TELLERE TAKILAN UMUTLAR

Mümin Ağcakaya

Mültecilerin Avrupa ülkelerine gitmek için sınır kapılarına ve sahillere yığıldığı sadece bizim değil Avrupa’nın da gündemi oldu. Ortaya çıkan manzaralar ve yaşanan insan dramları hiç de yabancısı olmadığımız görüntüler. İnsanlar çoluk çocuk aç susuz ve soğukta kendilerini bir yaşam alanı bulabilmek için; bütün tehlikeleri göze alarak, kendilerini ya sınır tellerine ya da Ege’nin soğuk sularına vuruyorlar. Sonuçta yaşananlar bir insan dramı ve savaşların sonucu ve bazı politikaların kurbanları.

Göç etmek insanoğlunun yabancı olmadığı bir kavram. Doğal afetler dışında insanlar savaşların yıkımından canlarını kurtarmak için göç yollarına düşmüşlerdir. Bilmediği dilin konuşulduğu ve yabancısı olduğu kültürlerin olduğu başka ülke topraklarında kendilerine bir yaşam imkânı bulmak için geride her şeylerini bırakmak zorunda kalmışlardır.

Savaşlarda en fazla zarar gören, mağdur olan, en büyük acısını çilesini kadınlar ve çocuklar çekmektedirler. Daha önceden Saddam’ın Halep’çe katliamından kaçanların, Suriye savaşından kaçanların görüntüleri daha hafızalarımızda canlı duruyor.

Yine mülteci insanların dramatik görüntüleri basında yayınlanıyor. Artık yabancısı olmadığımız görüntüler. Ateşin başında soğukta ısınmaya çalışan, sudan çıkmaya çalışan çocuklar.

Hayata tutunmaya çalışan, yarınları belirsiz bir yolculuğa çıkanların hayalleri ya sulara gömülüyor ya da sınır tellerine takılıyor.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.