Ali Abbas Yılmaz - Özel
TİGRİS HABER - 19’uncu Bölge Güneydoğu Optisyen Gözlükçüler Odası Başkanı Abdurrahim Erdoğan, optisyen gözlükçülerin yaşadığı sorunların pandemi sürecinde arttığına dikkat çekti.
Optisyen gözlükçülerin sorunları
Pandemi sürecinde optisyenlerin var olan sorunlarının daha da ağırlaştığını ve bu dönemde ek sorunlarla kaşı karşıya kaldıklarını belirten Erdoğan şunları ifade etti: “Optisyen Gözlükçüler Odamız 2019’ın Kasım’ında son kayıtlarını alarak faaliyete geçti. Bölge odamız 12 ilden oluşuyor. Bu illerimiz; Ağrı, Van, Hakkari, Bitlis, Muş, Bingöl, Şırnak, Batman, Mardin, Diyarbakır, Siirt ve Şanlıurfa. Biz opstisyen ve gözlükçüler olarak insanların göz ve görme sağlığında ciddi bir öneme sahip olan bir mesleği icra ediyoruz. Ama maalesef günümüzde hem bölge hem de ülkemiz itibariyle göz ve görme sağlığına değer verilmemesi ve optisyen gözlükçülerin gerekli itibari görmemesi mesleğimiz ve görme sağlığı adına ciddi sıkıntılara yol açıyor. Şöyle ki, optisyenlerimiz 2 yıl üniversite okuyor ve ardından mesleğe dahil olma çabasındalar. Ama zaten bölgemizde gözlük kullanım oranının düşük olması ve optisyenlerin kamuda istihdam edilmemeleri birçok sorununa sebebiyet veriyor. Mevcut üniversitelerde her yıl ortalama 4000’in üzerinde gençlerimiz sağlık personeli statüsünde optisyen olarak mezun oluyorlar ama üzülerek belirtmeliyim ki henüz kamuda kadro verilmeyip istihdam edilmemektedirler.
Mesleğin sıkıntılarını dile getirmeye çalışıyoruz
Aslında optisyenler kamu ve özel sektörde birçok alanda istihdam edilebilirler. Kamu ve özel hastanelerde göz hekimlerinin yanında muayeneye hazırlayan yardımcı sağlık personeli olarak görev alması gerekenler optisyenlerdir. Nitekim optisyenlik müesseseleri periyodik olarak sağlık müdürlükleri tarafından denetlenmektedirler. Bu denetimlerde mesleki ehliyeti ve bilgisi olan Optisyenlerin yer alması gerekmektedir. Aynı zamanda Sosyal Güvenlik Kurumu il,ilçe müdürlüklerinde reçetelerin incelenmesi,müesseselerin denetlenmesi görevlerinde Optisyenler istihdam edilmelidirler. Optisyenlerin hakkettikleri kadrolaşma ve istihdamları için Güneydoğu Optisyen Gözlükçüler Odası olarak Birlik genel merkezimiz ile birlikte Optisyenlerimizin her zaman destekçisi olacağız bu konuda üzerimizi düşen ne varsa yapmaya hazırız. Bununla ilgili çalışmalar yapıyor ve gerekli yerlere başvurularda bulunuyoruz. Mesleğimizin sıkıntılarını dile getirmeye çalışıyoruz. Optisyen ve gözlükçüler olarak birden fazla sıkıntılarımız var. Bunların başında devletten aldığımız sağlık ödemelerinde hiçbir fiyat artışının olmaması geliyor. 2003 yılında bir reçeteye ödenen 105 TL ki, (o dönem katılım payı ve kesintiler yoktu) ödenen miktarla o dönem 97 dolar alabiliyorduk. Ama aradan 17 yıl geçmişken, şuan biz aynı reçeteye maalesef sadece 50 TL alabiliyoruz. Bununla da sadece 7.5 dolar satın alabiliyoruz. Üreticilerimizin aldığı hammaddeler ve birçok ürün maalesef yurtdışından ithal ediliyor. Bu da fiyatlarda ciddi sıkıntılara sebebiyet veriyor. Optik müesseseleri ise aradaki farkı kapatmak için müşterilerden tahsil yoluna gidiyor.
Taleplerimiz dikkate alınsın
Optisyen gözlükçüler olarak Sosyal Güvenlik Kurumu’nun geçmiş yıllara kıyasla gözlüğe ödediği miktarın aynı seviyelerde kalması hatta daha da düşmesi bir yana gözlük kullanım süresinin 3 yıl olması ciddi sorundur. Vatandaş ancak 3 yılda bir devletin gözlük desteği imkanından yararlanabiliyor. Devlet 3 yılda bir ancak 50 TL katkı sağlıyor. Dört yaşında bir çocuk düşünün optik müessesesine geldi. Çocuklar gelişim çağında ve hızlı bir şekilde büyüyorlar. Çocukların değil 3 yıl 6 ay sonra bile baş yapıları, pupila mesafeleri değişiyor. Şuanki mevcut kanuna göre bir çocuğun SGK’dan gözlük katkısı alabilmesi için 3 yıl beklemesi gerekir. Bu durumda hızlı gelişim çağındaki bir çocuğun göz ve görme sağlığı ciddi tehlike altındadır. Beklentimiz bu seviyenin minimize edilmesidir. Çocuklarda yılda bir defa ve rapor şartı aranmaksızın, yetişkinlerde ise 2 yılda bir gözlük katkı desteği verilmelidir. Zaten TSE’ye göre de bir gözlüğün garanti süresi 2 yıldır. Ayrıca, gözlük yardımlarının sağlık harcamaları içerisinde ki payı yüzde 1.5’ten geldiğimiz süreçte binde ikilere kadar geriledi. Bütün gözlükçülere ödenen bir yıllık gözlük sağlık yardımı bedeli (300-350 milyon arası ), 6 günlük ilaç ya da 6 günlük hastane tedavi giderleri kadardır. Bunun dışında gözlük camına ödeme yapılabilmesi için gözlük numarasının 0.50 diyoptri yükselmesi gerekir. Düşünün camlarınız çizildi, bozuldu ya da 0.25diyoptri yükseldi ve bu durumda devlet gözlüğe katkı vermiyor. Bütün bu sorunların düzelmesi lazım. Göz ve görme sorunları ve halk sağlığı açısından optik müesseseleri olarak taleplerimizin dikkate alınmasını istiyoruz.”
‘Göz bozukluğu şikâyeti yüzde 75-80, gözlük kullanım oranı yüzde 15’
Diyarbakır ve bölgede göz muayenesinde ortaya çıkan göz bozukluklarının yüzde 80 gibi ciddi bir oranda olmasına karşın gözlük kullanımının çok düşük seviyelerde olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi: “Bölgemizdeki gözlük kullanım oranı ortalama yüzde 15 seviyelerinde. Göz bozukluğu şikâyetiyle hekime başvuru oranı bölgemizde yüzde 75-80 iken, gözlük kullanım oranı ise neredeyse yüzde 15 civarında. Yani hastaların büyük bir bölümü gözlük kullanmıyor. Bu durum ise bölgemizdeki göz ve görme sağlığının sekteye uğramasına sebebiyet veriyor. Özellikle okul yaşındaki çocuklarımızda görme bozukluğu oldukça yüksek. Çünkü çocuklar bunun farkında bile değiller. Her 3 çocuktan neredeyse 2’si göz bozukluğunun farkında değil. Bunlar ebeveyn kontrolünde ve okul öncesi tespitlerle giderilebilir. Nitekim insanlar görebildikleri kadar öğrenirler. Öğrendiklerimizin yüzde 80’ini görerek sağlarız. Bir nesneyi dahi satın alırken görme ihtiyacı hissederiz. Okul çağındaki bir çocuk göz bozukluğunun farkında olmadan gözün tembelleşesine ve ileriki süreçte oluşabilecek göz ve görme bozukluklarının kalıcılaşmasına sebebiyet verecektir. Bununla ilgili, nasıl ki, okullarda ikamet belgesi, fotoğraf isteniyorsa, göz muayenesi de çocuklar için mecbur kılınmalıdır. Çünkü gören bir toplum her zaman gelişime açık olur. Nitekim şuan çocuklar için değil, yetişkinler için de trafik kazalarında görme bozuklukları ciddi etkendir. Görme bozuklukları konusunda bir farkındalık yaratmak istiyoruz, çünkü aslında insanların gördüğünden daha canlı bir dünya var. Göz ve görme sorunlarının giderilmesinin yolu düzenli göz muayenesinden geçmektedir. Vatandaşlarımız düzenli olarak 6 ayda bir göz muayenelerini yaptırmalıdırlar. Birçok hastalığın erken teşhisinde göz muayenesinin önemi de ortadadır.”
‘Göz ve görme gereçlerinin tek yetkili satıcıları optik müesseseleridir’
İşportacılardan ve internet sitelerinden alınan göz gereçlerinin sağlıksız olduğuna işaret eden Erdoğan, vatandaşlara şu uyarılarda bulundu: “İnsanların gözlüğe verdiği önem ortadayken, bu durumda insanlardan üst düzey kalitede bir gözlük almalarını bekleyemiyoruz. Bu durumda insanlar optik müesseselere değil de işportaya yöneliyorlar. Bölgemizde göz hekiminin azlığı ve hastaların göz hekimine ulaşımı zor iken pandemi ile birlikte bu zorluk had safhaya çıktı. Şuan özel hastaneler hariç kamu hastanelerinde randevu sistemiyle poliklinik yapılması, hasta kabul sayısının çok az olması insanların göz hekimine ulaşımını ciddi oranda etkiliyor. Göz ve görme gereçlerinin tek yetkili satıcıları optik müesseseleridir. Vatandaşlarımız işportalardan ya da yetkili olmayan internet sitelerinden göz ve görme gereçlerini almamalarını özellikle ifade ediyorum. İnternet satışları ciddi bir halk sağlığı sorunu yaratıyor. Denetim altında olmayan internet sitelerinde yapılan alışveriş pandemiyle birlikte ciddi şekilde arttı. Lens, güneş gözlüğü, numaralı gözlük gibi göz ve görme araçlarının denetime tabi olmayan internet sitelerinde satılması halk sağlığı açısından ciddi bir tehlikedir. Vatandaşlarımız buna çok dikkat etmelidir. Çünkü Sağlık Bakanlığı’nın denetimi altında olan optik müesseseleri en güvenilir kaynaktır. Karşınızda sizin haklarınızı savunan bir muhatap var. Gözümüz tehlikeye atılmayacak kadar değerlidir. Gözümüzle kumar oynayamayız.”
‘Neredeyse kamu hastanelerinde birer, ikişer doktor çalışır durumda’
Son dönemde koronavirüspandemisi nedeniyle vatandaşların göz muayenesi yaptırma oranının oldukça düştüğüne ve yeterli göz hekimi olmadığına vurgu yapan Erdoğan, şöyle konuştu: “Pandemi süreci, sorunlarımızı daha da arttırdı. Çünkü hastaların polikliniklere ve göz hekimine ulaşımı zordu. Pandemi ile polikliniklerin birçoğunun iptal edilmesi, göz hekimlerinin filysayon ekiplerine ve acil servislere kaydırılması göz muayenelerinin aksamasına sebebiyet verdi. Şuan bunun olumsuz etkilerini optik müessesleri olarak yaşıyoruz. Göz bozukluğu artan hastalarımızın şikayetleri artıyor. Bölgemiz itibariyle göz hekimi sayısının çok az olması bir yana pandemi süreciyle bu durum daha da ağırlaştı. Neredeyse kamu hastanelerinde birer, ikişer doktor çalışır durumda. Bu da ciddi bir sorun olarak önümüzde duruyor. Pandemiyle birlikte aslında gözlük kullanımı daha da önem kazandı. Çünkü artık çocuklar uzatan eğitimle derslerini görüyorlar ve mavi ışığa yüksek düzeyde maruz kalıyorlar. Bu da kalıcı göz hasarlarına ve bozukluklarına sebebiyet veriyor. Ebeveynlerden istirhamımız çocukları bilgisayardan, tabletlerden ve cep telefonlarından yansıyan mavi ve zararlı ışınlardan korumalarıdır. Çocukların özellikle pandemi sürecinden kaynaklı maruz kaldıkları zararlı ışınların etkilerine karşı mutlaka muayene ettirmeliler. Bu sorunun aşılması için yetkili optik müesseselere danışıp bunlarla ilgili koruyucu camlar temin etmeliler. İnternet sitelerinde koruyucu gözlük adı altında satılan ürünlere itibar etmemeliler. Bu ürünleri sağlıklı bir şekilde size temin eden optik müesseseleri var. Güvenilir olan optik müesseselerinden ihtiyaçlarınızı temin edin. Pandemi hayatımızı tamamen dijital dünyaya endeksli hale getirdi. Bu dijital dünyanın zararlarından, ultraviyole ışınlarından korunmak için göz muayenelerimizi olalım. Reçetelerimizle birlikte optik müesseselerine giderek göz sağlığımızı kontrol altında tutalım.”