Salih Yeşil
TİGRİS HABER- Diyarbakır Barosu tarafından Avukatlar Günü'ne ilişkin Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması düzenlendi. Açıklamada konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Başkanı Nahit Eren, Avukatlar Gününü, depremde 3'ü Amed Barosu üyesi, 121 meslektaşlarıyla onbinlerce yurttaşın yaşamını kaybettiği, barolara yönelik baskı ve soruşturma tehditlerinin devam ettiği bir ortamda karşıladıklarını söyledi.
Doğal felaketlerin yol açtığı ağır tahribatın bir kez daha doğaya uygun yapılaşma zorunluluğunu hatırlattığını kaydeden Eren,"Afetlere dayanıklı yapılaşmanın göz ardı edilmesi, yeterli tedbirlerin alınmaması ve özellikle de afet sonrası müdahale konusundaki yetersizlik acılarımızın artmasının asıl nedenleridir. Bu ağır bedeli ödememize sebep olanlara yönelik soruşturmalar, etkin şekilde yürütülmeli ve sorumlular en kısa sürede yargı önüne çıkarılmalıdır. Barolar ve avukatlar olarak bu hukuki süreçlerin titizlikle takipçisi olacağız" ifadelerini kullandı.
Tahir Elçi cinayetinde soruşturma aşamasında başlatılan isteksizliğin kovuşturma aşamasında da devam ettiğini dile getiren Eren, "Diyarbakır Barosu, ilk günden itibaren bu suikastın bütün yönleriyle aydınlatılması ve faillerin cezalandırılması için verdiği mücadeleye büyük bir kararlılıkla devam edeceğini söyledi.
'Büyük bir cesaretle suç işleniyor'
Toplumsal olaylar ve yargıya ilişkin tespit ve çözüm önerilerine rağmen, sorunların bütün ağırlığıyla sürdüğünü vurgulayan Eren, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile kişi güvenliği hakkı gibi temel hak alanlarında ihlallerin yaşanmaya devam ettiğini kaydetti. Özellikle işkence, kötü muamele, kolluğun orantısız ve keyfi silah kullanımı ile nefret saikli ırkçı saldırıların kaygı verici boyutuyla gündemdeki yerini koruduğunu söyleyen Eren, "İnsanlık onuru ile bağdaşmayan bu tür fiil ve suçların bu çağda büyük bir rahatlık ve cesaretle işleniyor olması, kamu görevlileri bakımından öngörülen ayrıcalıklı yargılanma usulleri ve sağlanan güvencelerden, yani cezasızlık politikasından kaynaklanmaktadır. Son olarak Lice ilçesinde 14 yaşında bir çocuğun kolluk tarafından hukuk dışı alıkonularak zırhlı araçta işkenceye maruz bırakılması; Çermik ilçesinde kolluğun yetki aşımı, orantısız güç ile yaşama hakkının ihlal edilmesi; Bursa’da bir spor karşılaşmasında yaşananlardan sonra Muğla’da Kürt kimlikleri ve Kürtçe konuşmaları nedeniyle ırkçı saldırıya maruz kalan Kürt işçiler bu konulardaki endişelerimizin haklılığını göstermektedir." diye konuştu.
Seçimlere dair kaygılarının giderilmesini istedi
Seçimde tüm siyasi partilerin ve adayların eşit fırsatlara sahip olması için seçimlerin meşruiyeti için temel kriter olduğunu dile getiren Eren, seçimlerin demokratik, adil ve dürüst seçim ilkesine göre yürütülmemesi konusundaki kaygıların dikkate alınarak giderilmesini istedi. Eren Amed Barosu'nun bu konuda endişelerin aşılabilmesi adına seçim güvenliği açısından üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini kaydetti. Eren seçimdeki propaganda süreçlerinde Kürt sorunu üzerinden toplumsal sorunları daha da derinleştirecek söylemlerden kaçınma gerekliliğini hatırlatmak istediklerini vurguladı.
'Savunma hiçbir dönem bu kadar kriminalize edilmedi'
Türkiye’de sivil alanın daraltılması sonucunu doğuran baskıcı pratiklerden en çok etkilenen hak savunucuları olduğunu kaydeden Eren, "Hiçbir demokratik ülkede tanık olunamayacak şekilde; hak savunuculuğu faaliyetleri nedeniyle başta Diyarbakır Barosu üyeleri olmak üzere avukatlar yargı tehdidine maruz kalmakta, tutuklanmakta ve ağır cezalara mahkûm edilmektedir. Türkiye’de savunma aslında hiçbir zaman yargının asli unsurlarından biri olarak görülmese dehiçbir dönemde bugün gözlemlediğimiz kadar kriminalize edilmemiş ve susturulmaya çalışılmamıştır" şeklinde konuştu.
Avukatlara yönelik olumsuz tutum ve davranışların önüne geçilmesi, avukatlara yönelik artan fiziki saldırıların engellenmesi ve avukatların diğer sorunları için acil çözümler geliştirilmesini isteyen Eren, Avukatlar Gününü kutlayarak konuşmasını sonlandırdı.