Mahsum Rençber
TİGRİS HABER - İskenderoğlu, halen 2023 yılının pamuk destekleme primlerinin ödenmediğini, ne zaman ödeneceğinin de belli olmadığını ifade etti.
Diyarbakır’da Nisan ayında pamuk tohumunu toprak ile buluşturan çiftçiler, şu sıralar daha iyi verim almak için tarlada ektiği tohumunun başında mesai harcıyor. Bu mesaisini ekonomik krizin gölgesindeki kaygılarla sürdüren çiftçilerin bir gözü de hükümetin ödemesi gereken destekleme priminde.
Yeni dönem hasadı için tarlada olan çiftçiler, henüz bir önceki yılın primlerini alamadı, ne zaman alacağı da belli değil. Tigris Haber olarak Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu ile birbirinden farklı sektörler için stratejik öneme sahip olan pamuk üretimini ve üreticisinin içinde olduğu durumu konuştuk.
“Pamuk üretimine önem veriyoruz”
Diyarbakır’da bu yıl yaklaşık bin dönüm pamuk ekiminin yapıldığı bilgisini paylaşan İskenderoğlu, “Pamuk kozmetik sanayiden, yağ, tekstil, küspe, bunların hepsinin ana ham maddesidir. Biz de bu yüzden pamuk üretimine önem veriyoruz” dedi. Tarlalarda ekilen pamuk boyunun yaklaşık 6 santime ulaştığını aktaran İskenderoğlu, mevsim şartlarının iyi olmasından kaynaklı verimin bu yıl iyi olacağını ifade etti.
2023’ün destekleme primi ödenmedi
Çiftçinin muztarip olduğu duruma değinen İskenderoğlu, çiftçinin gözünün pamuk desteleme primine çevrildiğini, “Normalde çiftçiye seçim dönemleri öncesinde primler düzenli yatırılıyordu. Bu yıl seçim olmadığı için primler henüz yatırılmış değil. 2023 yılından kalan pamuk destekleme primi daha ödenmedi. Bir yıl önce açıklanan pamuk primi daha ne zaman ödeneceği belli değil” sözleriyle dile getirdi.
“Çiftçinin geliri enflasyon karşısında eriyor”
Girdi maliyetlerinin her geçen gün artığına dikkat çeken İskenderoğlu, destekleme priminin geç ödenmesinin çiftçiyi zarara uğrattığını belirtiyor, şöyle konuşuyor;
“Bir yıl geçmesine rağmen ödenmeyen pamuk destekleme primi çiftçinin gelirinin enflasyon karşısında yüzde 100 erdiğini görüyoruz. Şu anda çiftçi Ziraat Bankası’na, özel bankalara, TKK’ye ve tohum ile ilaççıya borçlu. Bir yıl önce pamuk destekleme primi açıklandığında bir litre mazot 21 liraydı, şu an da 44 lira. Bir kilogram üre gübre 9 liraydı, şu an yaklaşık 15 lira. Tarlaya gelen traktörlerin 800 saatte yapılan periyodik bakımları yaklaşık 50 bin liraya dayanmış. Çiftçi bütün işlerini traktörle yapıyor. Traktörlerin maliyetleri fazla, bu çiftçiyi çalışamaz duruma getiriyor.”
Hükümete çağrı
Pamuk üretiminin önemine vurgu yapan İskenderoğlu, hükümete şu sözlerle seslendi:
“Dünyada tarım giderek kıymet kazanırken, savunma sanayi seviyesine gelmiş durumdayken, bizim ülkemizde tarım hükümetin boynunda kambur gibi görünüyor. Çiftçinin can damarı olan pamuk destekleme primi, eğer çifti pamuk destekleme primini almaz ise bu tarlalar boş kalır. Bu tarlalar ya buğday ya da arpa olur. Pamuk stratejik bir ürün olduğu için biz de çiftçinin pamuk ekmesi taraftarıyız. İhtiyaç olduğunda eğer pamuk, buğday, arpa gibi ürünler yok ise insan da olmaz. Acilen çiftçinin girdi maliyetlerinin düşürülerek, yeniden bir tarım hamlesi yapılması lazım. Burada üretim yapan çiftçiler Türkiye için üretiyor. Sizlerin de çiftçinin kıymetini bilmesi lazım. Üretime, destek devletin görevidir. Yurtdışındaki çiftçilerle rekabet edebilmemiz için, desteğe, hibeye ve faizsiz krediye ihtiyacımız var. Şuan da banka faizleri yüzde 60’a dayanmış. Çiftçi bunu ödeyemez durumda, bu gidişle hepimiz icralık olacağız. Dolayısıyla hükümetin bu sese kulak vermesi lazım.”