ÜÇ ROMAN İKİ DÜŞÜNÜR

Ali Haydar Üzülmez

Emekli olmadan önce öğrencilerim, emekli olduktan sonra da birçok yakınım, eski velilerim ve genç tanıdıklar, "felsefe okumaya nerden başlamalıyız, hangi kitapları önerirsiniz hocam; sizce, matematik ile felsefenin ilişkisi nedir, neden felsefe okumalıyız?" Diye sorarlardı, şimdi de soruyorlar.

Ben de öğrencilerime, şimdi de soranlara şöyle diyorum: felsefe düşünmek demektir. Merak etme, sorma, sorgulama, çare arama, neden böyledir, deme; böyle değil de şöyle olsa olmaz mı? Olsa ne olur? Gibi soruların kendisidir; matematik ise bu sorulara çözüm bulmadır. Yani problemi çözmedir. Bana göre düşünme felsefe, düşündüğünü çözüme kavuşturma matematiktir.

İnsanı insan yapan, diğer canlılardan ayıran-farklı kılan-insanın kafatasının içindeki beyin, beynin de diğer canlılardan farklı olarak düşünme ve akıl yürüme becerisine sahip olmasıdır. Spinoza'nın Doğa-Tanrısı/Kozmo insanı böyle kodlamıştır, diyorum.

Peki, felsefe okumaya nasıl, nereden başlamalıyız? Diyenlere: felsefe romanlarından başlayabilirsiniz diyorum.

Önerdiğim/önereceğim üç roman:

- Jostein Gaarder'in, Sofie'nin Dünyası,

Sanırım bu roman 50 küsur baskı yaptı.

- IRVIN D. YALOM'un, Nietzsche Ağladığında,

Bu roman da 125 küsur baskı yaptı.

- IRVIN D. YALOM' un, Spinoza Problemi,

Bu roman da çok baskı yapan ve çok okunan romanlardandır.

Yazının başlığını üç roman iki düşünür koydum. Üç romanı açıkladım. Neden iki düşünür ve bu düşünürler kimlerdir? Şimdi de onu açıklamaya çalışayım.

Birinci düşünür: Spinoza.

Yaklaşık 10 dil bilen, bu günkü Çağdaş/medeni yaşamımızın düşünsel anlamda kalıcı temelini atan, dünyanın en zeki insanları arasında ilk sırayı alan düşünür/felsefeci. O, Tanrıyı: Kozmo, Kozmo'yu da Doğa/Tanrı olarak tanımlar. Ona göre, doğuran doğa Kozmo'dur, galaksi ve yıldızlar da Kozmo’nun doğurduğu doğadır. Kozmonun, doğuranın yasaları değişmez, doğmuş olan, değişmeyen yasalar çerçevesinde değişir. Ona göre insanların tanrısı Doğa/Tanrıdır, değişmeyen yasalarda Tanrı'nın yasalarıdır. "Tüm bu düşünceler, 'yegâne cevher'olan insan aklının, aklımızın ürünüdür" der Spinoza.

Dahi, Albert Einstein de , tüm bunlardan ötürü, "benim tanrım Spinoza'nın tanrısıdır", der. Spinoza, sakin bir düşünürdür. Akla göre hareket eder. Duygunun/zihnin, aklın kontrolünde olmasını ister. Doğru olanın bu olduğunu söyleer.Değişik adlarla yayınlanan, başta Etika olmak üzere felsefe kitapları var, alınıp okunabilinir.

İkinci düşünür: Nietzsche.

Nietzsche, Spinoza'dan huy olarak çok farklidır.

Onun da düşünceleri çağdaş/modern insanı çok etkilemiştir. Canlıların, dolaysı ile insanın hayatta kalması için doğada "güçlü olması" gerekir der. Yaşamak için "güçlü bir isteğin", yeterince "üstün aklın" olmasını savunur. Her insanın üniversite okumasına karşı çıkar. Üniversite okumak "zeki insanların işi olmalı"¹ der. Bugünkü Alman Üniversitelerinin kurucusu olarak kabulü edilir. Nietzsche de Tanrıyı "aklın ürünü" olarak görür. Yaşamı/hayatı, bizim yaşlıların "devran" dediği döngü ile açıklar. "Her şey gelişerek/değişerek tekrardan ibadettir", der. Nietzsche'nin de, başta Böyle Buyurdu Zerdüşt olmak üzere değişik isim altında kitapları var, alınıp okunabilinir.

Spinoza durgun deniz ise, Nietzsche deli dalgalı denizdir. İkisi de muhteşem felsefeci, düşünür, filozoftur.

İnsanlık bu iki dahi insana minnettardır.

Soranlara, romanlardan sonra. Ege Üniversitesi Felsefe bölümünün kurucusu Profesör Ahmet Arslan'ın 7 veya son baskıları 5 cilt olarak basılan, baskı sayısı 25. baskıyı aşan, İlkçağ Felsefe Tarihi kitaplarını, sonra da sıra ile: Descartes, Spinoza, Nietzsche, Kant, Hegel, Marx, İbni Haldun, İbni Sina, Farabi, İbni Rüşd, Gazali ve diğer düşünürlerin kitaplarını alıp okuyabilirsiniz diyorum.

Sağlıklı okumalar...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.