TİGRİS HABER - CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır’a gelen ve bazı temaslarda bulunan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e can alıcı sorular sordu. Tanrıkulu, “Önceki dönemlerde Diyarbakır adliyesinde iş insanlarına komplo kuran, itirafçı yaratarak iş insanlarının aleyhine ifadeler verdiren, onlardan yasa dışı para alan savcı kim” diye sordu.
Diyarbakır’da bulunan ve bazı siyasi temaslarda bulunan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, muhtemel bir seçimde bir iktidarın ana gövdesini oluşturacaklarını, dolayısıyla bakanları her yerde izlediklerini, alanı boş bırakmadıklarını söyledi. Tigris Haber’e özel açıklamalarda bulunan Tanrıkulu, “Bugünde Diyarbakır barosunun önceki başkanı olarak ve burada ki sivil toplum örgütleriyle yakın bir temas halinde olarak buradayım. Adalet Bakanın temaslarını takip ediyorum” dedi.
Diyarbakır adliyesi adaletsizliğin zirvesinde
Adalet Bakanına soru yönelterek cevaplayan Tanrıkulu şöyle dedi; “Ben bakana bunu sorarım öncelikle, bugün Diyarbakır adliyesini ziyaret etti. Diyarbakır adliyesi son yıllarda özellikle tarih boyunca da öyleydi. Ama son yıllarda özellikle adaletsizliğin zirvesinin bir vizyonu oldu. Her türlü adaletsizlik Diyarbakır adliyesinde var. Adam kayırma, Kötü ilişkiler, Rüşvet ve ağır cezalar.
Başak Demirtaş’ı sordunuz mu?
Mesela şunu da sorarım bakana, Başak Demirtaş daha dün 2 yıl 6 ay ceza aldı. Bu adliyede ceza aldı ve bunun bir düşman ceza hukukunun uygulaması olduğunu biliyoruz. Yani bizde teamüller, örfler var, yani sonuçta siyasi rekabet edebilirsiniz. Bir insanın eşini tutuklayabilirsiniz, ama bunu bir aileye yaymazsınız. Ama bu adliye öç alma mekanizmasıyla bunu yaptı ve aldığı sağlık raporlarından dolayı 2 yıl 6 ay ceza verdi. Mesela bakan acaba bunu sordu mu? Yani bu soruyu sordu mu?”
‘Anneleri rekabet konusu yapmayın’
Adalet Bakanının HDP önündeki Diyarbakır annelerini ziyaretiyle ilgili de konuşan Sezgin Tanrıkulu, annelerin acılarının yarıştırıldığını, annelerin rekabet konusu yapıldığını belirterek şunları söyledi; “Diyarbakır annelerini ziyaret etmiş. Diyarbakır anneleri bizim annelerimizdir. Biz hiçbir çocuğumuzun dağda olmasını istemeyiz. Hiçbir çocuğumuzu, gencimizin elinde silah olmasını istemeyiz. Şiddete, teröre karşıyız. Diyarbakır’daki annelerin nöbeti son derece meşrudur, hiçbir itirazımız yok.
Nitekim bende, grup başkan vekilimizde başka milletvekillerimizde zaman zaman gelip ziyaret ettiler. Cumartesi anneleriyle Diyarbakır annelerinin acıları yarıştırılamaz. Bir rekabet konusu yaptırılamaz. Ve bu annelerin acısı siyasi propaganda aracı olamaz. Ama görüyoruz ki Diyarbakır annelerinin üzerinden bir siyaset propaganda yapılıyor. Ve adalet bakanı da bu propagandanın maalesef bir aracı oldu burada. Bunu da kabul etmek mümkün değil.”
Adliyedeki tezgâhlardan haberiniz var mı?
Tanrıkulu Adalet bakanına yönelik açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Diyarbakır’ın yargıyla ilgili birçok problemi var. Halen Diyarbakır adliyesinde yargının da içinde olduğu devam eden soruşturmalar var. Ben buradan bakana sorarım; siz acaba önce ki dönemlerde savcının eliyle insanlara komplo kurulmasını, itirafçı yaratılıp iş adamlarının aleyhine ifadeler verdirip ondan sonra onları gözaltına aldırıp, sonra onlardan yasa dışı para alma konusunda meclisin genel kurulunda gündeme getirdiğim bu konuyla ilgili olarak yaklaşık 2 yıldır ne yaptınız?
Bunun önüne geçtiniz mi? Veya şimdi var olup olmadığı konusunda bir bilginiz var mı? Girdiğiniz o adliye de bütün bunlar yaşandı ve belki de yaşanmaya devam ediyordur. Biz avukat arkadaşlarımızla, Diyarbakır’ın sivil dinamikleriyle bunları takip etmeye devam edeceğiz. Bu hükümetin her bakanın olduğu her yerde de olacağız. Öncesinde ve sonrasında takipçileriyiz.” (Tigris Haber)