Türkiye’nin en büyük hipodromu Diyarbakır’da!

Türkiye’nin en büyük hipodromu Diyarbakır’da!

 

 

Kent merkezinin hemen yanı başında, yeşil ile iç içe hem keyifle at yarışlarını izleyebileceğiniz, hem atla yürüyüş yapabileceğiniz ve kadın seyislerin gözetiminde atlı terapi seanslarına katılabileceğiniz bir mesire alanı Diyarbakır Hipodromu…

Türkiye’nin en büyük hipodromu olma özelliği taşıyan Diyarbakır Hipodromu, at neslinin ıslahı ve yetiştiriciliği teşvik etmenin yanı sıra bölge halkına ekonomik ve sosyal açıdan da katkı sağlıyor.

2009 yılından beri düzenli at yarışlarına ev sahipliği yapan, Diyarbakır’ın Çınar ilçesindeki mücavir alanda konumlanan hipodrom, şehir merkezine 22 km mesafede yer almasıyla da şehirden biraz uzaklaşıp doğa ile baş başa vakit geçirmek isteyenlerin adresi oluyor.

Türkiye Jokey Kulübü’nden...

Diyarbakır Hipodrom Müdürü Yılmaz Çelik, Türkiye Jokey Kulübü (TJK) olarak Türkiye ekonomisine sağladıkları katma değerlerle ülkeyi daha ileriye taşımak için çalıştıklarını söyledi. Çelik “Ayrıca ekonomimize sağladığımız faydanın yanı sıra bünyemizde çalışan 2 bin personelimiz ile 40 bin aileye dolayısıyla da 200 bin kişiye istihdam yaratıyoruz. TJK olarak hem sosyal bir kulüp hem de hipodromlarımızla birer sosyal etkinlik alanı sunarak topluma daha fazla yarar sağlamayı, kaynaklarımızı ve elimizdeki tüm imkanları toplum yararına kullanmayı hedefliyoruz” dedi.

Çelik, TJK’nın en önemli sosyal sorumluluk projelerinden biri olan Atla Terapi Merkezi’nin 2015 yılı itibariyle engellilere hizmet verdiğini belirterek, “Özel seçilmiş atlar ve uzman kadrosuyla, ata binmesi doktor raporuyla uygun görülen çocuklara ücretsiz olarak verilen bu hizmetle, bugüne kadar kurumsal ve bireysel kayıt yaptıran 156 engelli çocuğa 3511 terapatik biniş yaptırıldı. Pazartesi, perşembe ve cumartesi günleri hizmet veren atla terapi merkezinde atın yürüyüşündeki dinamik ve ritmik hareketler sayesinde engelli kişinin birçok kas ve sinirsel sistemlerinin uyarılması sağlanıyor” şeklinde konuştu.

Atlı gezinti

Kültürümüzün en önemli miraslarından biri olan ata sporu biniciliğin yaygınlaşması ve at sevgisinin gelişmesi amacıyla uzmanlar eşliğinde hem çocuklara hem de yetişkinlere yönelik atlı gezinti seansları düzenlediklerini kaydeden Çelik, “Şimdiye kadar Diyarbakır Hipodromu’nda 2433 çocuk 3310 kez, 1200 yetişkin ise 1319 kez atlı gezinti yaptı. Seanslar, Diyarbakır Hipodromu’nda çarşamba ve pazar günleri 10:30–16:00 saat aralığında düzenleniyor” dedi.

Kadın seyisler projesi

Türkiye Jokey Kulübü olarak gerçekleştirdikleri bir diğer sosyal sorumluluk projesinin de kadın seyisler yetiştirmek olduğunu belirten Çelik, bu proje ile kadınların istihdam edilmesini ve atçılık sektörüne kazandırılmalarını hedeflediklerini söyledi.

Diyarbakır Hipodromu’nda Diyarbakır İşkur İl Müdürlüğü ile yapılan protokolle “İşbaşı Eğitimi” programı kapsamında 2 kadın seyis Diyarbakır Hipodromu Atla Terapi Merkezinde çalışmaya başlamış durumda.

Bu vesileyle merkezde 3 adet pony at ve yetişkinlere yönelik binicilik faaliyetlerinde kullanılan 1 baş İngiliz atının bakımlarını üstlenen kadın seyisler, erkek egemen atçılık sektöründe kadın işgücünü artırmak, kadınların atçılık sektöründe de yer almasını sağlamaya öncülük etmeleri ve bu mesleğin kadınlar nezdinde cazipleştirilmesi adına önemli bir adım atıldı.

Hem hipodrom hem mesire alanı

Tüm altyapısı tamamlanmış 50 dekar piknik ve mesire alanı halkın hizmetine girdi. Şehirden uzaklaşıp doğa ile baş başa vakit geçirmek isteyenlerin yararlanabileceği bu alanlarda piknik alanları, çocuk oyun parkaları ve yürüyüş yolları bulunuyor. Piknik alanının orta noktasında konumlanan “Pony Club” ile de çocuklar yeşillikler içinde ata binme imkânı yakalıyor.

Veterinerlik öğrencilerine

imkân sunuldu

TJK Diyarbakır Hipodrom Müdürlüğü, ayrıca kendi öz kaynakları ve imkanlarını Dicle Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi

öğrencilerinin hizmetine sunarak, belirlenen protokol çerçevesinde yarış atları hastanelerinde “Öğrenci Mesleki Eğitim Programını” uygulamayı başlatmış bile.

Türkiye’de bir ilk olan bu proje ile Veterinerlik Fakültesi’nden mezun olan öğrenciler için atçılık sektöründe iş bulma imkanın önünü açarak gerek sektöre gerekse istihdama katkı sunmayı amaçlıyor.

İnanç ve kültürün başkenti

Peygamber ve sahabe kenti

Kuran-ı Kerim’ de ismi geçen 25 peygamberden Hz. Elyesa ve Hz. Zülkifl’in kabrinin yanı sıra Diyarbakır’da 541 sahabe kabri bulunuyor. İnanç turizmi konusunda önemli bir yere sahip olan kentte UNESCO listesine giren surları ile tarihi cami ve kiliseler mevcut.

irçok medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır adeta kültür ve inanç turizminin başkenti. Tarihin taşlara yazıldığı kent ‘karpuz’ ile anılmaktan rahatsız, zira bu kadim şehirde 7 peygamber kabri ve 541 sahabe yatıyor. Diyarbakır, Mekke ve Medine’den sonra en çok peygamber ve sahabe barındıran yer. İnsanlığın ilk yerleşik yaşama geçtiği, yazının bulunduğu, toplum düzenini belirleyen yasaların yazıldığı Sümer, Babil, Asur gibi dünya uygarlık gelişimine katkı sunmuş medeniyetlerin kurulduğu bölge, bir açık hava müzesi niteliğinde.

 

Çin Seddi’nden sonra dünyada ikinci

Diyarbakır; Kalesi, İç Kalesi, çeşitli tarihi anıtsal yapıları, geleneksel konut dokusu ve bölgeye egemen olmuş uygarlıkların bıraktıkları tarihi izlerle dolu bir şehir. 7 Peygamber kabri, 3 peygamber makamı ve 541 sahabe kabrinin bulunduğu Diyarbakır, Türkiye’de inanç turizminin başkenti olarak görülüyor.

Diyarbakır Kalesi, surlarının uzunluğu bakımından Çin Seddi’nden sonra dünyada ikinci, eskilik ve yükseklik bakımından birinci sırada kabul ediliyor.

Yapım tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte 349 yılında Bizans imparatoru II. Konstantin, Sasaniler’e karşı şehrin etrafını surla çevirterek burayı bölgenin askeri ve idari merkezi durumuna getiriyor. Diyarbakır surlarının toplam uzunluğu 5 bin 500 metre ve yer yer değişen biçimde 7-8 metre yüksekliğinde seyrediyor.

Kalenin burçları Efsaneler, üzerindeki figürleri ve yazıtlarıyla ilgi çekiyor. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan surların üzerinde bu medeniyetlere ait izlere yer yer rastlıyoruz. Geçtiğimiz yıl UNESCO listesine giren Diyarbakır surlarının kuş bakışı görüntüsü bir balığı andırıyor. Bazı âlimlere göre bunun nedeni ise uzun süre bir balığın karnında yaşayan Yunus peygamberin balığın karnından Diyarbakır’da çıktığı inanışı.

 

Hz. Süleyman Camii ve 27 Sahabe Türbesi

Diyarbakır Kalesi; iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdan meydana gelmekte. İçkale’de Artuklu Sarayı, Jandarma Binası, Eski Cezaevi, Kolordu Binası, Adliye A ve Adliye B Binaları, Komutan Atatürk Binası, Hz. Süleyman Camii ve 27 Sahabe Türbesi, Saint George Kilisesi, Aslanlı Çeşme ve Artuklu Kemeri yer alıyor.

Diyarbakır Ulu Cami ve kiliseler

Hurriler’den başlayarak Osmanlılara kadar uzanan yoğun bir tarihi geçmişi bulunan Diyarbakır, yüzyıllardır etnik ve dinsel mozaiğini koruyor. Şehirdeki tarihi camilerin en büyüğü ve en ünlüsü Ulu Cami, Anadolu’nun ilk ve en eski camilerinden. Ünlü Şam Emeviye Camii´nin yansıması olarak yorumlanan Diyarbakır Ulu Cami, İslam âleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul ediliyor. Avlusunda bulunan ise 900 yıldan fazla bir geçmişe sahip güneş saati, ünlü bilgin El-Ceziri’nin eseri. Müslümanların, Hıristiyanların, Ermenilerin, Yahudilerin ve birçok farklı mezhebe sahip insanların tarih boyunca birlikte yaşadığı Diyarbakır’da tarihi değere sahip çok sayıda kilise de bulunmakta.

 

Özel Haber: Özcan YILDIZ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri