TİGRİS HABER- Partisinin Diyarbakır’daki belediye başkan adaylarının tanıtım törenine katılan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Diyarbakır’dan iktidara sert eleştiride bulundu. Kayyım uygulamasının gasp olduğunu söyleyen Babacan, “Beş tepe’dekilere göre Diyarbakırlının oyu önemsiz. Beş tepe’dekilere göre Diyarbakırlının oyu değersiz. Demokrasilerde böyle bir şey olmaz” dedi.
Diyarbakır Büyükşehir belediye başkan adayı ve ilçe belediye başkan adaylarıyla buluşmak için Diyarbakır’a geldiğini aktaran Babacan; “Yöneteceğimiz belediyelerde israfı yok edeceğimizden, çiftçilerimize, hayvancılarımıza nasıl destek olacağımızdan, etkin değil, aynı zamanda temiz yönetme iddiamızdan, kentsel yenilenme vizyonumuzdan, gençlere, kadınlara dair plan projelerimizden bahsetmek için buradayım.” Dedi.
Ali Babacan, partililere hitaben yaptığı konuşmada, şunları söyledi;
“Burası, seçmen iradesinin gasp edildiği bir şehir. Burası, seçimle kazananların yerine başkalarının atandığı bir şehir. Burası, iktidarın kayyum politikalarıyla sandığın yok saydığı bir şehir. Beştepe’dekilere göre Diyarbakırlının oyu önemsiz. Beştepe’dekilere göre Diyarbakırlının oyu değersiz. Demokrasilerde böyle bir şey olmaz. Erdoğan, belediye başkanlığı ile çıktığı yolda, o günkü vesayet düzenine karşı mücadele ederek, halkın oylarıyla kazandı. Fakat şimdi, döndü dolaştı, kendisi bir vesayet düzeni oluşturdu. Ben öyle Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de başka konuşup da Diyarbakır’a geldiğimde lafı değiştirenlerden değilim. Bir kez de Diyarbakır’dan, yüksek sesle söylüyorum: İktidarın uyguladığı kayyum politikası, halkın iradesini yok saymaktır. Bu kayyum politikası, halkı cezalandırmaktır. Kayyum politikası, demokrasimizin orta yerine açılmış koca bir çukurdur. Kayyum politikası, demokratik siyaset yapmayı anlamsızlaştıran, seçme seçilme hakkını askıya alan bir uygulamadır. Ben bunları dile getirmek zorundayım. Çünkü bunları açıkça ortaya koymadan, yerel seçimlerden bahsetmenin bir anlamı yok. Seçimi, sandığı konuşmanın anlamı yok. Hep söyledim, söylüyorum: Bu ülkenin sorunlarının çözümü meşru, demokratik siyasetten geçer. Herkes iddiasını, çözümlerini projelerini ortaya koyar; Halk kimi seçerse, belediyeyi de kanunlar kurallar çerçevesinde o yönetir. O kadar. Bunun dışındaki her uygulama, demokratik açıdan da meşru değildir; Vicdani açıdan da meşru değildir.”
Yeşil sahalara düşmanlığı getirdiler
Şiddet ve düşmanlığın yeşil sahalara sirayet ettiğini söyleyen Babacan; “Birlik beraberlikle anılması gereken, sporla anılması gereken yeşil sahalar bile; şiddetten, düşmanlıktan nasibini alıyor. Türkiye’deki futbol maçlarında neler yaşandığını da görüyoruz. Irkçılığın taraftar grupları arasında nasıl büyütüldüğünü, yeşil sahalarının buna nasıl alet edildiğini görüyoruz. Amedspor’a yöneltilen öfkeyi, fiziki şiddete varan ırkçı muameleyi görüyoruz. Ve reddediyoruz! 90’ların simgelerini, sloganlarını, katillerini pankart yapıp insanlara taşıtanları görüyoruz. Ve reddediyoruz! Bunları yapanlar bu ülke için en büyük beka tehlikesidir. Bu ülkenin yarınları, ayrımcılıkla, kutuplaştırmayla kazanılmaz. Bu ülkenin yarınları, birlikle beraberlikle kazanılır; Adaletle, eşit vatandaşlıkla kazanılır.” Dedi.
Sadece Diyarbakır’a borcumuz değildir; Demokrasiye borcumuzdur
Diyarbakırlıların 31 Mart günü damgayı damlanın altına basacaklarını aktaran Babacan; “Diyarbakır Büyükşehir’e de, bütün ilçelerimize de DEVA olacak adaylarımızı işlerinin başında göreceğiz. Kayyum uygulamasına maruz kalan belediyelerimiz için çalışmak, sadece Diyarbakır’a borcumuz değildir; Demokrasiye borcumuzdur. Adalet’e borcumuzdur. Diyarbakır için ödevimize çalıştık. Tüm DEVA kadroları, aday oldukları her yerde gerekli hazırlıkları yaptılar, yapıyorlar. Milyonlarca dönüm araziye sahip Diyarbakır’ın, tarım ve hayvancılığa dair bir türlü iyileşmeyen, iyileştirilmeyen sorunları var. Dolar kurunun artmasıyla beraber, tarım ve hayvancılıkta maliyetler arşa çıkmış durumda. Bu sorunların üzerine bir de ekonomik kriz eklenince, Diyarbakırlı çiftçilerimiz, hayvancılarımız için işler hepten zorlaştı, farkındayız. Diyarbakır’da, kredi kartı borçları son bir yılda yüzde 243 arttı. Hayvancılıkla uğraşan üreticilerimiz işi bırakıyor. Maliyetler öyle arttı ki, çiftçilerimiz ne kadar çok üretirse, o kadar çok zarar ediyor. Tüm bu sorunların hepsinin farkındayız. Biz, çözümü yerelden başlatacak, iktidara bu iş nasıl yapılır göstereceğiz” şeklinde konuştu.