Çok güzel bir ülke … Hepimize yetecek kadar büyük … Çok güzel özelliklere sahip … Havası, suyu, taşı, toprağı kıymetli diye övünürüz … İnsanları farklı farklı … Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Laz, Çerkes … Her biri ayrı bir değer ayrı bir renk … Tıpkı bir demette yer alan rengarenk çiçekler gibi… Bu bizim zenginliğimiz ve bu zenginliğin farkındayız …
100 yıldır hep aynı güne uyanan bizden başka bir ülke daha var mı acep ?.. Söylemlerin, uygulamaların, politikaların, siyasetin hiç değişmediğinin farkında mısınız ?.. Korkuları bile değişmez mi insanların ?..
Oysa ki Ahmet Arif’ in de dediği gibi :
Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız …
Neden hâlâ kardeş dediğimiz insanlarla, yaşamın getirdiği sorunlara karşı insanca çözümler üretemiyoruz ? İnsanların eşit olduğu Tanrı’nın buyruğu değimliydi. Dört kitapta bütün insanların kardeş olduğu, eşit olduğu, aynı kökten geldiği ve aynı Ademle aynı Havva’nın çocukları olduğu yazarken, üstünlük taslamak niye ki ? Yoksa kutsal kitaplara olan inancı da mı unuttu bu toplum.
Allah’ın yarattığını beğenmeyip her şeyi kendimize benzetmeye çalışmak, benzemeyince de hain, kötü, düşman ve öteki ilan etmek inandığımız dinde Allah’a şirk koşmak değil midir?
Bu canım ülkede ; bütün değerleri, çeşitliliği ve zenginliğiyle, hep birlikte insanca, eşit, barış, huzur ve güven içinde yaşamayı öğrenmek , ülkeyi yaşanmaz duruma getirmekten çok daha kolay değil mi ?
Bunu söylemek, dillendirmek felaket tellallığı mıdır?
Hayır dostlar,asıl felaket bu bilinci taşımamanın ve gereğini yerine getirmemenin çok ağır bir sorumluluk olduğu ve bedelini herkesin ödeyeceğini söylememektir …
Sizce de insanca yaşamayı herkes hak etmiyor mu ?