Cicero ‘’ Umut insanların hayatını güçlendirir. Umut olmadan yaşam zevksiz olur.’’
Plinus ‘’Umudun olduğu yerde yaşam devam eder’’
Umut üzerine birçok düşünür ve sanatçı sayısız özlü sözler söylenmiştir. Bu konu; şiirlere, romanlara, öykülere ve resimlere konu olmuştur. Nerdeyse bütün sanat dalları çok sayıda eserlerinde umudu işlemiştir.
İnsanoğlu tarihsel süreç boyunca var olmasını umuda borçludur. Kendisini kuşatan, sarıp sarmalayan olumsuz koşullardan dolayı umutsuzluğa kapıldığı süreçler olmuştur. İçinden geçilen kriz ve kaos ortamları; umutla ve bu koşullara karşı mücadele etmesiyle aşabilmiştir. Koşullara teslim olunduğu an yenilmiştir. Darda ve çözümsüz kalanın imdadına umut yetişmiştir. Çünkü umut yaşamın kendisidir, kaynağıdır. Kazandırandır. Umutsuz yaşam devam ettirilememiştir. Umutsuzca bir yaşam ölgündür. Aziz Nesin’in tiyatrosunu yazdığı ‘Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ daki gibi bir yaşam sürdürmüş veya tarihin yitik halklar kategorisine girerek, geride izi dahi kalmamıştır.
Böylesi bir durumda da insan kendisi olmaktan çıkar ve hiçleşir. İnsanın var olma gerçekliği koşullara teslim olmasını kabul etmez. Çünkü insanoğlu iradi bir varlıktır. Var olma ve yaratım gücünü, geleceği şekillendirme kararlılığından almaktadır. Dolayısıyla umut; toplumun kendini yeniden yaratımının motor gücüdür.
Zaman zaman bireyler ve halklar kararsızlığa, umutsuzluğa kapılsa da, bu süreçleri atlatmasını bilmiştir. Geleceği kuranlar umudunu kaybetmeyenler tarafından inşa edilmiştir. İnsanoğlu neyi, nasıl umut etmişse öyle yaşamıştır. Umudu olamayanlar, umut etmesini bilemeyenler kocaman bir hiçliği yaşar. Tarih, sayfalarında onlara yer verme gereğini bile duymamıştır
‘’Umut olmadan, umut edilen elde edilemez’’
‘’Umudunu yitirdiğin anda yaşamak sadece bir formalitedir.’’