Yeni bir yıla daha girmeye ramak kaldı. Hatta bir elin parmağını geçmeyen günler, saatler kaldı da diyebiliriz.
Yaşam sonu gelmeyen bir oyun gibi akıp geçiyor. Gün gün değişen, birbirinin aynısı olmayan, yarınlara doğru evrilerek yoluna devam etmekte. Geride bıraktığımız günler bahar havasında olmadı. Bazı zamanlar o kadar ağılaştı ki; sonu gelmez bir tünele girmiş gibi bir türlü günün, hatta günlerin sonu gelmez oldu. Tünelin sonuna doğru yürüdüğümüzü sandığımızda, attığımız adımlar sanki yerinde saydı, bizi ileriye taşıyamadı.
Zaman bir hançer oldu bazen saplandı, bazen de bir kırbaç gibi sırtımıza yapıştı. Zaman bizi girdabının içine çekmeye çalıştı. Çığlığımız girdabın çemberini yararak, kendine bir çıkış yolu aradı, derinliklerden çıkmak için çırpındı durdu.
Sevinçlerimiz ağaçların dökülen gazellerin arasına karıştı. Kış mevsimi de bastırmaya başladı. Her gün yazın sıcaklığından uzaklaştıkça, soğuk evde odunu olmayana zulüm olurken bazılarına spor oldu.
Gözlerimiz bir gün ışığı gibi saplanıyor geleceğin derinliklerine. Gelecek adına tutuşan yüreğimiz, mevsimlere sığmayan sevinçlerimiz, bir biri peşi sıra yitip giden güzellikler bizden de bir şeyleri alıp götürdü. Sessiz bir çığlık ruhumuzun derinliklerine doğru gidip tekrar geri dönüp boğazımıza düğümlendi.
Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Koskoca bir yıl avucumuzdan akıp gitti. Yeni bir yıla daha girerken geride bıraktıklarımıza rağmen, yaşamın geleceği adına umutla başlamak gerekiyor. Gelecek için yeni bir sayfa açacağız.
Yeniden doğmak ve yaşama daha sıkıca sarılmak için, hayatın engelli koşusunda, takılmadan aşmak için baharın umut, hasret ve özlemiyle hayat koşusuna devam etmekten başka seçeneğimiz yok. Saklı kalan düşlerimizi ümide dönüştürerek dökülmeden yola devam etmek gerekiyor.
Geleceği sahiplenme ve umudumuzun peşinden gitmekten vazgeçmeden umutlarla uyanmak adına yeni yılınızın gönlünüze ve umutlarınıza göre geçmesi dileğiyle.