Mümin Ağcakaya - Özel
TİGRİS HABER - Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Diyarbakır’ın yaşlı insanları, eski kenti, yaşadıkları mahalle ilişkilerini ve insanlarını hem arıyor hem de özlüyorlar. İşsizliğin ve yoksulluğun da insanların eskiye olan özlemlerini daha fazla arttırmaktadır. Eski yaşam koşullarına ve ilişkilerine tekrar dönülmesi, eski günlerine kavuşmasının özlemi içindeler.
‘ESKİ DİYARBAKIRLILAR ÇOK MÜTEVAZIYDI’
Melik Ahmet Caddesi’nde esnaf ve kenttin yerlilerinden olan Ali Haydar Canlı, eski Diyarbakır’lıların çok mütevazı olduğunu belirterek, “Sabahları evin hanımları, beyleri evden çıkmadan herkes kapısının önüne su döker, kapısının önünü süpürürdüler. Hanımlar birbirlerine çok kibar ve kardeş gibi geçinirlerdi. Komşular birbirlerinin gönlünü kırmazlardı. Esnaflar kardeşçe birbirlerinin yanındaydı ve kimse kimseyi kıskanmazdı” dedi.
‘KENTTE YERLİ NÜFUS PEK FAZLA KALMADI’
Ali Haydar Canlı, 1960-1965 yıllarında yerlilerin birçoğunun kentten göç ettiğini ifade ederek; “İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere ülkenin bir çok vilayetine gittiler. Diyarbakır’da yerli nüfus pek fazla kalmadı. Yabancı bir memur Diyarbakır’a tayin geldiği zaman 15 güne kadar o memurun evinde yemek pişmezdi. Komşular onu evine davet eder, ona kardeşleri gibi bakarlardı.”demektedir.