Gönül Morkoç - Özel
TİGRİS HABER - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz” şeklindeki konuşması bölge illerinde tartışma konusu oldu. HDP’li Sezai Temelli’de sosyal medya hesabından Kılıçdaroğlu’na cevap verdi. Temelli, “Demokratik çözümün adresi ve asıl muhatabı” İmralı’dır diyerek, Abdullah Öcalan’ı adres gösterdi.
Çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Diyarbakır’a gelen CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Tigris Haber’in sorularını yanıtladı.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun “Kürt sorununu HDP ile çözeriz” çıkışı ne ifade ediyor?
Sayın genel başkanımızın ifadesi şunu gösteriyor. Bu meselenin çözüm merkezi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Doğal olarak da bu konuda özellikle Kürt meselesi konusunda hassasiyeti olan parti HDP olduğu için, HDP’nin de dahil olabileceği bir çözüm önerisidir. Bu mesele üç cümleyle ifade edilebilecek bir şey değil. Sayın Genel Başkanımızın daha önceki düşüncesini güncelleyerek siyasetin yeni bir adım atması gerekir şeklinde ifade etti. İnşallah önümüzdeki süreçte Meclis’te bu müzakereleri yapabiliriz.
CHP seçmeni, CHP’nin bu sorunu el atmasına razı mı? Özellikle parti içerisindeki “ulusal kanat”?
Seçmenle siyaset arasında adeta bariyer örülmüş gibi. 2018-2019 seçimlerinde terörize edilmesi gereken ne varsa edildi. Aklınıza gelebilecek her şey. Büyükşehirlerde CHP adaylarına siyaseten dile alınmaması gereken her cümle kullanıldı. Buna rağmen vatandaş gitti oyunu verdi. Vatandaşın siyasetin çok önünde olduğunu söyleyebilirim. Bu meseleye sadece Diyarbakır, Mardin ve Batmanlıların işi olarak bakarsanız, işte o zaman Türkiye’ye büyük haksızlık yapmış oluruz. Bu mesele Rizelinin de meselesi, bu mesele Edirne’nin de meselesi, Erzurumlunun, Çorumlunun meselesi.
Peki Rizeli ikna mı?
Siyaset ikna olmamış olabilir ama vatandaş ikna bu konuda.
Bu çok büyük bir haksızlık olur. Ben istisnasız, 90’lı yıllarda bu partinin içinde olan ve her kademesinde görev yapan bir insanım. Tane tane, dönem dönem anlatabilirim. Hatta daha da ileri gidiyorum, bu meselede, bizim hassasiyetlerimizi eleştiren, bize çok şiddetli saldırıda bulunan iktidar partisi “ya kardeşim bakın yanlış yol tutuyorsunuz, meşru siyaseti buna dahil etmezseniz bu enfekte olur” dediğimizde bize “bunlar kandan besleniyor” dediler. Bunu diyenler bugün başka noktadalar. CHP Genel Başkanı, bu cümleyi sadece bugün söylemiş değil.
89 raporu ile aynı noktada mısınız?
89 raporu kendi döneminde devrim niteliğindeydi. Ama bugün çok geri. Ama o gün için çok kıymetliydi. En kanamalı dönemdi. Sayın İnönü büyük bir hazırlık yaptı. Ama maalesef olmadı. 89 raporu eğer dönemin siyasi partileri tarafından anlaşılabilir hale getirilebilseydi, Türkiye şuan çok farklı bir noktada olurdu. Demirel bu konuda özeleştiri yaptı.
Siz de bir özeleştiri yaptınız?
Evet, 91’de ihraçlar olmamalıydı, diye düşünüyorum. 89 yerel seçimlerinde Güneydoğu coğrafyasının bütün illerinde belediyeler bizdeydi. Urfa Belediyesi, Mardin Belediyesi, Diyarbakır Belediyesi bizdeydi. 80 öncesi bu iller CHP’nin kalesiydi. Yine kale haline getireceğiz.
Peki, son olarak HDP’li belediyelere kayyum atanması bazı bürokratların çifte maaş alması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bu kadar sefaletin olduğu yerlerde, çifte maaş alanların hepsine haram olsun. Diyanet İşleri Başkanı’nın bu konuda bir fetva vermesi gerekir. Kayyum ise, eşyanın tabiatına aykırıdır. Milletin seçtiğini millet getirdi, millet götürecek.