yargının tutumuna, siyasal iktidarın tutumuna bakmak lazım. Gerçekleşmeden önce yani 17 Haziran 2021 tarihinden önce Türkiye'deki siyasal iklim iktidarın yarattığı bir nefret söylemiydi. Irkçılık vardı, HDP'ye karşı bir kapatma davası açılmıştı ve kadın hareketine karşı da linç girişimlerdi vardı, böyle bir siyasal iklim hazırlanmıştı. Cinayetin gerçekleştiği gün ve gerçekleştiği ortama bakarsak İzmir'in orta yerinde, Konak'ta, Çankaya'da ve HDP il binasının önünde bir karakol var, gelen giden herkesin kimlik kontrolü yapılıyor, gözetleniyor. Bu katil tam 105 kez binaya girmiş ve keşif yapmış, hiçbir zaman kendisinden şüphelenilmemiş ve bir araştırma yapılmamış. Adeta izin verilmiş, tam 105 kez o binaya girmiş ve binanın önünde seyyar bir karakol var. Cinayetin işlendiği sırada tam kırk dakika beklenmiş, teslim alınmamış, adeta cinayetin işlenmesine izin verilmiş orada ve kendisine bir kahraman muamelesi yapılmış. Peki, gerçekleştikten sonra ne yapılmış?”
Bir tweet, 4 gün gözaltı
Bir 'tweet' atanın dört gün gözaltında kaldığını ifade eden Tanrıkulu, bu davanın katilinin sadece yirmi dört saat gözaltında tutulduğunu, arkasındaki ilişkinin araştırılmadığını, alelacele Savcılık önüne çıkarılarak tutuklandığını vurguladı.
Tanrıkulu sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bunun kadar hızlı hazırlanan başka bir iddianame göremezsiniz. İnsanlar yıllarca iddianame hazırlanmadan cezaevinde kalırlar. Bununla ilgili iddianame yaklaşık yirmi günde hazırlandı ve hızlı bir yargılama yapıldı. Bakın, derin devletin iş birliği olmazsa böyle kendiliğinden çıkan unsurlar İzmir'in orta yerinde bir siyasi partinin içerisinde böyle bir katliam girişimi gerçekleştiremezler. O yüzden açıkça söylüyorum: Siyasal iktidar böyle bir cinayetin siyasal zeminini hazırlamıştır ve gerekli araştırmayı da yapmamıştır. Peki, yargılama nasıl yapıldı? Duruşmaların 5'ini de izledim, zabıtlarda ismim var "Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu Başkan Yardımcısı" diye buradayım dedim ve zabıtlara da geçirdim, orada var. Ya, bir duruşma salonunda izleyicilere gaz sıkılır mı? Bir duruşma salonunda katile görevini yapmış insan muamelesi yapılır mı yargı tarafından? Görevini yerine getirmiş ve saygı duyulan bir muamele yapılır mı ve bunu yapan yargı, yargı mensupları. Peki, bu yargılama devam ederken dördüncü duruşmada heyet niye değiştirilir, neden değiştirilir, hangi ihtiyaçtan? Değiştirilen başkan neden adliye içerisinde başka bir eş göreve gönderilir? Bütün bunlar orada oldu ve duruşma kamuoyundan kaçırılmak amacıyla Aliağa kampusuna götürüldü. Kampusta sadece iki duruşmada savunma avukatları alınmadan vekâletname istenerek ve hiçbir izleyiciye izin verilmeden yapıldı, bununla ilgili olarak da bu yargı mensuplarıyla ilgili hiçbir işlem yapılmadı.
İktidarın tavrı önemli
Dolayısıyla şimdi eğer siyasal iktidarın bu cinayetle bir ortaklığı yoksa derin ilişkilerin bu cinayet ortaklığı yoksa o zaman cinayetin işlenmesinden evvel, işlendiği sırada ve işlendikten sonraki bütün bu süreçler neden bu şekilde izlendi, işlendi, bunun hesabını Adalet ve Kalkınma Partisinin vermesi lazım veya kendisi ortak değilse bunun hesabını sorması lazım. Evet, bu siyasal cinayetin zemini siyasal iktidar tarafından hazırlanmıştır, halen adalet arayışı devam etmektedir ve edecektir.”