Bu kez memleketin bir ucundan nerdeyse öbür uzuna seyhat etme imkanım oldu.
Gezi kısa olmasına rağmen o kısa günlere bir çok güzellik sığdırmayı denedim ve oldu.
Anı yaşayarak hafızama kaydettiğim fotograflar peşimi bırakmıyor.
Döneli çok oldu ancak kareler net ve yaz diyor,.
Şehrin en yüksek zirvelerine dikilmiş binalar
uzaktan görkemli.
Yakınlaştıkça kırık dökük kimi.
Anadoluda işte bir Toki.
Bir değil,
bloklar blooklar bloklar...
A'dan K' ya kadar giden altlı üstlü sokaklar hepsi birbirine benzeyen.
Yangın merdivenleriydi en ilgimi çeken Okul dışında.
Oturanlar erzak depolama yeri anlamış ve öyle kullanıyordu.
Un torbaları, pirinç, patates soğan çuvalları.
Anlaşılmamış yangını da merdiveni de.
Renkleri aynı hepsi birbirine benzeyen.
Perdelerle sıkı sıkı kapanmış camlar pencereler bloklar epeyice ayrı birbirinden.
Hepsi memur genelde
kimileri hani şehir ya
şehir ugruna köyden taşınmış kasabadan gelmiş.
Çocuklar bir uzay gemisinde gibi.
Okul uzak, uzaklığı mesafede değil.
İki yamaca yapılan blokların dar keskin vadisinin tam orta yerinde.
Okul binası ancak zor bir maket şeklinde yerleştirebilinmiş.
Mimari açıdan dar beton toplanma alanı zar zor oluşturulmuş.
Tepede duran biri nerdeyse dengesini yitirse okulun bu toplanma alanına düşecek şekilde.
Merdiven var yüz küsür çıkılan
sonra seksen küsür inilen beton merdivenler.
Öncesi şaka sandığım.
Olamaz dediğim.!
Ama olmuş.
Şehrin mühteşem dağı taşı manzarası yeşilimsi doğası kapanmış odası izin vermiş memleketin mimarı mühendisi elini ovuşturmuş.
Toki İlkögretim Okulu temel atma töreninde yüzler gülümsemiş cepler dolmuş taşmış dua edilmiş belki kurban kesilmiş..
Olmaz dedim,
olamaz dedim.!
Elimde sıkıca tuttuğum Orhan'ın eli
sonra sırasına salıverdiğim uzaktan seyrederken onu
o da beni.
Çocuklar camdan bakınca ne görecekler?
Bişey görmesinler dedi biri!
Neden dedim?
Derslerine bakarlar dedi!
Nasıl hayal kuaracaklar dedim?
Kurmasınlar dedi velinin biri.
Olmaz dedim!
Böyle iyice oldu dedi öbürü.
Sonra,
İstiklal Marşı.
Öncesi bir toplanma müziği bilmeyen sokakta şimdi tüpçü geçti sandığı.
O toplanma müziği.!
Sınıf kapısı en ilginci.
Afişlerle süslenmiş.
Çalmıyorum!
Küfretmiyorum!
Temizim!
Saygılıyım!
Gibi.
İç kapıda..
Küçük notlar yazılı asılı pano.
Öğretmenim Enes haftasonu 68 sayfa Define Adasını okudu.
Ögretmenim Tugba Ezop Masallarını okudu bitirdi.
Öğretmenim Murat Ahmet Rasim'in Falaka kitabını 77 sayfa okudu.
Öğretmenim biz kitap bulamadık Ahmet bu hafta okuyamadı.
Öğretmenim Meral Define Adası' nı iki kez okudu.
Öğretmenim Fuat Karagöz ile Hacivat' i okudu bitirdi.
Hocam dedim bu çok hoş çok güzel bir pano tebrik ederim sizi.
İlgisiz gayet,
“evet” dedi “çocuklar hafta sonarı aileleriyle birlikte okuyorlar.”
Peki hocam bu okulu bu tümseğe neden yaptılar dedim.
Anlamsız baktı bana.
Ben de ona.
Anadolu'da bir Toki
Toki' nin yamaç deresinde bir okul,
okulda çocuklar.
Hoşlukla Kalın!