Özel Haber/ Mümin Ağcakaya
TİGRİS HABER - Resim yaparken çok huzurlu olduğunu ve keyif aldığını anlatan Batmanlı ressam Zêrî Öztekin çocukluktan itibaren kara kalemle başladığı resim çalışmalarını daha sonra yağlı boyaya dönerek tuvallere yansıtmaya başlıyor. Öztekin, nelerden nasıl etkilenerek resim yaptığını Tigris’e anlattı.
‘Rüyalarımı da çizdim’
Öztekin şunları söyledi; “Çocukluğumdan beri resim sevgim vardı. Ağabeyim çok güzel resimler yapardı, ondan etkilendim bende de resim sevgisi başladı. On yıldır üzerinde daha fazla çalışarak yoğunlaştım. Daha sonra sevdiğim ressamlar oldu. Onlardan da esinlendiklerim ve ilham kaynağı olana sanatçılar oldu.
Düşüncelerimi aktaracağım bir şey olacaktı ya yazacaktım ya da resim. Ben resmi yazmaktan daha çok sevdim. Bu yüzden düşüncelerimi tuvallere dökmek istedim. Sadece düşüncelerimi değil yeri geldiğinde rüyalarımı da çizdim.”
Resim içimdekileri dışarı yansıtmaktır
“Resim yaparken bazen anlık geliyor, bazen kitap okurken geliyor. Rüyada bir şey görüyorum. Sokakta gördüğüm bir şey ya da insanlarla sohbet ederken bir konu şekillendiğinde yapmak isterim. Çalışmalarım genelde bu şekilde oluyor. Resim benim için içimdeki birikmişleri, duygu ve düşünceleri dışarı yansıtmaktır. Tuvale dökmektir” diyen sanatçı Öztekin, şöyle devam ediyor;
“Resim yaparken çok huzurlu oluyorum ve keyif alıyorum. Çünkü yaratıyorsun. Bir şey yaratmak şahane bir duygudur. Yaratmanın ne olduğunun farkına varıyorsunuz. Yarattıkça kendinize olan güveniniz artıyor.”
“Düşüncelerimi en iyi resimle ifade ediyorum” diyen sanatçı, insanlar birbirlerini kırıyorlar fakat çoğu zaman özür dilemeyi bilmiyorlar. Bu kırgınlığın insanın içinde bir sorun olarak kaldığını, o kırgınlık halinin kişinin yaşamında kötü bir iz bıraktığını, bir resim çalışmasında işlediğini yine bir başka resimde de sormak ve sorgulamayı işlediğini bu çalışmasında da Karanlıktan aydınlığa nasıl çıkılır? Bunun cevabının doğru soruları sormadan ve kendini sorgulamadan bulunamayacağını söyleyen sanatçı, özellikle kadınların neden bu durumdayız, neden yaşamdaki birçok şeyden dışlanıyoruz diye soru sormaları ve kendilerini tarihsel süreç içindeki konumlarını sorgulamaları gerektiğini belirtiyor.
Sorgulamayan kadın özgür olamaz
Öztekin sözlerini şöyle noktalıyor; “Özellikle kadınlar açısından sorgulamayı önemli buluyorum. Kadınlara hep sınırlar konmuş. Ama zamanla kadınlarda bir şekilde bunu benimsetilmiştir. Erkek egemen sistem kadınların kendisini sorgulamasına da izin verilmiyor. Buna ortam da sunulmuyor. Bir kadın sorgulamadan kendini özgürleştiremez. Kadının özgürleşmesi için tarihsel süreç içinde erkekle eşitsiz bir konuma nasıl getirildiğini sorgulaması gerekiyor.
Kadın kendi cins kimliğini bulabilmesi ve kaybettiklerini geri alabilmesi için sorgulamalıdır. Sordukça ve sorguladıkça kendisine şimdiye kadar dayatılanları kabul etmeyecektir. Kadın sordukça benliğini bulacak ve kendisi olacaktır.”