TİGRİS HABER - Bingöl merkeze bağlı Kuruca köyünde yaşayan 50 yaşındaki Ali Rıza Kılıç, 7 yaşında yaşadığı bir korku nedeniyle bir süre konuşmadı. Yaşadığı durumu resim yaparak ve kitap okuyarak atlatan Kılıç, ilk çalışması olan küçük bir heykeli, milli şair Mehmet Akif Ersoy'un o dönem banknotlardaki resmine bakarak yaptı. Doğa ile iç içe yaşayan ve dağlarda yürüyüşlere çıkan Kılıç, gördüğü renkli taşları toplamaya başladı.
Rengini beğendiği taşları atölyesinde biriktiren ve ellerinin yaralanmasına rağmen demir tokmakla toz haline getiren Kılıç, bu tozlarla herhangi bir boya kullanmadan ahşap suntalar üzerine resimler yapıyor. Taş tozunu, kalemle çizdiği fonun üzerine silikonla sabitleyen Kılıç, günlerce, bazen de aylarca verdiği emek sonucu eserini ortaya çıkarıyor. Atölyesinde aynı zamanda eserlerini de sergileyen Kılıç, Bingöl'de ilk olarak bir markette açtığı sergisini yıllar içerisinde Türkiye'nin başka illerine taşıdı.
32 yılda yaklaşık 3 bin eser yapan ressam Kılıç, başta Fransa ve ABD olmak üzere 16 ülkedeki sanatseverlere 250 civarında eserini ulaştırdı. Kılıç, bahçesindeki atölyesinde ve çok sevdiği Bingöl'de çalışmalarını sürdürüyor.
"Öncelik hep sanattaydı"
Ressam Ali Rıza Kılıç, AA muhabirine, askerden geldikten sonra profesyonel olarak resim yapmaya başladığını söyledi. Şu ana kadar Türkiye'deki çeşitli kentlerde 33 sergi açtığını kaydeden Kılıç, Elazığlı ressam Bünyamin Cumurcu'nun kendisinin üzerinde çok emeği olduğunu belirtti. Açtığı sergilerde önemli ressamlardan övgüler alınca azminin arttığını anlatan Kılıç, şöyle konuştu:
"Ben kendimi hayata hep geç kalanlardan olarak görürüm. 50 yaşına geldim, 2 ay önce evlendim, ehliyeti yeni aldım, hep geç kaldım çünkü öncelik hep sanattaydı. Köyümde kurduğum atölyede iyi resim yapabilme şansım var. Üreten her insan kendi topraklarına geri dönmeli, oraya bir şey katmalı. Resimlerde genellikle Anadolu kültürünü çalışırım. Çocukluğumda dinlediğim ya da okuduğum hikayelerden yola çıkarak resim üretiyorum. Çocukluğum bana rehber oluyor."
Renkli taşları bulmanın çok zor olduğunu aktaran Kılıç, ders verdiği öğrencilerinin de bu tekniğin zorluklarına katlanamadığını anlattı.
Kılıç, şöyle devam etti:
"Yerelden ulusala, ulusaldan uluslararasına ulaşmayı seçtim. MDF tahta üzerine çizim yapıyorum. Önce kalemle sonra komple taşla, ana fon oluştuktan sonra asıl esere geliyorum, 5-6 kat yapıyorum. Günlerce uğraşıyorum. 5 günde yaptığım da 4 ay çalıştığım eser de var. Dünyanın 16 ülkesinde eserlerim var. En fazla eserim Paris'te. Yurtdışına resim göndererek bir nevi ülkemi tanıtıyorum."
"Bana 'senin yerin Bingöl değil, İstanbul, Paris' diyorlar. Ama Bingöl için bir şey yapmak istiyorum. Birçok ülkeden de teklif aldım. Sergiler için her ülkeye gidebilirim ama Bingöl'den asla ayrılmam." ifadelerini kullanan Kılıç, herkesin resimlerini sürekli görebileceği bir mekan kurmak istediğini sözlerine ekledi. (AA)