Bir kentin valisi o kentte bulunan kurum ve kuruluşlarla neden kavga eder ki?
Varsayalım ‘kavgalık’ bir durum var, devleti temsil edenin kavgadan uzak bir tarz izlemesinin yanı sıra diyalog kanallarını çalıştırması gerekir.
Vali bulunduğu kenti sevk ve idare eder. Bunu yaparken de o kentin bütün kurum ve kuruluşları ile ayırım yapmadan diyaloglar kurar, fikir ve görüşlerine başvurur. Bu fikirleri uygulayıp uygulamamak özel tercih olabileceği gibi, devlet erkinin tercihleri de olabilir. Bu tercihler duruma göre sorgulanmaz, ‘Mutlaka bir nedeni vardır’ denilir, karşı da çıkılmaz.
Ancak bazı durumlar var ki, devlet erkinin tercihlerinin dışında kişisel, duygusal, özel tercihler sonucu gündeme gelir ya da getirilir. İşte bunlar tartışılabilir, konuşulabilir, uygunsa olur, değilse ertelenir, vazgeçilir.
İnat-Murat meselesi elbette ki başka bir durum, Diyarbakır’da inat-murat-kavga temelli yürüyor işler. ‘Biz yaptık oldu, ben yaptım oldu, o kim, bu kim, biz devletiz yaparız’ la işler yürüdüğü için sıkıntı büyük.
Sayın Vali son zamanlarda TMMOB’ a yönelik ağır sözler söylüyor, onlar doğal olarak cevap veriyor, vali bey bir kez de sözlerini ağırlaştırıyor, biz de izliyoruz. Sadece izlesek de olmuyor, doğal olarak eleştiri moduna geçiyoruz.
50 yıllık gazetecilik yaşamım var Diyarbakır’da.
İl valilerinin yanı sıra OHAL Valilerinin tamamının dönemlerine tanıklığım var, üstelik en sıkıntılı süreçlerdi bunlar. Çok sıkıntılı, kavgalı anlar da oldu, ancak her zaman diyalog, istişare gibi yöntemler devreye girdi, kavga bir tarafa, hiçbir söz dalaşı dahi olmadı.
Çünkü üzerinde tartışılan, konuşulan hatta kavgaya neden olacak meseleler şahsi, kişisel değil, olamaz da. Kamuyu ilgilendiren konularda her kes görüşlerini söyleyebilir, yetkililer dinler, durumu süzgeçten geçirir, uygunluğunu sağlar. Herkesin dediğinin mutlaka olması gerekir diye bir durum da söz konusu değil. Makul olanın kabulü ve uygulanması herkesi memnun eder, kavgaya da gerek kalmaz.
İşte o zaman da kent hepimizin olur, kimse de ‘kent benimdir’ diyemez.
Bana göre de;
Diyarbakır Diyarbakırlılarındır, siyasi tercihlere kurban edilemez!