Mümin Ağcakaya
TİGRİS HABER - Sur’daki Gap Anadolu Lisesi öğrencileri adeta bir mucizeyi gerçekleştirdiler. Genellikle kırsal kesimden taşımalı öğrencilerin geldiği okulda, öğretmenlerinin, “Siz de başarabilirsiniz, sizin başkalarından ne eksiğiniz var" diyerek sürekli moral ve güç verdiği öğrenciler iki aylık bir çalışmanın sonucunda ortaya birbirinden güzel heykeller ve resimler ortaya çıkardılar. Ortaya çıkardıkları bu eserleri Sümerpark resim galerisinde sergileyen öğrenciler ve öğretmenleri ‘Kavramsal Sanat’ anlayışıyla yaptıkları çalışmalar hakkında Tigris Haber'e konuştu.
1960 yıllarında gelişen duyguları reddeden fikir sanatı olarak gelişen akım olan Kavramsal Sanat hareketi yaklaşımıyla, atık malzemelerden de yararlanarak, kendini her biçimde gösteren eserler ortaya çıkaran bu sanat akıma göre eserler ortaya çıkmasında öncülük edenlerden görsel sanatlar öğretmeni Gökhan Aslan şunları söyledi:
“Bu çalışma yaklaşık iki aylık bir süre içinde tamamlandı. Öğrencilerimiz öncelikle kavramsal sanatın ne olduğunu, kavramsal sanatın nasıl ortaya çıkacağını, çalışmanın ilk gününden itibaren heyecanla beklediler. Heyecanla görmeye çalıştılar. Dolayısıyla açacağımız sergide hep beraber izleyeceğiz. Gözlemleyeceğiz. Gerek yağlı boya çalışmalarımız, gerek akrilik çalışmalarımız, çizgisel kara kalem çalışmalarımızla izleyicilerin beğenisine sunacağız.
Kavramsal sanat 60’lı 70’li yıllardan itibaren ortaya çıkan bir sanat akımıydı ya da sanat çalışmasıydı. Biz biraz alışılagelmişin dışına çıkarak öğrencilerimizin ya da sanat eğitimi almamış insanların da bir aşamadan sonra böylesi bir süreci, çalışmayı ortaya çıkaracaklarına inandığımız için öğrencilerimizle böylesi bir çalışma yaptık.
Malzeme olarak alçı, kutular daha çok atık malzeme kullandık. Zaten kavramsal sanatı da bir yerde fikir sanatı olarak da ele alabiliriz. Çünkü bu sanat anlayışına göre tamamıyla kişi düşüncesini yansıtmaya çalışıyor. Bugün bu açılışı bizimle birlikte öğretmen arkadaşlarımızın bize büyük katkıları oldu. Yetenekli olup farkında olmayan öğrenciler var. Çalışmamızla onların yeteneklerini ortaya çıkarmaya çalıştık.
Yeteneklerin yitip gitmesini istemiyoruz
İmkân olanak tanındığı zaman gerçekten de çok köşede duran bir okulda dahi ya da çok farklı kırsal kesimden gelen öğrencilerin çok iyi bir şekilde yeteneklerini ortaya koyarak sanat eserleri çıkarabileceğine inanıyoruz.
Veliler çocuklarının yeteneklerinin önünde engel olmamalı
Velilerimiz de yetenekli çocuklarını mutlaka yönlendirmelerini talep ediyoruz. Çünkü toplumda genelde şöyle bir algı var. Her veli çocuğunun tıp, hukuk, mimar, öğretmen vs olmasını istiyor. Sonuçta gerek sanat gerek zanaat olsun birçok alanda insanlara ihtiyaç vardır.”
Gap Karaçalı Anadolu Lisesi resim öğretmenlerinden Sedat Gökise şunları söyledi: “Öğrencilerin Sur’a bağlı yani kırsal kesimden gelmelerine rağmen bu performansı sergilemeleri bizi gururlandırdı. Sanat çocuklara sevdirmek, farkındalık oluşturmak yanı sıra öğrencilerin duygu ve düşüncelerini tablolara aktarmalarını ve velilerimizin de bu konu da hassasiyet göstermelerini istiyoruz” dedi. Resim öğretmeni Bedrettin Karadeniz de; Bu sevginin salt bireysel değil ekip ve atölye çalışması olduğunu dillendirerek önümüzdeki dönemlerde de aynı performansı yine ekip çalışmasıyla yapacaklarını aktardı. Sanat çalışmalarına katılan öğrenciler de yaptıkları eserler hakkında galeriyi ziyarete gelenlere bilgi vererek sergiye ayrı bir canlılık ve farkındalık kattılar. Sanatın ve sanatla uğraşmanın onların hayatlarında, sanata bakış açılarında ne tür değişiklikler yarattığını ve sanata yönelmeleri karşısında ne tür zorluklar yaşadıklarını ise şöyle dile getirdiler.
Öğrencilerden Büşra Baran, “Bez üzerine alçıdan yaptığımız ayak ve yüzler var. Bir modelin yüzünden alıyorduk. Burada anlatılmak istenen şey birlik, beraberlik ve bütünlüktür. Kavramsal sanat fikir sanatı olarak geliştiğinden dolayı sanatçılar fikirlerini yaptıkları bu eserlerle ifade ediyorlar. Yorumlar da önemlidir. Sanatsal yorumun sonsuzluğu vardır” diye konuştu.
‘İletişimsizlik yalnızlaştırıyor’
Yaptığı çalışmayla ilgili konuşan Fatoş Avcı; “İnsanlar kendi aralarında kuramadıkları ilişkisizlik zamanla bir iletişimsizliğe dönüşüyor. İletişimsizlik ise insanları yalnızlaştırıyor ve tembelleştiriyor. Bu iletişimsizlik giderilmediği sürece bu durum kısır bir döngü şeklinde devam edecektir.”
Öğrencilerden Büşra Baran, “Aileler çoğunlukla çocuklarının avukat, doktor olmalarını ister ama sanatta bir meslektir. Bence sanat da diğer dallar kadar önemlidir. Bizim yörelerde aileler çoğunlukla böyle baskı yaparlar, daha iyi bir yerlere, kendi istedikleri yerlere gitmelerini isterler. Ama sanat bir yerde olmak demektir. Bence sanatla insanlar kendi fikirlerini daha iyi ortaya çıkarabiliyorlar. Ben açıkça ne olmak istediğimi hiçbir zaman bilemedim. Ama kendimi sanatta bulduğumu hissediyorum. Mesela annemde bana baskıda bulundu. Mesela diyor ki, ‘Git bir sağlığa, hukuka.’ Ben ona sanatı seçeceğimi söylediğim zaman büyük bir şok yaşadı. Sen nasıl gidersin gibi şeyler söyledi. Sanatta benim için önemliydi. Ben kendimi sanatta, yaptığımız şeylerde, onların içinde kendimden bir parça bulduğumu hissediyorum her seferinde. Yaptığımız şey kolay da değil. Çünkü kavramsal sanat diğer sanat dalları gibi kolay bir dal değildir. Zaman ister. İrade ister. Sonra sabır ister. Ben bu işi başardığımı düşünüyorum. Diğer arkadaşlarımın da başardıklarına inanıyorum.”
‘Sanat hayat demektir’
Öğrenci Elif Akyıl, “İki aya yakın bu heykelle uğraşıyoruz. Bizim yapacaklarımız daha çok. Mimar olmak isterdim. Mimarların da sanatla içli dışlı oldukları bir konudur. Mimar olurken de sanata değer vermek istiyorum. Çünkü bir toplum için sanat çok önemli bir uğraştır. Sanat demek hayat demektir. Sanat insanı şekillendiriyor. Bu çalışmalarımızda da arkadaşlarımıza örnek olmak istedik. Çünkü imgelerimizle bizi ilk yapan okul olarak gerçektende gurur duyuyoruz. Umarım daha önemli şeylere de imza atarız.
Bu heykeli yaparak kendimi daha da iyi hissettim. Kendime güvendim. İlk başta sevmiyordum. Yaptıkça zevk almaya başladım. Birçok arkadaşımla birlikte yaptım. Onların da emeği var. Güldük, eğlendik, kirlendik. Ama yine de güzel bir çalışma ortaya çıktığına inanıyorum.
‘Hocamız yapabilirsiniz dedi, başardık’
Hocamızın öncelikle bize kazandırdığı şey siz yapabilirsiniz kelimesini çok kullandı. Sizin diğerlerinden ne eksiğiniz var. Siz tabi ki yapabilirsiniz dedi. Biz de yaptık. Alışagelmişliğin dışında çok güzel çok muhteşem şeyler yaptık.
Bana çok şey kazandırdı. İlk başlarda gelen şeyler alçı bezleriydi. Bunları ilk gördüğümde dedim ki. Bununla ne yapacağız? Her halde top yapıp bir heykel mi yapacağız gibilerinden düşünmeye başladım. Bir baktım arkadaşlarımızın yüzüne yağ sürüp alçılarla üzerini kapatıp heykel yapmaya başladık. O anda bir şeyler kavramaya çalıştım. Yirmi çifte yakın yüz yaptığımı hatırlıyorum. Çok mutlu oldum. Bizi böyle azimli şekilde görmek beni mutlu etti. Okulumuz yönetimine, hocalarımıza ve Gökhan hocamıza da teşekkür ediyorum.”
‘Sanatla uğraşmak bana özgüven kazandırdı’
Öğrenci Hamide Kaya, “Sanatla uğraşmak bana özgüven kazandırdı. Yaptıkça kendimi daha iyi hissettim. Beni daha yükseklere taşımak istedim. Kendi duygu ve düşüncelerimi daha iyi ifade edebileceğimi gördüm. Resim yaptığımda kendimi daha iyi hissediyor ve rahatlıyorum. Resim yaparken kendimi iyileştiriyorum.”
‘Sanata başlarken bu kadar yetenekli olduğumu bilmiyordum’
Öğrenci Dicle Kaya; “Bunları yaparken mutlu olduk. Hayal gücümüzü geliştirdik. Sonra gözle değil de beyinle algılamaya başladık.” Hilal Cömert
“Bu sanat işine başlamadan önce ben bu kadar yetenekte olduğumu bilmiyordum. Ortaokul hayatımda da asla resimle alakam yoktu. Hocamızın bize verdiği fikirlerden yola çıkarak bunları yaptık. Daha çok ben de başarabileceğim şeylerdir sanat. Sanata olan ilgim daha çok büyüdü. Böylelikle buraya kadar geldik.” Süreyya Keskin; “İlk başlarda çok karmaşık geliyordu. Ne yapacağımızı bilemiyorduk. Ama sonradan hocamızın yardımıyla bu eserleri ortaya çıkardık. Hocalarımız olmazsa bu duruma gelemezdik.”