Son zamanlarda uyuşturucunun kullanımı ve satışına ilişkin haberler basında yeterince yer almasa da; insanları tedirgin eden bir konu. Çünkü uyuşturucunun yaygınlaştığı ortamlarda sokakların güvenilirliği de ortadan kalkmaktadır. Özellikle genç oğlu ve kızı olanlar daha fazla tedirgin olmaktadır. Toplumun geleceğini tehdit eden bu madde sadece içene keyif veren, onu kendine bağımlı yapman değil; toplumun geleceğini de karartan bir zehirdir.
İçenleri tatlı rüyalara, hayallere götüren ama etkisi geçtikten sonra içtiğine belki pişman olan ama tekrardan onu büyüsüne kendini kaptıran insanlar artık ne kendisine ne çevresine ne de topluma bir yararı olamamaktadır. Bu zehir içeni çürüttüğü gibi toplumu da yozlaştırmakta, insanı insan olmaktan çıkarmaktadır.
Geleneksel kültürle kent kültürü arasına sıkışıp kalan insanların yaşadığı bunalımdan yararlanmak isteyen uyuşturucu tacirleri sınırsı paralar kazanarak, zenginlik, sefahat içinde yüzerken özellikle gençleri uyuşturucunun tuzağına çekmektedirler. Yoksulluğun, çaresizliğin içinde bocalayan insanlar; televizyonların ve boyalı basının yansıttığı şatafatlı hayatlara özenti duyması sonucu kendilerini bu bataklığın içinde bulmaktadırlar. Geri dönüşü olmayan, bilinmezliğe sürüklenen gençleri bu bataklıktan kurtulmaları ya da düşmemeleri için toplumun sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, partiler bu konuda daha hassas yaklaşmaları gerekmektedir.
Çünkü içten içe çürüyen toplum zamanla tarihsel ve toplumsal değerlerinden kopacak ve geriye kendisi dışında her şey olan bir enkaz kalacaktır. Gençleri yaşarken öldüren bu kapandan kurtarmak için geç kalınmamalıdır.