VİDEO - Diyarbakır’da sıra dışı, büyüleyen bir görsel sergi

Doğadaki taşlardan arkeolojik tarzda özgün eserler üreten heykeltıraş ve görsel sanatçı Bestami Eği, beşinci kişisel sergisini DİTAV Kültür Sanat Evi’nde açtı.

Mümin AĞCAKAYA –Özel haber

TİGRİS HABER - Doğadan buluntu ve atık malzemelerden sanatsal eserler üreten heykeltıraş ve görsel sanatçı Bestami Eği, beşinci sergisi olan ‘Antroposen’ de 30 yeni çalışmasını sergileyecek. Sanatçı açılıştan sonra Mardin’den sinemacı Ruşen Dicle Karadeniz ve Ankara’dan iletişimci Selen Doğan’la birlikte ‘Antroposen’de Karşılaşmalar’ başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Sanatçı Bestami Eği ile sergisi ve yeni çalışmaları üzerine Tigris Haber’e konuştu.

Daha önceden doğal taşlarla çalıştığınız ‘Doğadan İzler’ serginizi izlemiş ve üzerine sohbet etmiştik. Şimdiki serginiz ‘Antroposen’de ise tamamen atık malzemelerden eserler üretmişsiniz. Verdiğiniz mesajlarda bir değişiklik oldu mu?

Önceki sergilerimde dikkat çektiğim doğa talanı, iklim krizinin etkileri ve yaşanabilir çevrenin tüm canlılar için giderek daralıyor olması yeni sergimde de ana mesajımı oluşturuyor. İnsan türünün gezegendeki diğer canlı ve cansız varlıklarla bağı giderek kopuyor. Tüketim toplumu sadece kaynakları tüketmekle kalmıyor, eşitlik ve adalet bilincini de zayıflatıyor. Bu sorunlara karşı sanatın güçlü bir hak savunuculuğu aracı olduğunu düşünüyorum ve bu aracı hem bir sanatçı hem de aktivist olarak en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorum.

‘AŞIRI TÜKETİM VE BETON DOĞAYLA BARIŞI BOZDU’

Sergiye adını veren Antroposen çağ yaşantımızı nasıl etkiliyor?

Antroposen çağ insanın tamamıyla doğaya hâkim olduğu, gezegeni ilkel ya da modern teknolojiyle şekillendirerek tahrip ettiği, ekolojik dengeyi bozduğu, canlı ve cansız varlıkları sınırsızca sömürdüğü bir çağdır. Antroposen’le birlikte her alanda yaşanan teknolojik gelişmeler bir yandan insan türünün ‘ilerlemesi’ olarak görülürken, diğer yandan, gezegenin çöküşünü hızlandırdı; üretimin artmasıyla aynı oranda aşırı ve gereksiz tüketim, canlı hakları ihlalleri repertuvarını genişletirken, bitki örtüsünün, su kaynaklarının ve hayvan varlığının sürekliliğini de tehdit eder hale geldi. Betonarme yaşam alanlarının hızla çoğalmasıyla aşırı tüketim daha da arttı ve betonun ‘cazibesi’ doğadan kopuşu beraberinde getirdi, doğayla barışımızı bozdu. Tüm canlı ve cansız varlıklarıyla doğa bu gezegendeki yaşamımızın ta kendisidir. Dünyada sadece insanlar yaşamıyor. Yerkabuğunun altında ve üstünde solucanlardan kuşlara, mantardan insana kadar sayısız tür var.

‘Çevre kirliliği bir sonuçtur’

Dünya nüfusu sürekli artıyor, çevre kirliliği sadece bununla mı ilgili?

Çevre kirliliği bir sonuçtur. Antroposen insan merkezli bir devir; insanın arzularını yerine getirmek için doğaya yüklenen bir küresel ekonomi var. Tüketeceğimizden çok daha fazlasını ürettiğimiz ve sonsuz ihtiyaçlara sonsuz seçenekler geliştirdiğimiz için de çevre kirliliği var. Bunu sadece nüfus artışıyla açıklayamayız.

Kullanılabilir halde olup da ‘trendlere’ uymayan ahşap, kumaş, metal vb. nesneler birer birer çevresel atığa dönüştü. ‘Modası geçen’ yepyeni bir giysi veya sayısız seçeneklerin cazibesiyle sürekli yenilenen ev eşyaları sadece ‘çöp’ olmadı, aynı zamanda doğal kaynakların sorumsuzca harcanması sonucu gezegenin ömrünü kısaltmaya başladı. İşlevsizleştirilen nesneler çevre kirliliği yaratıp biyoçeşitliliğe büyük bir tehdit oluşturarak iklim krizinin derinleşmesine hizmet ediyor.

‘Doğa canlı ve cansız varlıkların ortak alanıdır’

Atıklardan sanat eserleri üretmeniz de çevreci bir yaklaşım, değil mi?

Kendi yaşadığım çevrede, yürüyüş yaptığım alanlarda insanların çöp olarak attığı nesneleri toplayarak, sanatın olanaklarıyla ve kendi bakış açımla bunları ileri-dönüştürüyorum. İleri dönüşüm daha çevreci bir yaklaşım çünkü geri dönüşümle kıyaslanamayacak kadar az karbon ayak izi bırakıyor. Ben de buradan hareketle, bir zamanlar kullanılmış, geçmişe dönük bir hafızası olan atık eşyalara sadece boyayla müdahale ederek, bazılarına başka doğal malzemeler ekleyerek onları ‘ileri dönüştürüyorum’. Böylece kendi yaşam alanlarımızdan başlayarak çevre bilinci ve farkındalık yaratmayı amaçlıyorum ve doğaya canlı ve cansız tüm varlıkların ortak alanı olarak bakıyorum.

Bestami Eği kimdir?

Yüksek öğrenimini Güzel Sanatlar’da tamamlayan ve sanat çalışmalarını bağımsız olarak sürdüren heykeltıraş Bestami Eği, 2014’ten bu yana gerek dijital gerekse plastik sanatlar alanında, elde ettiği farklı malzemelerle özgün eserler üretiyor, çeşitli kentlerde atölyeler düzenliyor, sanat projelerinde rol alıyor. Sanatçının ilk kişisel sergisi

“Doğadan İzler” Ekim 2022’de Diyarbakır’da açıldı. Bu sergi, yeni eserler eklenerek Temmuz 2023’te ve aynı yılın Ağustos ayında Mardin’de sırasıyla Cure Art’ta ve Uluslararası Tasarım Vakfı Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu. Ardından Kasım 2023'te eserleri Ankara’da ilk kez, Goethe Institut’ta sergilendi. “Antroposen” sanatçının beşinci kişisel sergisi. Bestami Eği, çalışmalarını Diyarbakır’daki stüdyosunda sürdürüyor.

Ns

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür-sanat Haberleri