Türkiye’nin Ortadoğu ile imtihanı!

NACİ SAPAN

Suriye ile ilişkilerin bozulmaya başladığı yıllardı.

Yani 2012.

Yani, Emevi camiine gidilerek namaz kılınacağının, Suriyeli ‘kardeşlerle’ kucaklaşmaların yapılacağını tebliğ ettikleri günlerden bu günlere çok da uzun bir zaman geçmemiş, şunun şurasında 7 yıllık bir zaman. O günlerde de böyle bir şeyin olamayacağını ısrarla yazıp söylenmişti, benim gibi düşünen, naçizane Ortadoğu bölgesini az çok bilen yazar, çizerlerce.

 

Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren temkinli politikaların uygulandığı Ortadoğu’daki en sorunlu ülkelerinden Suriye’nin Emevi camiinde ne işimiz olurdu. Bataklık tabirinin çok net kullanıldığı Ortadoğu’ya bulaşmak bir yana Dünya devletlerinin önemli bir kısmının ilgisine mazhar bu ülkenin iç politikalarına bulaşmak bizim neyimize.

 

Bu gerekçeler yetmezmiş gibi, Hem ABD hem de Rusya ile ayrı masalarda ortak Suriye politikası üretmeye çalışmak, buna inanmak, Türkiye kamuoyunu buna hazırlamak ve inandırmak gayreti de ayrı bir dert olarak başucumuzda duruyor.

 

Türkiye’nin dış politikasının geleneksel kurgularının çok dışında, uzağından yakınından geçemeyecek kadar beceriksiz bir politikanın Suriye’de uygulanmaya başlaması, Türkiye’nin Ortadoğu ile imtihanının başlangıcı oldu. Bazen akşamdan sabaha, bazen saatler içinde değişkenlik göstermesi mümkün Ortadoğu politikalarının geçerliliğinin ‘Sabun köpüğü’ misalinde ifade edilmiş olması tesadüfî değil, tecrübelerle test edilmiş sonuçlardan elde edilmiştir.

 

Her anlaşma bir sabun köpüğü kadar geçerlidir, eller yıkandığında köpük kaybolur, yeni sabun köpüğüne zemin yaratır. Akşam anlaştığınız, müttefik olarak kabul ettiğiniz taraf, sabahın erken saatlerinde düşmanınızla anlaşıp sizi arkadan vurabilir. Yerel güçler bunu çok rahatlıkla yapabildiği gibi, bunlardan tecrübe edinmiş büyük devletlerde aynı işi çok rahatlıkla gözünüzün içine baka baka yapabilir, nitekim yapıyorlar da..

 

Al sana ABD. Ortak güvenli bölgelerin kurulması için oluşturulan ortak merkezdeyken, ‘Bölgeyi terk ediyorum, ne halin varsa gör. Üstelik terörist güçlerin sorumluluğu da sen de’ dedi ve çekip gitti. ABD Türkiye’yi sadece Kürtlerle çatışmanın eşiğine getirmedi, aynı zamanda Suriye’nin terörize olmuş bütün güçleri ile karşı karşıya kalmasına zemin yarattı. İŞİD unsurları ise çoluk, çocuk, toplu halde Türkiye’nin kucağına bırakıldı.

 

Peki ya Rusya?

Onların da bu saatten sonra nasıl ve ne şekilde bir politika uygulayacakları konusunda bir öngörümüz yok, ancak, çok da hayırlı bir şey yapacakları kanaatinde değilim. 

Zor bir imtihan olacak!

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.