Toplumun çekirdeği deyince ilk akla gelen şey, aile olsa gerek. Aile tanımları konusunda sanırım en genel olanı, ‘toplumu oluşturan en küçük birim yada çekirdek’ şeklinde ifade edilenidir. Bu yazımda aile olgusuyla ilgili olarak tüm sosyolojik sınıflandırmaları ortaya koymak yerine, ailenin kısaca ne olduğu, birey ve toplum üzerindeki etkileri ile ideal ailenin olup olmadığı tartışması ekseninde değerlendirmeler yapmaktır.
Aile aralarında kan, duygusal ve yasal bağların olduğu, bireylerin oluşturduğu en küçük toplumsal birimdir. Modern toplumlarda aile evlilik yoluyla kurulur. Aile kuruluş biçimleri, tarihsel süreç içinde, insanların yaşam tarzları ve kültürel niteliklerinin değişmesiyle farklılaşmıştır. Keller ve Summer’a göre “aile, en az iki neslin bir arada bulunduğu kan bağıyla karakterize edilen küçük sosyal bir örgüttür.” Nitelikleri açısında bu kadar önemli olan bu birimin, bireyin gelişimi üzerinde oldukça büyük bir etkisi vardır. Aile, İlk öğrenmelerin, inanç değerlerinin, topluma hakim olan kültürün hayat bulduğu alandır. Toplumun benimsediği örf, adet gelenek ve göreneklerin anlamlandırıldığı ve benimsendiği, organik bağların güçlü olduğu bir zemindir. Bu açıdan aileye baktığımızda, toplumla uyumlu bireylerin yetiştiği ilk sosyalleşme ve kültürlenmenin meydana geldiği yer olarak ta ifade edilebilir. Ailenin bu temel fonksiyonları otorite çevreleri açısından her zaman için hedef yer olmuştur.
Geleneksel toplumlarda olsun, modern toplumlarda olsun aile önemli bir dinamik yapıdır. Sanayileşmeyle birlikte aile kapitalist tüketim kültürünün merkezine konumlandırılmıştır. Aile ortamının konforlu alanlar olması gerektiği yaklaşımı, tüketim çarkında bu alanın cazibeli görülmesini özendirmiştir.
Ortaçağ Avrupa’sında skolastik anlayışın hakim olduğu dönemde, kilise bu anlayışı aileler üzerinden topluma empoze etme çabasında olmuştur. Günümüzde inanç ve değerler yine aileler üzerinden bireylere aktarılmaya çalışmaktadır. Özellikle geleneksel toplumlarda bu durum çok daha yoğun olmaktadır. Modern toplumlarda çekirdek ailenin oluşmasıyla, bireysel hak ve özgürlükler daha fazla ön plana çıkmaya başlamıştır. Özellikle liberal anlayışın hakim olduğu toplumlarda, aile ilişkileri ve yaşantı biçimleri daha çok bireysel tercih ve tutumlar üzerinden gelişmiştir.(18 yaşından sonra evden ayrılma, bir işte çalışma, karşı cinsle ilişki yaşama gibi durumlar) ‘Asya tipi üretimin’ yapıldığı toplumlarda, aile bireyleri geleneksel bağlarla ilişkilerini sürdürdüklerinden, evlendikten sonra bile beraber yaşamaktadırlar. Bu tip aileler geniş aile özellikleri taşımaktadırlar. Bizde de toplumun önemli bir kısmını halen geniş aile tipi oluşturmaktadır. Her ne kadar kentleşmeyle beraber, bu aile modelinde azalma olmuş olsa bile, kurulan çekirdek aile tipleri üzerinde etkisi devam etmektedir. Yeni evlenen çiftler ayrı yerde yaşam sürdürseler dahi geleneksel aile bağlarının etkisi devam etmektedir. Eğitim ve ekonomik gelişmişlik, modern çekirdek ailenin geleneksel formdan çıkmasını hızlandırmıştır.
Çok sayıda aile bireyinin bir arada yaşadığı geniş aile formunda, toplumun sahip olduğu inançlar, gelenekler ve ahlaki değerler, her bir aile bireyine doğrudan yansımakta ve yaşatılmaktadır. Başka bir ifadeyle, geniş aile aracılığıyla yerel unsurlar yaşatılmakta ve bir sonraki nesle aktarılmaktadır. (iktidarların ideolojik devamlılıklarını sürdürdükleri alandır)Tarım toplumlarında bu durum çok yaygın iken, modern toplumlarda, çekirdek ailede, daha evrensel olarak kabul gören yaşantı biçimlerinin etkisi söz konusudur.
Aile, nitelik ve niceliği ne olursa olsun, bireyselleşme, kültürlenme ve sosyalleşmenin ilk olarak meydana geldiği yerler olmaları sebebiyle, toplumun süreğenliğini sağlayan en önemli dinamiklerdir. Hem yerel değerlerin hem de evrensel değerlerin iç içe geçtiği yer yine formu ne olursa olsun ailedir.
Yazı boyunca ifade etmiş olduğum aile fonksiyonları dikkate alındığında, ideal aile var mıdır?
Yada olmalı mıdır? Sanırım bu sorunun cevabını, ailenin içinde bulunduğu toplumsal koşullar ve ülke yönetim sisteminde aramak bizi yanılmayacaktır. Genel olarak bu soruya verilebilecek cevap, gelişmiş ülkelerde ideal olarak görülen ‘evrensel çekirdek aile’ modelidir. Bu aile modelinin en önemli özellikleri; aile fertlerinin eğitimli, her kesin belirli bir mesleğe sahip olduğu, çocukların demokratik kültürle yetiştiği, yaşam pratiklerinin renkli olduğu(spor, kültür ve sanat uğraşlarının olduğu)aile modelidir.
Burada önemle vurgulanması gereken şey’evrensel’ dediğimiz şeylerin oluşum şeklidir. Günümüzde hem ekonomik hem de askeri gücü elinde tutanların sahip olduğu kültür, baskın kültür olarak varlığını sürdürdüğünden, ideal aile modelini de bu baskın kültür oluşturmaktadır. Aslında her ülke kendi kültürel değerleri açısından ideal aile tanımlaması yapabilmektedir. Burada illaki bir ideallikten bahsedilecekse eğer, bakmamız gereken en önemli şeyin, bireyin kendini huzurlu ve güvende hissedeceği yaşam koşullarının gerekliliğidir. Ailenin ontolojik tartışmasında bu eksende anlam kazanır…