Hepimizin arayışı,
Gizli öznesi; şefkat değil mi?
Açıkça talep etmediğimiz!
Anadan, babadan, yardan, çocuklarımızdan beklediğimiz/onlarında bizlerden beklediği.
Bazen çevreden, yakın bir dosttan, belki de yaşamdan.
Hesapsız/kitapsız alıp-verdiğimiz, çok insani bir iç duygu harekâtı, organizasyonu.
Yaşamdaki en sağlam alış-veriş
Tacirlikten azade.
Gerçek sevgide zirve yapan.
Evet, şefkat.
Hemen yanı başımızda, belki de aramadan bulduğumuz!
**
Aileden, mahalleye, sokağa, caddeye, kente, komşu kentlere, nihayetinde ülkenin dört bir yanına yaymak, şefkati bulaşıcı hale getirmek, zor bir durum değil diye düşünüyorum. İyiliği, yardımlaşmayı, şefkati bulaşıcı hale getirmenin kime ne zararı olur ki.
Nereden çıktı bu şefkat meselesi diyebilirsiniz.
Temeli sevgidir, ortada ondan eser yok diye daldım konuya, durup dururken.
Sevgi yok ise şefkat olur mu?
Olmaz!
**
Hep derler ya; ‘Devletin şefkatli kolları’ diye.
Aileden Devlete uzanan şefkat yollarında gezinip durdum, belki de hep birlikte gezinip duruyoruz o güzergâhta.
Buldunuz mu?
Ben bulamadım!
Garip bir durum var, Derinlik sarhoşluğunda titreyen ‘Parti Devleti’ görüyorum. Söz ettikleri o ‘Devletin şefkatli kolları’ gibi bir durum yok gibi, şimdilik!
Anne, baba, bacı, kardeş, çoluk-çocuk, arkadaş, eş-dostla bezenmiş, toplumsal şefkat mi?
Parti Devleti şefkati mi?
Tercih bizim, hepimizin.
Benim tercihim;
‘Anne, baba, bacı, kardeş, çoluk-çocuk, arkadaş, eş-dostun toplumsal sevgiyle yoğrulmuş şefkat harcı.’
Naci Sapan