Salih Yeşil - Mahsum Kara
TİGRİS HABER - Diyarbakır Barosu, yeni yönetimini belirlemek üzere 8-9 Ekim’de genel kurula gidiyor. Mevcut Baro Başkanı Nahit Eren, Muhlis Oğurgül ve Cengiz Baysal’ın yarışacağı genel kurul için hazırlıklar sürüyor. Genel kuruldaki rekabetin Eren ve Oğurgül arasında yaşanması bekleniyor.
Muhlis Oğurgül, 1989 yılında Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde doğdu. 2011’de Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Oğurgül, 2012-2016 Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörlüğü, 2018’de Yönetim Kurulu üyeliği, görev alan Oğurgül, Saymanlık, Meslek İçi Eğitim Komisyonu, CMK, Kürtçe Dil Komisyonu, İşkenceyi Önleme Komisyonu’nda görev aldı. Baroda görev aldığı sürede Kürtçe Hukuki Terimler sözlüğü “Ferheng” ve Kürtçe hukuk dergisi “Aştat’ın” çıkarılması sürecinde aktif rol alan Oğurgül, kendi projelerini hayata geçirmek için adaylığını açıkladı.
Diyarbakır Barosu’nun kent için önemli olduğuna işaret eden Oğurgül, “Elbette eski başkanlarımızın ve merkez yönetimde yer alan arkadaşlarımızın her konuda hiç tereddüt etmeden fedakârca sergiledikleri tutumdan kaynaklı çok önemli duruma evirilen bir misyonu var. Bu Misyonun gereklerini elbette bizler üyeleri olarak yeri geldiğinde faaliyetlerde bulunduk ve çalışalar içinde yer aldık. Şimdi de başkan adayı olarak bunlara katkı sağlamak için aday oldum. Diyarbakır Barosu’nun misyonuna denk düşen fikirleri olduğunun altını çizen Oğurgül, çeşitli projeleri olduğunu belirterek, “Bunlardan biride Toplumsal Hafıza Komisyonu kurulması. Bu ne demek? Bu, hem baronun geçmişten günümüze yürüttüğü çalışmaların içeriğini kapsayacak hem de güncel gelişmelere bağlı olarak, kentteki hak temeli çalışan örgütlerin raporlama çalışmalarından, hak ihlallerine ilişkin raporlarına kadarki süreçleri izleyecek bir komisyon” ifadelerini kullandı.
‘Toplumsal bir hafıza bırakma niyetimiz var’
Toplumsal Hafıza Merkezi’nin çalışmaların arşiv kaydını oluşturmak ve baronun toplumsal alanda yürüttüğü çalışmalarını bilinmesi açısından gelecek nesiller içinçok önemli bir çalışma olacağını kaydeden Oğurgül, “Toplumsal bir hafıza bırakma niyetimiz var. Toplumsal barış meselesi de, bildiğiniz üzere ülke olarak zor süreçlerden geçiyoruz. Diyarbakır Barosu’nun göstereceği yol, sergileyeceği misyon ve çalışmaları elbette bu toplumsal barışa katkı sağlayacak niteliktedir. Barış hakkı dediğimiz kavram bizim için çok kıymetlidir. Biz, Kürt sorununun barışçıl yöntemler ile çözülmesine dair hukuk çerçevesinde katkı sağlama noktasında çok ciddi bir katkıda bulunacağımızı vaat ediyoruz. Yeni bir anayasa oluşturma sürecinde hem oluşturacağımız izleme komiteleri ve ekiplerle de bu sürece katkı sağlama niyetindeyiz. Bu açıdan toplumsal alana yönelik sorumluluğumuzu daha fazla sergileme gibi bir sorumluluğumuz, aynı zamanda mecburiyetimiz olduğunu söylemeliyim.” diye konuştu.
‘Yurttaşın yaşadığı her ihlalde yanında olacağız’
Baroların sivil toplum faaliyetleri ile hukuk faaliyetleri arasında sürekli bir tercihe zorlanmaya yönelik eleştirilere dikkati çeken Oğurgül, “Baroların iki türlü misyonu vardır: bir toplumsal alan sorumluluğu, yükümlülüğü, aynı zamanda meslektaşların sorunlarına çözüm noktasında meslektaşlarının yanında yer alma dayanışma gösterme gibi bir mecburiyeti vardır. Bu ikisini de birlikte götürme gibi bir yasal hakkı vardır. Avukatlık Kanunu oluşturulurken de tamda bu eksende bir yükümlülükle toplumsal alanda özelikle insan haklarının geliştirilmesi ve güçlendirilmesi noktasında, barolara bir külfet yüklenmiştir. Bu bir yükümlülük ve mecburiyetlik gerektirir. Baroların yapmış olduğu faaliyetler, çalışmalar, yer yer açıklamaları elbette iktidarlar tarafından hoş karşılanmayabilir, ama birileri bunu hoş karşılamıyor diye barolar kendi çalışma alanından, kendi faaliyetlerinden uzak kalacak değildir. Bizler bu alanı daha fazla sahiplenme yönünde yurttaşın yaşadığı her hak ihlalinde, her sorunda yanında yer alma gibi bir mecburiyet ve sorumlulukla hareket edeceğiz. Bundan hem meslektaşlarımız hem de yurttaşlarımızın bir bilgisinin olmasını isterim” şeklinde konuştu.
‘Genç meslektaşlarına kira desteği’ vaadi
Bir ihtiyaç olduğu kanaatine vardığı için aday olduğunu aktaran Oğurgül, o ihtiyacı şu sözlerle anlattı:
“Öncelikle biz Türkiye’nin en genç barosuyuz, Türkiye’nin en genç barosu olmasının getirdiği bazı faaliyetlerin olması gerekiyor. Özelikle genç meslektaşlarımın yeterince dinlenmediği sorunlarına yeterince eğilim gösterilmediğini ve çözümüne katkı sağlanmadığı kanaatindeyim. Özellikle CMK ve adli yardım ve benzeri mesellerde baro yönetim anlayışının yeterince meslektaşlarımızın yanında, destek ve dayanışmada bulunmadığı kanaatindeyim. İkinci gerekçem ise bir çalışma barışı meselesi. Hem baro içerisinde, merkez ve komisyonlarda yoğun bir çalışmanın kolektif bir yöne evirilmesi ve bunun kent düzeyinde bütün hak temelli emek örgütleri ile daha koordineli ve daha birlikte bir çalışma alanına dönüştürme, bir emek ortaklığına dönüştürme fikriyatını güçlü kılma adına aday oldum. Elbette buna dair fikirlerim de vardır, itiraz etme noktalarıma dair ortaya koyacağım çalışmalarım da var. Genç meslektaşlarımızın özellikle mesleğe başlarken yaşayacakları sorunların çözümüne tedbir mahiyetinde,mesleki sorumluluk sigortası dediğim bir vaadim var. Bu vaadi yerine getirmek istiyorum. Genç meslektaşlarımızın kirasını karşılayamadığı için bürosunu kapatmak zorunda kalışından kaynaklı bir kira desteğinde bulunma vaadimiz var. Buna bağlı olarak genç meslektaşlarımızın mesleki deneyim kazanmaları için atölye çalışmaları, eğitimler ve yaşayacakları sorunlarda yanlarında bir dayanışma örneği göstererek bulunma gibi bir vaadim var. Tüm bunlar aslında bir ihtiyaç ve bir ihtiyacı karşılama gibi bir misyonla da aday olma durumumuzu ortaya koydu ve bizde bu seçimde başkanlığa talip olduk.”
Listesinin sınırlı tutmasının nedenini açıkladı
Hali hazırda Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu’na 22 kişinin aday olduğunu ifade eden Oğurgül, 11 kişilik Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyeliği için kendi listesinden 5 kişinin yer aldığını, kendi listesinden seçime girmeyenlerin yönetim kuruluna katılması için bir takdir marjı bıraktığını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Ben süreç içerinde listemin sayısını belirleyeceğim meslektaşlarıma aktarmıştım. Başlarken bunun sayısının fazla olabileceğini söylemiştim ama süreç içerisinde baro tarihinde hiç olmadığı kadar kadın meslektaşımız aday oldu. 9 tane mevcut yönetim adayları ve ilaveten benim listemin dışında yer alan 17 meslektaşımız var. Açıkçası genel kurula takdir hakkını kullanırken olabildiğince esnek ve rahat davranma ihtiyacını hissettiğim için 5’le sınırlı tutum elbette 6, 7, 8’e hatta 10’na kadar da çıkartma gibi bir durumum vardı. Tamamen şu amaçla hareket ettim: Bizi tercih etmek isteyenlerin yanında, bizi tercih edemeyecek arkadaşlara da en azından genel kurulda, yönetim kurulu listelerine oy verme noktasında bir taktir marjı bırakmak istedim. Kadın meslektaşlarımızın sayısın fazla olması, aday olan arkadaşlarımın sayısının fazla olmasını, bu alanda biraz esnek davranmama katkı sağladı”
‘Kreş ve Kira Desteği Projesi’
Vaatlerinin yerine getirilmemesi durumunda, hesap sorulması için broşür şeklinde bastırıp meslektaşlarına dağıttığını ifade eden Oğurgül, projelerini şu ifadelerle anlattı:
“Elbette çok kıymetli projelerim var. Bunların başında Baro Kreş Projesi, Bizde çocuğu olan meslektaşlarımızın çocuklarını güvenle teslim edebileceği alanlar yaratma ve aynı zamanda müsaitlik durumlarına göre, meslektaş dayanışmasıyla birbirlerinin çocuklarını alıp teslim etme ve eve bırakma gibi bir kültür geliştirebileceği bir fikriyatı var. Toplumsal Hafıza Oluşturma Komisyonu ve buna yönelik yapılacak projeler bu çok önemsediğimiz bir komisyon. Kira Desteği Projesi, özellikle genç meslektaşlar kiralarını karşılayamadığı zaman baronun yanlarında durabileceği ve bu eksikliği ya da bu çıkan ihtiyacın baronun karşılayacağını olan taahhüttür. Bunlar elbette yerine getireceğim projelerdir. Bunun alt yapısı da hazırdır. Yönetime gelir gelmez bunları hiç beklemeden ilk elden başlayacağımızın da sözünü veriyoruz.”