Mümin Ağcakaya - Özel
TİGRİS HABER - Diyarbakırlı Veysi Bozyıl henüz 40 yaşında. Üç çocuk babası olan Veysi Bozyıl, çocukluğundan bu yana doğup büyüdüğü Sur İlçesi’nde balıkçılık yaparak geçimini sağlıyor. Her sabah gün ağarmadan Dicle Nehri’ne giderek balık tutan Veysi Bozyıl, bu balıkları hem satıyor hem de dostlarına ikram ediyor. Dicle Nehri’in deyim yerindeyse altında ve üstünde ne var ne yok bilen Balıkçı Veysi, Sur İlçesi’nin de en sevilen simalarından biri. Dicle Nehri’nin muazzam güzelliği onu şair yaparken, kendi yazdığı şiirlerin çoğunu hem balık tutarken söylüyor hem de temizlerken.
‘Dicle onu şair yaptı’
Gazetemize açıklamalarda bulunan Veysi Bozyıl, “Sabahın en erken saatlerinde, bazen de akşamdan avlanacağımız yere gidiyoruz. Geceleyin insanlar uyurken dışarıda başka canlılar için bir yaşam devam ediyor. Sabahın ilk ışıklarını izliyoruz. İlk ışıklarla birlikte bazı canlılar uykuya çekilirken bazıları uyanmaya hazırlanıyor. Doğayla daha fazla iç içe olmak, doğanın tekrar tekrar canlanmasına ve uykuya çekilmesine tanık olmak şiir yazmak için fazlasıyla yeterli olmaktadır.
Ayrıca Diyarbakır şairler ve yazarlar açısından oldukça zengin bir kenttir. İster istemez onların da bir etkisi olmuştur. Çünkü çocukluğumuzdan beri çevremizde birçok insan onların şiirlerini okumuştur. Dinlediğimizde duygulanmışızdır. Dolayısıyla bize de bir şeyler bulaşmıştır.” Demektedir. Ben de yaklaşık dört yıldır merak saldım. İçimden gelenleri kâğıda döküp bir şeyler yapmaya çalışıyorum” dedi.
30 yıldır balıkçılık yapıyor
Dört yıldır şiir yazmaya merak saran balıkçı Veysi 30 yıldır balıkçılık yaptığını ifade ederek;” Yaklaşık 8- 10 kişi birlikte çalışıyoruz. Aramızda görev bölümü yaparak çalışıyoruz. Herkesin bir görevi var. Balığın tezgâha gelmesi ve temizlenerek müşteriye sunumu en son aşaması oluyor.” Diyerek balığın yakalanmasından sofraya kadar gelme aşamalarını anlatarak yaptıkları işin çok da kolay olmadığını dile getirmektedir.
Balıkçı Veysi’ye Dicle Nehrini ve nehirde ne tür balıkların yaşadığını sorduğumuzda; “Dicle Nehri buradan Batman’a kadar suyun içinde ne var bilirim. Yaklaşık 17 çeşit balık var. Bunların bazıları nesli tükenmekte olan endemik balıklar. Şu an yapılan baraj belki bazı çeşitlerin devamı açısından iyi olabilir. Balık çeşitleri olarak şebat, sırik, cer, behran, şah, baral, zo, şino, ziber, bıni, yılan balığı, yayın, sazan ve şimdi hatırlayamadığım birkaç balık çeşidi daha var. Yapılan bu barajdan dolayı bazı balıkların nesli tükenmektedir. Ama Ilısu barajı belki bazı türlerin çoğalmasına bir katkıda bulunabilir. Bazı tropikal göçmen türü dediğimiz balık türleri var. Bunlar bahar aylarında yağmur sularıyla birlikte suların bulanıklaşmasıyla göç etmesi daha rahat olur.”
‘Balık ölümlerinde kum ocaklarının da etkileri var’
Bozyıl, balık ölümlerin de barajların suyun seviyesini kesmesi ve kum ocaklarının da etkileri olduğunu dile getirerek; “Kum ocaklarıyla nehrin akışı bozulmaktadır. Ayrıca açılan çukurlar da balığın alttan yukarı doğru göç etmesini engellemektedir. Ayrıca balığın yumurtlama döneminde, balığın yumurtlayacağı alanları bozduğu için, balık yumurtlayacak yer bulamamaktadır. Yani kum çıkartılması nehirdeki yaşamı öldürmektedir.”
Atık sular oksijeni azaltıyor
Atık suların da nehrin kirlenmesine yol açtığını, suyun içerisindeki oksijen oranını azalttığını vurgulayarak; “Özellikle nehir yatağında akan suyun seviyesi uzun süre düşük kaldığı zaman nehre atık sular karıştığı zaman hem sudaki oksijen oranı azalmakta hem de suyun içerindeki çözülmüş halde bulunan oksijeni kullanamamaktadır. Netice itibariyle biz nasıl dışarıda oksijen alıyorsak balıklarda suyun içerisinde çözülmüş oksijeni alarak yaşıyorlar. Dolayısıyla yeterli oksijeni alamayan balıklar yaşayamamaktadır.
Balıkçılıkla geçinen birçok insan var. Nehir kirlendiği zaman ve nehirde yaşana canlılar öldüğü zaman hem bu kadar insanın ekonomik gelir elde ettiği olanaklar ortadan kalkmakta hem de çevresine zarar vermektedir. Eskiden suların geçtiği yerde hayat verirken; kirlenme durumunda hayat suyu olmaktan çıkar. Bu sefer geçtiği yerdeki hayatı yok eder.
Nehir üzerinde yapılan bilinçsiz çalışmalar canlı yaşamın geleceğini de olumsuz etkilemektedir. Bilhassa bahar aylarında balık alttan yukarı doğru göç ederken suyun seviyesinin düşürülmemesi gerekiyor. Eko sistemi bozacak müdahalelerden kaçınmak gerekiyor.”
Dicle’de yakaladıkları balık içerisinde en lezzetli balığın şebbot olduğu söyleyerek; “Daha önce 1990lı yıllarda bu balık türlerinden çok sayıda yakalıyorduk. Bunların ağırlığı 7-8 kiloya kadar geliyor. Şu an bir tane bile yakalayamıyoruz. Nesli tükenmekte olan bir balık türüdür. Bunda bilinçsiz avcılıkta rol oynamaktadır. Bir de son dönemde İsrail sazanı denilen türler var. Bu türlerde olumsuz bir etkendir. Çünkü yılda birkaç kez yumurtluyor. Sayıları hızla artan bu tür diğer balık türlerinin yumurtalarını yediği için diğer türler için bir tehdit oluşturmaktadır.” Diyerek balıklar için yeni bir tehlikeye daha dikkat çekmektedir.