VİDEO - Diyarbakır’ın Arbedaş ve Hatun Katsalı çeşmeleri bakım bekliyor

Diyarbakır’ı anlatan birçok Şiir ve Türküye konu olan tarihi Hatun Kastal ile Arbedaş çeşmelerinden yıllardır su akmadığı gibi ikisi de harap durumda.

Ramazan YAVUZ-ÖZEL HABER

TİGRİS HABER - Diyarbakır’ı anlatan birçok Şiir ve Türküye konu olan tarihi Hatun Kastal ile Arbedaş çeşmelerinden yıllardır su akmadığı gibi ikisi de harap durumda. Ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmeyen Mardin kapı’daki Hatun Kastal’ın asırlık taşları bakımsızlıktan kırılırken etrafı da çöpten geçilmiyor. 1997 yılında restore edilen ancak daha sonra kaderine terk edilen Saray kapı’daki Arbedaş çeşmesi de Hatun Kastal gibi pislik içinde. Vatandaşlar, kentin sembolü durumundaki her iki çeşmeninde bir an önce restore edilip eski günlerine kavuşturulmasını istiyor.

KENTİN EN GÜZEL TARİHİ ÇEŞMESİ; ‘HATUN KASTAL’

Tarihi Sur içinin Mardin kapı’sından Gazi köşküne doğru indiğinizde yolun sol tarafında Mardinkapı Asri Mezarlığının hemen karşısında karşılar sizi tarihi Hatun Kastal. Diyarbakır’da eskiden Çeşmeye ‘Kastal’ dendiği için Hatun Çeşmesi değil de Hatun Kastal denmiş. Günümüzde de kimse Hatun Çeşmesi demiyor. Hatun Kastal kentin en güzel çeşmesi diyebiliriz. Kesme bazalt ve kireç taşlarından yapılan Hatun Kastalı üç bölümden oluşmaktadır. Sivri kemerli ayna taştan oluşan üç bölümdede tas musluk ve altında yalak bulunan Hatun Kastal’ın dış yüzü düzken Doğu’ya bakan tarafında ise büyük bir kemer bulunuyor. Sur içinde birçoğu atıl durumda bulunan onlarca tarihi çeşme var. Ancak Hatun Kastal bu özelliği ile hepsinden daha ihtişamlı durumda. Çok eski zamanlarda eski Mardin yolundan tarihi Sur’u görmeye gelenlerin nefeslenip, suyundan serinlediği yerdi Hatun Kastal. Sadece yoldan gelip geçenler değil Hevsel bahçelerinde çalışan Aşefçi kadınlar da bu çeşmede soluklanır, susuzluğunu giderir, kentte satmak için bahçelerden topladıkları sebze ve meyvelerini de ilk olarak burada yıkarlardı.

HATUN KASTAL’IN HALİ İÇLER ACISI

Geçen gün bir arkadaşımla Mardinkapı’dan Ongözlü köprüye giderken yolumuz üzerindeki Hatun Kastal’a da uğradık. Güzelim çeşmenin durumu içler acısıydı. Eski günlerinden eser yoktu. Yıllar önce restore edilmiş ancak sahip çıkılmadığı için yer yer taşları kırılmıştı. Hatun Kastal’a inen merdivenler ve etraf adeta pislik içindeydi. Her tarafta çöpler, kırık cam parçaları vardı. Tarihi çeşmenin kırılan yalak parçaları ise sağa sola atılmıştı. Oysa bu çeşme restore edilip eski günlerine kavuşsa, gürül gürül suları tekrar aksa eskiden çok daha fazla yararı olur insanlara. Çünkü kentin turizm potansiyeli sürekli artıyor. Sur içini görmeye gelenler On gözlü köprü, Gazi köşkü ve Kırıklardağı’na bir tur atmak istediklerinde genelde Hatun Kastal’ın bulunduğu Mardinkapı’daki yolu kullanıyor. Kimi yaya kimi ise aracıyla. Bu çeşme tekrar faal hale getirilse özellikle kavurucu yaz sıcaklarında insanların serinlemek için mola verecekleri tarihi bir mekân haline de gelir. Hatun Kastal’ın bu hali bu kente yakışmıyor.

TÜRKÜSÜ YAPILAN ÇEŞME‘ARBEDAŞ’..

Sur’un bir diğer tanınan çeşmesi ise Arbedaş. Dört yol kesiminden Saray Kapı’ya ulaşıp sağa döndüğünüzde 100 metre ilerde Sur’un hemen dibinde yer alıyor Arbedaş çeşmesi. Hani şu “Arbedaş direkhana, Ortası kumarhana, Bu yol böyle giderse Sonumuz timarhana” diye başlayıp devam eden türküye konu olan çeşme. Arbedaş mimari yapı olarak Hatun Kastal gibi görkemli olmasa da türkülere konu olduğu için hayli ünlü. Çeşme çok eski. 1531 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmış. Cadde seviyesinden aşağıda olan çeşmeye 6 basamaklı merdivenle iniliyor. Önünde bir havuz bulunan çeşmede iki musluk bulunuyor. Bu çeşmede kentte tanınmasına rağmen 1997 yılına kadar gecekondular yüzünden adeta görünmez haldeydi. 1997 yılında Sur Belediyesi tarafından restore edilen Arbedaş Çeşmesi, aynen Hatun Kastal gibi kaderine terk edilince onunda zamanla nasıl olduysa suyu kesildi ve çöplük hale geldi. Biraz araştırdım. Kentte geçmişten günümüze kadar ulaşabilen yaklaşık 30 tarihi çeşme varmış. Bazısı haberlere konu olduğu için restore edildi.

Ancak kentin en güzel iki çeşmesi olan Arbedaş ve Hatun Kastal’da ise halen su akmıyor. Suyun akmasını bir kenara bırakın asırlık taşlar gün geçtikçe bakımsızlık yüzünden daha da tahrip oluyor. Oysa bu çeşmeleri eski günlerine kavuşturmak o kadar da zor değil.

“ÇEŞMELER ONARILSIN”

Arbedaş ve Hatun Kastal’ın kentin öneli yerlerinde bulunduğuna dikkati çeken vatandaşlar, “biri Mardin Kapı’da, diğeri ise Saray Kapı’da. Yani ikisi de iki önemli yerde. Tarihi Sur’un bu iki yeri de günde yüzlerce insanın gezdiği yerler. Ancak ikisinden de yıllardır tek damla su akmadığı gibi pislik içinde Taşları kırılmış, sağa sola atılmış. Kentimizi görmeye gelen yerli ve yabancı turist sayısı her geçen gün artıyor. Gelen turist kafilelerinin büyük bölümü İç kale ve Hz. Süleyman camisini gezdikten sonra şimdi restorasyonda olan MardinKapı’daki Keçi burcu kesimine oradan ise On Gözlü ve Gazi Köşkü’ne gidiyor. Bu iki tarihi çeşmede turistlerin güzergâhı üzerinde bulunuyor. Oysa bu iki çeşme restore edilirse insanların mola verecekleri yerlerde olur. Bizde özellikle yaz mevsiminde On gözlü veya Gazi Köşkü’ne yaya gittiğimizde veya Saraykapı’yı turladığımızda bu çeşmelerde serinlemiş oluruz. Yetkililerin ilk önce bu iki çeşmeyi ardından da sokaklarda bulunan diğer tarihi çeşmeleri onarmasını istiyoruz” dediler.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri