Ekonomik kriz başladığı günlerde köşemde ‘’Atlatılır Atlatılır…’’ başlıklı bir yazıya yer vermiştim.
Bu yazıda aynen şu ifadelere yer vermiştim:
’’Atlatılır, atlatılır.. Hem de karamsarlığa kapılmadan fırsatçının, fesatçının, hayının yüzüne yüzüne tükürerek’’
Bir de Diyarbakır’ın Ahmet abisi Ahmet Arif‘in ‘Anadolu’ isimli şiirinden bazı dizeler aktarmıştım.
Orada da şöyle diyordu:
‘’…
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının…’’
İşte o fırsatçılar imdi sahnede.
Hem ne ne sahne.
Rollerini öylesine ustaca oynuyorlar ki.
Bir yandan fırsattan istifade yağan zam yağmuru, bir yandan stokçuluk.
Hani kur artışını bahane ediyorlar ya.
Zamlar kuru muru solladı.
Katlamalı geliyor.
Halkın temel gıda ihtiyaçlarından zeytin 30 liraya, 5 kiloluk sıvı yağ 40 liraya dayandı.
‘Kurt puslu havayı sever’ diye bir söz vardır bilen bilir.
Fırsatçılar da ekonomik açıdan ortalığın toz duman olmasını fırsata çevirmenin, küplerini daha fazla doldurmanın peşinde.
Halkı düşündükleri yok.
‘’Nereden ve nasıl daha fazla kazanabilirim’’ hesabını yapıyorlar.
Hangi sektörler mi ?
Ne yazık ki er sektörde maalesef böylesi fırsatçılar var.
Tabii fırsatçılık bir yana, olması gereken zammı yapmamak için direnenler de var.
Geçen gün fırından ekmek alıyorum.
Ekmek hâla 1 lira.
Konuşturmak için fırıncıya ‘’Siz de zam yapmadınız mı ?’’ diye soruyorum.
‘’Yok abi. Zam için mahalledeki diğer fırıncılar toplanıp geldiler. Ama ben zam yapmayacağımı, sonuna kadar direneceğimi söyledim. Ekmeği dayanabildiğim sürece 1 liradan satmaya devam edeceğim. Vatandaş zaten ekmek dışında bir şey yiyemez duruma geldi. Bir de biz zam yaparsak vay hallerine..‘’
İçimden ‘’Helal olsun sana fırıncı kardeş’’ dedim.
Bunca ellerindeki ürüne zam yapmak için tetikte bekleyen fırsatçı, bunca zam beklentisi ile mallarını stoklayan stokçu varken orta yerde helal olsun sana ve senin gibilere.
Tabii fırsatçılık yapan, stokçuluk yapanlarla mücadele etmek gerek.
Mücadele, sadece devletin ya da kurumların işi değil.
Toplumdaki her bireyin görevi olmalı.
Bu konuda bana necilik olmaz, olmamalı.
Bu badireyi ancak el ele vererek atlatabileceğimizi unutmamalıyız.