Sevgili okuyucularım Merhaba.
Bu yazımda kadınlarımızın her sözcüklerinde telaffuz ettiği bir konuya değinmek istiyorum.
Kadın olmak.
Ve dışarı da başka bir iş sektöründe çalışsan da çalışmasan da yine de evdeki tüm sorumluluğu yerine getirmeye çalışmak.
Resmen tüm ailenin döküntülerini bir kişinin toplaması.
Bu bir kişi anne olur abla olur kardeş olur.
Ama bir kadın olur
Bu kadının ismi ev kadınıdır.
Ev kadını demek dışarıda herhangi bir işle uğraşmayıp sadece evdeki işlerden ( çamaşır bulaşık yıkamak, ütü yapmak yemek yapmak, evi toplamak, çocukları okula göndermek vs. vs. ) gibi gözükse bile aslında başka bir işte çalışan kadınlar bile yine evlerinde her işi yapmalarından dolayı bu evden sorumlu olmalarından dolayı yine evin hanımıdırlar.
Oysaki evde başka bireylerde yaşamaktadır.
Başka bireyler nasıl bu evde yaşıyorsa bu evin konforundan faydalaniyorsa bu evin temizliğinden de sorumludurlar.
Ama ne fayda....
Kimseler yok ortada...
Temizlik alışveriş evin ekonomisi yani evin en küçük ihtiyacından en büyük ihtiyacına kadar her şey bu kadından sorumludur.
İşte umutsuzluk burada başlıyor.
Zaman kavramı burada yitip gidiyor.
Beyin gücünün felce uğraması sinir sisteminin bozulması bu kısır döngünün çarkının hızlıca dönmesinden dolayı bir kereden bozulmaya başlıyor.
Umutsuz ev kadınları bitmeyen ev işlerinin çokluğunda kendine zaman ayıramıyor.
Kendini dönen işlerin çarkında bir kereden savunmasız hissediyor.
Ev işlerinde paylaşıma yönelik bir hamle yapmak istese bile hiç bir zaman bu hamleyi yeri ve zamanında yapamıyor.
Ne mi oluyor?
Kadının bozulan sinirleri.
Kendini hayat denilen kavganın içinde hep savunmasız görüşü.
Kendini teknolojiye ayak uyduramamasından dolayı teknolojik çağda geri kalması.
Sevgisizlik
İhtiyaçtan dolayı kendini hep evdeki bireylerin yanında koşuşturma.
İşte kadınlar evde kaldık sıra bedenen yorgunluklarını, ruhen yalnızlıkları olarak yaşıyorlar.
Ev, iş, çoluk çocuk, eş derken kendilerine zaman ayıramıyorlar.
Ama böyle bir ruh halinde bile aileyi bir arada tutmayı başarıyorlar.
Kimse ev kadınlarının dışarıdaki dünyada onları etkisiz görseler bile aslında en büyük etkene bu kadınlar sahiptir.
Ufukları çok geniştir.
Belki teknolojinin gerisindedirler amma velâkin gelişen dünyamızda tüm gelişimlerden haberdardırlar.
Sadece kendileri evde kurban rolündedir.
Yani bir nevi kendilerini kurban ederek bütün aile bireylerini yükselişine basamak olurlar.
Ara ara ruhlarındaki büyük boşluk yüreklerine düşüp bin parçaya ayrılsa bile bu kadınlar çok güçlüdür.
" Kadınlar güçlüdür analar kahramandır " denmesi belki de bundan dolayıdır.
Yazımızın başlığında,
UMUTSUZ ev kadınları demiştik değil mi?
Aslında Umudu göklere taşıyan, yüreğini coşturan, evine çoluk çocuğuna eşine fedakâr olan kadınların varlığını kutsamak belki de bu yazımızın ana konusu olsun istedik.
Bu yazımızı okuyan çoğu kadınlarımız da belki de aile bireylerinin yükselişine basamak olan Umutsuz ev kadınlarıdır.
Sevgilerimle.