Özel Haber/ Mümin Ağcakaya
TİGRİS HABER - Ofis Anıtpark’ta yirmi yıldır simitçilik yapan Hamit Aydeniz, belki de Türkiye’nin en ucuz simit ayranını satıyor. Simit ve ayranı ikişer liradan satan Aydeniz, “Annesinin yanında ‘simit al’ diye ağlayan çocuk gördüğümde para almadan veriyorum” diyor.
Diyarbakır’ın Ofis semtinde bulunan Anıt park’ta tekerlekli el arabasının üzerinde ucuz simit ve ayran fiyatlarını görenler şaşırmadan edemiyor. Simit arabasının üzerinde simit ve ayranın ikişer lira yazan etiketi görenler önceleri inanamıyor. Bu ekonomik koşullar içinde iki liraya ne kaldı ki diye düşünüyorlar. Birçok yerde simidin beş liradan, ayranın ise altı, yedi liradan satıldığını bildikleri için etiketi görenler, bu fiyatın gerçek olup olmadığını bile soruyorlar.
20 yıldır simitçilik yapıyor
40-45 sene önce Ergani’den Diyarbakır’a gelen Hamit Aydeniz, özel şirketlerde çalışıp emekli olduktan sonra boş durmadı, seyyar tezgâhlarda simit, ayran satarak hayatına devam ettirdi. Tam yirmi yıldır simit satarak evine ek gelir sağlayan Aydeniz, bu sayede çocuklarının eğitimine de katkıda bulundu. Dört çocuğundan ikisi liseyi, ikisi de üniversiteyi bitirmek üzereler.
Hayatı boyunca sürekli çalışan Aydeniz, boş durmayı sevmediğini, zorlukları göğüslemeyi bildiğini anlatıyor. Şimdi çocuklarından yanında çalışanlar da var. Bazılarına tost dükkânı açtığını söylüyor. Onlar da mümkün olan en düşük fiyattan sattıklarını; “ Tostu sekiz liraya, çayı bir liraya, suyu ve kahveyi de iki liraya veriyorlar.”
Genelde öğrencilerin ve parka dinlenmeye gelen insanların simit aldığını söyleyen Ayyıldız; “Burada uygun olduğu için arabayla geçenler de bazen durup simit alıyor hatta başka yerlerde oturanlarda buradan alıp eve götürüyorlar.” Diyor.
‘Çocuklar ağladığı zaman peşinden koşup veriyorum.’
“Bazen kadınların yanında çocukları giderken simit al diye ağlıyor. Alamıyor. Peşinden koşup veriyorum. Bazı insanların cebinde parası yok. Alamıyor. Veriyorum. Çoğu da bana dayı niye iki liraya veriyorsun diyor. Üç lira yap. Ben de biliyorum üç lira yapmayı ama arkasını düşünmek lazım. Herkes alamıyor. Çocuk ağladığı zaman veriyorum. Vermediğin zaman insan vicdan azabı duyuyor.
Ben idare ediyorum. Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz. Simidi beş liradan satıyor. Bir simitte üç buçuk lira kazanıyor. Ben elli kuruş kazanıyorum. Şükrediyorum. Bir de poşeti peçetesi de benden gidiyor yine de bana yetiyor.
Diyarbakır gibi yerde beş liraya simit pahalıdır. Simitlerin hepsi seksen gramdır. Bazen maya çok atıp şişiriyorlar. Herkes birbirini kandırmaya çalışıyor. Ben beş yüz lira kazanacağıma yüz lira kazanıp şükrediyorum. Birçok insanda teşekkür edip gidiyor” diyor