Mahsum Kara
TİGRİS HABER - TMMOB Amed İl Koordinasyon Kurulu, ağrı hasarlı bina yıkımlarında halkın can güvenliği ve sağlığının dikkate alınmasına dair Mimarlar Odası’nda basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Diyarbakır Çevre Mühendisleri Odası Eş Başkanı Nujiyan Yıldırım okudu.
Olumsuzluklar devam ediyor
Depremden sonra kentte 152 bin 937 binada hasar tespit çalışması tamamlandığını ifade eden Yıldırım, "Yapılan incelemelerde 22 binanın yıkıldığı, 66 binanın acil yıkılması gerektiği, 3 bin 252 binanın ağır hasarlı olduğu, 2 bin 828’nin orta hasarlı olduğu, 32 bin 652 binanın az hasarlı olduğu tespit edilmiştir. Tespitlerin tamamlanmasından sonra Valilik, AFAD, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri koordinasyonunda, depremde hasar gören ve acil yıkım kararı verilen binalarla ilgili çalışmaların başlatıldığı duyurulmuştu. Ancak depremin ilk gününden bugüne kadar geçen zamanda sürecin yönetilemediği görülmektedir. Depremin ilk etkisiyle yıkılan yapılardaki arama kurtarma faaliyetlerinin tamamlanması ile birlikte yıkımların plansız yapılması ve molozların kontrolsüz bir şekilde hafriyat alanlarına boşaltılması bunun ilk göstergesi olmuştur. Daha sonra yıkılma tehlikesi bulunan ağır hasarlı yapılarda güvenlik tedbirlerinin alınmaması, çocukların bu alanlara girip çıkması, çevresindeki taşıt ve yaya trafiğinin devam etmesi de büyük tehlike oluşturmuştur. Bu tehlikeli sürecin ardından ağır hasarlı yapıların sözde kontrollü yıkım aşamasına geçilmiş ancak yıkım sırasında bir çok kez çökme meydana gelmiştir. Her an can kaybına sebep olabilecek olumsuzluklar an itibariyle hala devam etmektedir" diye kaydetti.
Yönetmeliğe uyulmuyor
Yıldırım, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmeliğe uyulmadığı söyledi.
Yıldırım, sözlerine şu şekilde devam etti; "Örneğin Yönetmeliğin 4. Bölümünün 11. Maddesi ‘Tam yıkım, çatıdan başlanarak temel alt seviyesine kadar yukarıdan aşağıya doğru olacak şekilde gerçekleştirilir. Yıkıma alt kat düşey taşıyıcı elemanlarından başlanılamaz. Yıkım sırasında katlarda oluşacak yıkıntı atıkları güvenlik tedbirlerine uygun olarak, kaydırma olukları veya farklı bir sistemle zemine indirilir.’ Demektedir. Saha da ise; Yıkım çalışmaları sırasında neredeyse her gün çökmeler meydana gelmekle birlikte aşırı toz oluşmaktadır.
Yıkım esnasında ‘kesintisiz sulama’ yapılması zorunlu iken sulama araçlarını yıkımda olmadığını görmekteyiz. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği bugünlerde vatandaşların doğal havalandırma sağlamak üzere ikamet ettiği ve çalıştığı alanlarda pencere ve kapılarını açmaları ile bütün tozların evlerin ve işyerlerinin içine girmesi, yıkım çevresinde yaşam süren insanların hayatını olumsuz yönde etkilemekte ve çevre kirliliği yaratmaktadır" dedi.