Bir taraftan covid 19’a yakalanmamak için kendimizi izole etmeye çalışırken diğer taraftan ekonomik sıkıntılar günlük yaşamımızı devam ettirebilmenin koşullarını her geçen gün daha da ağırlaşmaktadır. Sanki bir cendere içinde sıkışıp kalan insanlar ekonomik sorunlarına çözüm bulamak için çabalayıp durmaktadırlar. Çözümsüz kalma durumunda ise; her geçen gün daha fazla insanı umutsuzluk ve karamsarlığa sürüklenmektedirler. Yaşamlarına son verenlerin sayıları artmakta ve medyalarda daha fazla yer almaya başladı. Ufukta bir çözüm ve umut göremeyen insanların yaşadığı psikolojik çöküntü onlar için yaşamı anlamsız hale getirmektedir. Hayattan beklentilerinin tükendiği, yaşadıkları bu travmanın ağırlığı onları en sevdikleri hayattan vazgeçerek yaşamlarına son vermeye kadar götürmektedir.
Her türlü zorluğa karşı koyabilmenin, ayakta kalabilmenin yolu umuttan geçtiği söylenir. Umut yaşamla özdeşleşen bir kavramdır. Ama yokluk ve yoksulluğun insanı getirdiği son sınırda; yaşam adına her şey tükenmesi bir insan için yaşam adına her şeyin anlamsızlaşıyor. Çözümün bulunamadığı yerde umut da söz de bitiyor. Yaşam da anlamsız hale geliyor. Yokluk mertliği, insanlığı yerle bir ediyor. Bunun ağırlığı geride kalanların üzerine çöküyor.
İstanbul’da yoksullukla baş edemeyen genç karı koca çocuklarını bir akrabasına bırakıyor ve birlikte intihar ediyorlar. Bir anne baba çocuğunu geride bırakarak, komşusuna veya akrabasına emanet ederek hayatlarına son verme noktasına gelmesi; onların ne kadar çaresiz ve umutsuz bir durumda olduklarını göstermektedir. Böylesi bir durum sözün bittiği yerdir.
Yine inşaat işçisi bir gencin Kocaeli’nde ekonomik koşullara yenik düşerek intihar etti. Benzer olayların yaşandığına neredeyse her gün medya sayfalarında ve haberlerde rastlar olduk. Kocaeli’nde yaşamına son veren 25 yaşındaki inşaat işçisi Ünal Çetinkaya’nın geride bıraktığı mektup da; “Kadınlara saygı gösterin, incitmeyin, şiddet uygulamayın, konuşmayı deneyin, ön yargılı olmayın.” Demesi de oldukça anlamlıdır. Böylesi trajik durumlara ancak sözün tam da bittiği yer böylesi durumlar oluyor.