İki gün önce internette dolanırken eski bir habere denk geldim. Haber bundan 5 yıl öncesine aitti.
Büyük puntolu başlıkta, dönemin Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba'nın , "Fakir fukaramız da et yiyecek" sözü manşetlenmişti. Yozgat Ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Fakıbaba, "Amacımız gerçekten üreticinin mutlu olması. Yani dengeyi kurabilmemiz. Üretimimizi
koruyacağız, bir taraftan sanayiciyi de koruyacağız ama et yeme hakkı olan 80 milyon insanın da
vebali var, onu da koruyacağız." Açıklamalarına yer vermişti. Yıl 2022.
Bu haber üzerinden tam 5 yıl geçti. Ramazan ayına birkaç gün kala etin fiyatı yüzde 48 zamlandı. Kıymanın kilo fiyatı 56 liradan 83 liraya, kuşbaşının kilosu 92 liraya fırladı. Fakir fukara bırak et yemeyi, kokusuna bile muhtaç bir duruma geldi. Amaçlarının üreticiyi mutlu etmek, dengeyi
koruyabilmek olduğunu söylemişti, dönemin Tarım ve Hayvancılık Bakanı. Ne denge, ne üretici ne de tüketici korundu. 2022 yılı Türkiye nüfusu baz alındığında 80 milyon değil 84 milyon insanın vebali var artık.
Köşe yazısını yazdığım sıralarda telefonun bildirim çubuğuna trajikomik bir haber düştü. “Şanlıurfa’da yasaklı bölgeye giren 17 koyun gözaltına alındı” Herhalde aşırı üretken kapasiteye sahip bir ülkeyiz. O kadar çok üretiyoruz ki sözümüzü dinlemeyen hayvanlarımızı cezalandırıyoruz. Şşt! Koyun hanım sen çok ürettin, geç bakalım şu hapishaneye. Ya sana ne demeli koyun bey maximum üretim kapasitesine varmışsın. Veriler öyle demiyor ama Kırmızı et üreticilerinin girdi maliyetleri tavan yaptı. Bu külfetli maliyet üreticinin zararına üretmesini sağladı. iç üretici yerine dış üretici destekleniyor. Tarımın,
hayvancılığın, teknolojinin ithaline aşık bir millet oluverdik. Dış ticaret açığımız okyanuslara açıldı. Durdurabilene aşk olsun. Hal böyle olunca üretici üretemez, tüketici ise tüketemez oldu.
Deminde belirttiğim gibi, yoksul vatandaş etin tadına değil kokusuna hasret kaldı. Et yememe değil, et yiyememe sorunu baş gösterdi artık. Et, Balık ve Kümes hayvanlarını yemeyi red eden vejeteryanlık, bir fakirizm terimi oldu. Et yemeyen bir jenerasyondan et yiyemeyen bir jenerasyona geçiş yaptık.