Tigris Haber- İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi'nde "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eylemlerinin 523.sü yapıldı. Etkinliğe insan hakları savunucuları CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın ve kayıp yakınları katıldı.
Açıklamayı İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Hasan Yalçın okudu. Yalçın, gerçek adaletin tesisinin ancak hakikatlerin ortaya çıkarılması ile mümkün olacağını belirterek şunları söyledi:
Yıllardır dile getirdiğimiz gibi bu alanda yer alan kayıp yakınları ve biz insan hakları savunucularının tek talebi adalet, hakikat ve geçmişle yüzleşmedir. Çünkü şuna inanıyoruz ki toplumsal bir mutabakat ile barışın sağlanması ancak hakikatlerin ortaya çıkması ve geçmişle yüzleşmenin gerçekleşmesi neticesinde ortaya çıkabilir. Toplumumuzda katmerleşmiş onlarca yıllık acıların hafiflemesi ancak hakikatleri ortaya çıkartmakla mümkün olabilir.
Bizim ülkemiz gibi benzer acılar ile yüz yüze kalan bazı dünya devletleri “Hakikatleri Araştırma ve İnceleme Komisyonları”nı veya “Tarihi Aydınlatma Komisyonları”nı kurarak geçmişte yaşanan ağır insan hakları ihlallerinin ortaya çıkartılmasına yardımcı olmuştur.
Guatemala, Güney Afrika, Arjantin, Şili, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti ve daha birçok dünya devleti geçmişte yaşanan Ağır İnsan Hakları İhlalleri ile ancak buna benzer bağımsız yapıları kurarak yüzleşebilmiş ve toplumsal bir adaleti tesis edebilmiştir.
Ülkemizde 1980 Askeri darbesinden sonra yaşanan ağır çatışmalar döneminde hukuk dışına çıkan devlet veya bir takım paramiliter yapıların fiilleriyle yüzlerce insan gözaltında zorla kaybedildi, binlerce insan faili meçhul cinayetlere kurban edildi ve bir o kadarı da yargısız bir şekilde infaz edildi.
Gazeteci ve yazar olan Gökçer TAHİNCİOĞLU “Beyaz Toros” adlı kitabında bu yılları “hedef alınanlar için en hafif ceza ‘ölüm’, ailelerin en büyük ödülünün ise ‘çocuklarının ölüsüne kavuşmak’ olduğu bir iklim” olarak tarif eder. Gerçekten 90’lı yıllara mercek tuttuğumuzda hep birlikte görürüz ki bölgemizde hukuk dışılığın yaratmış olduğu paramiliter güçler, büyük bir korku dalgası yayarak kayıp yakınlarının ölüsüne kavuşmasına fırsat vermemiştir.
Yine bir kez daha ifade etmek gerekir ki yaşanan bu ağır insan hakları ihlallerinde devlet ve siyasal iktidar, ne yazık ki olayların aydınlatması yönünde pozitif yükümlülüğünü yerine getirmeyerek adeta failleri cesaretlendirmiş ve yeni kayıp vakalarının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Kayıplarımızın dava dosyalarında yer alan birçok somut belge ve tanık beyanına rağmen devlet, yargı erkiyle failleri aklayarak cezasızlık politikasına destek olmuştur. Bu durum kayıp yakınlarının dinmeyen acısını katbekat artırmıştır.
523. haftada biz insan hakları savunucuları ve kayıp yakınları olarak tekrar vurguluyoruz ki;
Ülkemizde gerçek bir adaletin tesisi ancak hakikatlerin ortaya çıkması ile mümkündür. Bir kez daha devletten ve siyasal iktidardan “Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonları”nın kurulması ve çalışmalarına başlaması için gerekli adımları atmasını bekliyoruz. Kayıplarımızdan bir haber alana kadar bu mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi güçlü bir şekilde ifade etmek isteriz.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da faillerin ortaya çıkarılması için mücadele verdiklerini belirterek bu mücadelede sonuna kadar devam edeceklerini vurguladı.
Konuşmaların ardından ise Kardeşleri Ali Tektağ, Mehmet Tektağ'ı faili meçhulde kaybeden İrfet Mutaş ise kardeşlerinin faillerinin bulunmasını istedi.