Mümin Ağcakaya
TİGRİS HABER - Türkiye’de bir dönem sağlık politikalarına vurduğu damga ile adından söz ettiren Diyarbakırlı eski bakanlardan Dr. Yusuf Azizoğlu’nun ismi aradan yıllar geçmesine rağmen hala konuşuluyor. Özellikle de köylerde ve mezralarda yapımını gerçekleştirdiği sağlık ocaklarıyla kırsaldaki vatandaşların takdirini toplandı.
Uzun olmayan yaşamına çok şey sığdırmaya çalışan, ardında unutulmayacak izler bırakan, halka hizmeti esas alan, sürekli okumayı ve aydınlanmayı teşvik eden; Dr. Yusuf Azizoğlu için birçok kişiyle söyleşiler gerçekleştirerek, bir haber dosya çalışması yaptık.
Kayadere (Ferhendê) köyü bir tarafında Silvan Barajının diğer tarafında ise tarihi Hasuni Mağaralarının yer aldığı dağlık bir köy. Silvan’a sekiz kilometre uzaklıkta bulunan Ferhendê köyü genellikle meşelik ağaçların yer aldığı bağlık bahçelik şirin bir köy. Ekilebilir arazileri yeterli olmadığı için köylüler geçimlerini daha çok küçükbaş hayvancılıkla sağlamaktadırlar.
Kayadere köyü sadece Silvan ve Diyarbakır’da değil; çevre il ve ilçelerde de ismi bilinmekte ve tanınmaktadır. Köyü tanınır ve bilinir kılan ise bu köyden çok sayıda okumuş, aydın insanın çıkmasıdır. İnsanların okumaya ve kariyer sahibi olmasında ise; Silvan Belediye Başkanlığı, milletvekilliği ve Sağlık Bakanlığı görevlerini de yapmış olan Dr. Yusuf Azizoğlu’nun katkılarıdır. Dr Yusuf Azizoğlu sadece Kayadere değil çevre köylerden de kız erkek ayrımı gözetmeden çocukları okumaya teşvik etmiştir.
Dr. Azizoğlu Silvan’ın bilinen büyük ailelerinden olmasına rağmen; alışılagelen feodal değer, ilişki ve yaklaşımlarının dışında, aydınlanmacı ve yenilikçi olması birçok çocuğun okuması ve meslek sahibi olmasına neden olmuştur.
AÇILAN OKUL ÇOCUKLARA GELECEK OLUYOR
Kayadere köyünden olan emekli öğretmen Aziz Memedoğlu bu durumu;
“1947 yılından Kayadere’li olan Sağlık eski Bakanlarından Dr. Yusuf Azizoğlu tarafından ilkokul yaptırıldıktan sonra; herkes çocuklarını bir meslek sahibi yapabilmek için okula göndermiş ve bunun sonucunda köyün okuma oranı oldukça yükselmiştir. Köyümüzde doktor sayısı 200 geçmiş çok sayıda mühendis, avukat, ezacı, öğretmen ve neredeyse her meslekten insanlar yetişmiştir. Bu insanlar arasından milletvekili, belediye başkanı, profesör ve doçentlik yapan insanlar da çıkmıştır.” Diye dile getirmektedir.
Emekli öğretmen Aziz Memedoğlu
HAKKÂRİ’DEN SİLVAN’A GÖÇ
Çevrede bu kadar tanınan ve bilinen köyün tarihinde belirleyici bir etkiye sahip olan Azizoğulları ailesinin tarihsel serüvenini, Azizoğulları ailesinin en yaşlılarından olan ve bir dönem de Silvan Belediye Başkanlığı görevini de yapmış olan Rauf Azizoğlu;
“Ailemiz iki kardeş olarak 300 sene evvel Hakkâri’den gelmiş. Geldikleri yerde neler yaşanmış, bilmiyoruz. Sadece dinlediğimiz hikâyelerden. Bunun yazılı bir kaynağı yok. Önce Silvan’a geliyorlar. Baykara ailesi var. O zaman Silvan’ın büyükleri onlarmış. Onların yanına hizmetçi olarak giriyorlar. Bir dağ köyü olan Şewleran’da Guriz isminde biri varmış. Sonbaharda ovaya iniyor, haraç topluyormuş.
Rauf Azizoğlu
Baykara’ların aile meclisinde bu mesele konuşulurken, aile büyüklerinden biri; ‘ Birkaç kişi gitsin onları ikna etsinler, bu işi halletsinler’ diyor. Bizimkilerden Melle Feyyad ve Melle Ali arasında; ‘Bizim Mîr bunları bertaraf etmeye başkalarını gönderiyor. O işi yapacakları da karpuz tarlalarına’ diye konuşuyorlar. Bu konuşmalar Mîr’e gidiyor. Ne konuştuklarını soran Mîr’e bizimkiler de;
‘Siz yanlış yapıyorsunuz. Gidip Guruz’ulara ders verecekleri karpuza gönderiyorsunuz. Karpuz toplayacak olanları da oraya.’ Diyorlar. Bu konuşmalardan sonra o görev bizimkilere veriliyor.”
Mîr tarafından verilen bu görevden sonra Azizoğulları eşkıyalık yapanları etkisizleştiriyorlar. Mîr de bu hizmetlerinin karşılığı olarak Azizoğullarını şimdiki Kayadere (Ferhendê) köyüne yerleştiriyor.
KÖYDE MELLE EĞİTİMİ
Eğitim ve öğretime çok önem veren Kayadere köyünün çok eskiye dayanan bir geçmişi var. Köyde ilk eğitim faaliyeti medrese eğitimiyle başlıyor. Cumhuriyetin kuruluşundan 70 yıl öncesine dayanan medrese eğitimini başlatan Seyda Molla Hacı’nın torunlarından emekli müftü Abdülkerim Melikoğlu şöyle anlatmaktadır;
“Bu medresenin oluşumunda köyün belli başlı eşraflarından Azizoğulları, Muş’dan Xıyan Aşiretinden babamın dedesi olan Seyda Molla Hacı’yı yanlarına alıyorlar. Seyda Molla Hacı Kayadere köyünde açtığı medresede müderrislik yapıyor, talebeler yetiştiriyor. Vefat ettikten sonra onun bu hizmetini oğlu olan benim dedem Seyda Molla Yahya devam ediyor.” Diye anlattığı Ferhendê’deki medreseden; “Bitlisli Seyda’yê Molla İbrahim'i Belli, Seydayê Molla Şerif, Seyda Molla Musa ve daha isimlerini sayamayacağım çok büyük âlimler yetişiyor.” Diye anlatan Melikoğlu anlattığı âlimler arasında olan amcası Seyda Molla Abdulsamet de Medine’ye yerleşiyor ve orada vefat ediyor.
KAR KIŞ DEMEDEN HERKESİN YARDIMINA KOŞUYOR
Kayadere’nin çevre köylerden farklı bir konuma gelmesi Dr. Yusuf Azizoğlu’yla başlıyor. Abisinin oğlu olan Silvan belediyesi eski başkanlarından Rauf Azizoğlu;
”1942 de Askeri Tıbbiyeyi bitirmişti. İki sene Çanakkale'de çalıştı. Sonra yatılı okuduğundan dolayı devlete olan borcunu ödedi. Silvan'a doktor olarak geldi.
Silvan’a epey hizmeti oldu. O zaman doktor yok, ilaç yok. Fakirlere parasız bakardı. Kar kış demeden hastaları muayene için giderdi.” Diyerek bir anısını da şöyle dile getirmektedir;
“Şubat'ta yarım metre kar yağmıştı, hastayı muayeneye gitmek için babamdan atı istedi. Babam da; ‘Bu karda kışta oraya gidilir mi?’ dedi. Yusuf Bey; ‘Abi vallahi bu imdattır, benden imdat istiyorlar, mecbur gitmeliyim, para da istemiyorum.’dedi ve o koşullarda zorda kalan insanların yardımına gitti.”
MADDİ DURUMU İYİ OLMAYANLARIN İHTİYAÇ VE BARINMASINI KARŞILIYOR
Dr. Yusuf Azizoğlu1946 yerel seçimlerinde de Silvan Belediye Başkanı seçiliyor. Belediye başkanlığı döneminde önemli hizmetlerde bulunuyor.
1947 yılında Kayadere’de ilkokul yaptırıyor. Erkek kız ayrımı yapmadan bütün çocukların okumasını teşfik ediyor. Bu okulda okuyan birçok çocuk daha sonraları önemli meslek ve kariyer sahibi oluyor.
Rauf Azizoğlu; Kız erkek ayrımı yapmadan bütün çocukların okumasını istedi. Bunun sonucu olarak da köyde çok sayıda çocuk okudu avukat, doktor, öğretim görevlisi oldu. Diğer köylerde teşvik edildi. Okuma seferberliği başladı. Birçok insan Yusuf Bey'in teşvikiyle meslek sahibi oldu.”
Silvan’da ortaokul yapımı için öncülük yapıyor. Çevre köylerden çocukların okuması ve barınması için bir yurt yaptırıyor. Maddi durumu iyi olmayan çocukların okul ve barınma masraflarını üsleniyor.
BELEDİYE BAŞKANLIĞIYLA SİLVAN’DA YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR
O dönemde yaptığı önemli işlerden biri de Silvan’da suyu bol akan üç çeşmenin sularını birleştirerek bir havuz oluşturuyor. Bu havuzdan borularla akıttığı sudan elektrik üretiyor.
Diyarbakır Silvanlılar Derneği Başkanı Mehmet Çeviker: “O dönem Türkiye’nin birçok bölgesinde elektrik yokken, o elektrik üretimini gerçekleştiren küçük bir tesis oluşturuyor. 11 Aralık 1949’da Silvan’a elektrik getiriyor. ” Bu çeşmelerin suyu kanallarla köylere kadar da götürülerek buralarda değirmenlerde, bahçelerin sulanmasında kullanılıyor.”
Diyarbakır Silvanlılar Derneği Başkanı Mehmet Çeviker
SİYASETLİ YILLAR
1950 yılında siyasete atılan Azizoğlu Demokratik Partiden milletvekili seçiliyor. 1955 yılında Diyarbakır milletvekili olan Mustafa Ekinci ile birlikte Adnan Menderesle bir görüşme yapıyorlar. Bu görüşmede partinin gidişatı ve uygulamalara ilişkin bazı eleştirileri ve gözlemlerini söylüyorlar. Adnan Menderes duyduklarınız yanlış diyerek eleştirileri kabul etmiyor. Partiden istifalar başlıyor. Demokrat Partinin kongresinde Adnan Menderesin yaptığı konuşmasında; ‘Bazı arkadaşlar bizi terk etti. İçeride kuyrukları var onları da kesip atacağız’ diye yaptığı konuşmasından sonra Dr. Yusuf Azizoğlu ve Mustafa Ekinci de partiden istifa ediyorlar.
Dr. Yusuf Azizoğlu 1956 yılında Fethi Çelikbaş ve Ethem Alicanla birlikte Hürriyet Partisini kuruyorlar. 1957 seçimlerinde dört milletvekili çıkarıyorlar.
MUSA ANTER’LE BİRLİKTELİKLERİ
Dr. Yusuf Azizoğlu 1957 yılında Diyarbakır’da bir ecza deposu açıyor. Ecza deposunda daha önceden beri arkadaş oldukları Musa Anter’i muhasebeci ve ilaç mümessili olarak yanına alıyor. Musa Anter’le Dicle Öğrenci yurdunda da siyasi beraberlikleri oluyor. Birbirlerini tanıyorlar. İki sene beraber çalıştılar.”
O dönemler Musa Anter’le Dr. Yusuf Azizoğlu, Kemal Badilli, Tarık Ziya Ekinci, Mustafa Faik Bucak ve Canip Yıldırım’larla arasında Kürt meselesinden dolayı bir ilişki ve dostluk bağını Dicle Anter babasıyla Dr. Yusuf Azizoğlu arasındaki ilişkiyi şöyle anlatıyor: “1957-58 Yıllarında babam Diyarbakır’a geliyor. Diyarbakır’a geldiği zaman Canip Yıldırım, Yusuf Azizoğlu buradalar. Çok samimi arkadaşlar. Buraya geldiği zaman Yusuf Azizoğlu’nun ilaç deposu var. Bu ilaç deposunda babama imkân sunuyor. Babama şehirleri gezerek ilaçların pazarlaması için iş teklifinde bulunuyor.”
Dicle Anter
Musa Anter’le Dr. Yusuf Azizoğlu arasındaki ilişkinin sadece ilaç deposu işiyle sınırlı olmadığını Dicle Anter;
“Babam da ve Canip amcada yazarlık da olduğu için, ‘İleri Yurt Gazetesi’ni çıkartıyorlar. Dr. Yusuf Azizoğlu da bu işin merkezinde olan değerli bir insan. İleri Yurt Gazetesi çıktıktan sonra babam gazetede Kürtçe ‘Kımıl’ isimli şiirini yazıyor. Türkiye’de çeşitli tepkiler ortaya çıkıyor. Yusuf Azizoğlu’nun o zaman Ankara’daki konumu çok kuvvetli olduğundan ona fazla yönelim olmuyor. Ama babam ve Canip Yıldırım 49’lar davasında yargılanıyorlar.” Diye anlatmaktadır.
Devamı için TIKLAYIN.