TİGRİS HABER - HDP, TBMM’de Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesinin araştırılması önergesi verdi. Önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. HDP önergesi üzerine konuşan CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Hem siyasal sorumlularından hem de yargı sorumlularından hesap soracağız!” dedi.
CHP’li Tanrukulu, HDP’nin 28 Kasım 2015 tarihinde Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaparken öldürülen dönemin Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayetiyle ilgili araştırma önergesi üzerine konuştu.
Tanrıkulu, TBMM’de AKP sıralarına doğru konuştu, Tahir Elçi’nin katledilmesinde siyasal sorumlunun kendileri olduğunu söyledi.
Tanrıkulu şöyle dedi; “Burada çok konuşuldu. Ben cinayetin nasıl gerçekleştiğini falan anlatmayacağım ama sizin siyasal sorumluluğunuza ve bu cinayetteki ortaklığınıza dikkat çekeceğim. Bu cinayet işlenmeden önce siz iktidardaydınız, işlendiği sırada iktidardaydınız ve şimdi de iktidardasınız.
Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekilleri özellikle, bakın, 2015 yılının Ekim ayında Tahir Elçi gözaltına alındı, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili bu talimatı verdi; talimatı verirken şu cümleyi kurmuş: ‘Tüm aramalara rağmen Elçi'ye ulaşılamadığı ve tebligatın yapılamayacağı anlaşıldığından hakkında yakalama kararı çıkarıldı.’
Şimdi, bu Savcı Diyarbakır Barosu Başkanı hakkında bu gerekçeyle, bakın, bu yalan gerekçeyle eğer yakalama kararı çıkarıyorsa aynı zamanda bu, bir infaz kararıdır. Bakın, bu Savcıyı biliyoruz, bu Savcı aynı zamanda, aynı tarihlerde benimle ilgili de fezleke hazırladı; kim olduğunu biliyoruz. Onlardan ve sizlerden hesabını soracağız. Bu cinayet o süreçle başladı.”
4,5 yılda deliller karartıldı
Konuşmasını AKP sıralarına yönelik sürdüren Tanrıkulu şunları söyledi;
“Dört buçuk yıl sürdü soruşturma, deliller toplanmadı; dört buçuk yıl, deliller karartıldı. Dört buçuk yıl sonra bir dava açıldı, iki yıldır sürüyor. Eğer siyasal ortağı değilseniz o Başkandan hesap soracaksınız; "Gel diyeceksiniz, defterini getir, bir bakalım." "Hangi duruşmayı sekiz ay ertelemişsin kardeşim, hangi duruşmayı?" "Neden Adli Tıptan bu dosyayı istememişsin?" soracaksın, eğer sormuyorsan sorumlusun aynı zamanda. Sen, Ahmet Davutoğlu'nun duruşmada dinlenmesine karar vermişsin, sonra Başsavcılığın talimatı üzerine celse açmışsın, Eylül ayında duruşmasız bu ara kararından vazgeçmişsin, oy çokluğuyla, soracaksın, sen soracaksın. "Hele gel kardeşim, hangi motivasyonla sen bu kararı geri aldın? Hangi motivasyonla?" Savcıya soracaksın: "Kim seni telkin etti? Nereden geldi bilgi?"
O nedenle, bakın, bir kez daha söylüyorum: Siyasal sorumlusu siz olmasanız, o savcılık makamı, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili böyle bir şey yazamaz, "Baro Başkanının adresi belli değil." diyemez, Diyarbakır'dan İstanbul'a götüremez, bu soruşturma dört buçuk yıl sürmez, bu Başkan böyle pervasızlık yapmaz, yapamaz; siz hesap sormadığınız için... Hesap niye sormuyorsunuz? Sorumlusunuz, bu kadar basit. Ben bir kez daha sevgili dostumun anısı önünde saygıyla eğiliyorum ve söz veriyorum hem siyasal sorumlularından hem de yargı sorumlularından hesap soracağız.”