İstanbul Ataşehir’de açılan günden DasDas sahnesinde; Eshılos’un günümüze ulaşan Yakaranlar eseri, Aysun Şişik’in çevirisiyle sergilenmeye başladı. Tarihin derinliklerinden gün yüzüne çıkan bir oyun. Ayrıca ele aldığı konu açısından da günümüze hitap eden dünyanın en eski tragedyası.
ESHILOS ( Aiskhylos) MÖ.525 – Gela/Sicilya 456) Eski Yunan Tragedya edebiyatının yaratıcılarının önünde gelen; hatta tragedyanın babası olarak da kabul edilen biridir. Soylu bir aileden gelen Eshilos, savaşlara da katılmasının yanında; döneminin etkin düşün adamlarından biridir.
Eserlerinde oyunlarına mitolojiyi de katmış ve koroya önem vermiştir. Yazdığı doksan oyundan, sadece yedisi günümüze ulaşmıştır. Bu oyunlar: Hiketides (Yakaranlar) 490; Persai (Persler) 472; Hepta Epi Thebas (Thebai’ye Karşı Yediler) 467; Prometheus Desmotes (Zincire Vurulmuş Prometheus) 465; Agamemnon (458); Khoephoroi ve Eumenides (458)’ dir.
Günümüze ulaşan yedi tragedyadan biri olan Hiketides (Yakaranlar) elli kadının öyküsünün koro biçiminde anlatıldığı bir oyundur. Dünyanın en eski oyunu olan Hiketides’de; Mısır kralı olan Aigyptos’un oğulları, ikiz kardeşi olan Danaos’un kızlarıyla evlenmek isterler. Ancak kızlar kuzenleriyle evlenmek istemez. Kendilerine dayatılan zorla evliliği, eşitsizliği ve haksızlığı kabul etmeyen kızlar, bu karara isyan ederek, babaları Danaos’la birlikte bir tekneyle Mısırdan kaçarak; Yunanistan’da bir şehir devleti olan Argos’a ulaşırlar. Sığınma hakkının verilmesi, korunma ve yardım edilmesi için yalvarırılar. Elli kadın hep bir ağızdan tarihin derinliklerinden adeta günümüze seslenirler. Argos Kralı ise kadınların peşinden gelen Mısırlılarla savaşa girmekten tereddüt eder. Fakat kadınlar İo’nun* çocukları olduğunu ifade ederek “Vereceğin karar çocuklarına ve adına miras kalacaktır” diye devam ederler. Argos kralı Pelasgos Mısır’la savaşı da göze alarak, onları sığınmacı olarak kabul eder, onları korumaya alır.
YAKARANLAR "Durdurun bu düzeni, durdurun!" from Zeynep Dilara on Vimeo.
Oyunda kadınların yakarmaları; kendilerine acındırmak için merhamet duygularına hitap etme biçiminde bir yakarma değil; içinde isyan eden bir içerik var. Özgürlükleri için mücadele eden, erkekler tarafında kendilerine dayatılan kuralları kabul etmeyen kadınların tavrı dile gelmektedir.
O dönem Antik Yunan diye adlandırılan bu topraklar Bizans’ın ilk yerleşimlerinden biri olan bu topraklarda doğmuş olan Yakaranlar oyunu Türkçeye de çevrilerek sahnelenmesi; mültecilerin yaşam koşullarını işlemesi, erkek şiddeti ve kadın hakları konuları güncelleştirilerek ele alması açısından seyircinin ilgisini çekmektedir.
Bu öyküde geçen kadınların durumunda aradan 2500 yıl geçmesine rağmen esas da bir değişikliğin olmadığını görmekteyiz.
Yakaranlar da 2500 yıl önce yaşanan sorunları güncelle karşılaştırdığımızda; biçimde değişiklikler olsa da benzer sorunların yaşanmaya devam ettiği görülmektedir. Özel mülkiyet, erkek egemenlikli toplumdan kaynaklanan sorunlar, egemenlerin saldırganlıkları, savaşları benzer öykülerle sürekli gündemi meşgul edecektir.
İnsanoğlu bu sorunları gündeminden ancak; kadınların ve ezilenlerin kendi tarihini yazdığı; emek- sermaye çatışmasının sona erdiği, mülk edinme, her şeyin daha fazlasına sahip olma hırsı törpülendiğinde çıkaracaktır.
Aisykhylos’un yazdığı ‘Yakaranlar’, tragedyası doğduğu topraklara 2500 yıl sonra sergileniyor olası sanat açısından önemli bir olaydır. Göç sorununun çok yakıcı olduğu, dünyanın birçok yerinde savaşların sürdüğü; yaşam hakkının ortadan kalktığı ve bunlardan ayrı düşünülemeyen kadınlara tecavüzün, istismarın, saldırıların, cinayetlerin yoğunluğuna baktığımızda, hem yazılan eser hem de bu eserin sergilenmesi daha da önem kazanmaktadır.
Eser; kadın ve göçmen sorununa 2500 yıl öncesinden değinmeler yapıyor. Yerelden evrensele sesleniyor. Yaratımdaki sanatsal güç, aradan yüzyıllar geçse de; eseri klasikleştiriyor ve büyülü hale getiriyor. Oyunu izleme fırsatını bulanlar için iyi bir şans olmalı. Çünkü dünyanın en eski oyununu izlemek hem de tragedyanın kalem ustası, tragedyanın babası sayılan birinden; günümüz sorunlarına nasıl baktığını izlemek.
Günümüzde kadınların zorla berdel yapıldığı, çocuk gelin gerçekliği, zorla evlendirmeler; günümüzde yakıcı olarak yaşanan göçler, mültecilik gibi insan dramlarının yaşanmasıyla; 2500 yıl öncesinde zorla evlendirilmelerine isyan ederek Mısırdan tekneyle kaçan 50 cesur kadının Yunanistan’a kaçmaları; sığınma talepleri arasındaki benzerlik; aradaki zaman farkını ortadan kaldırıyor. Geçmişi günümüze; günümüzü de geçmişe götürüyor.
*Yunan mitolojisine göre İo*, Zeus’un sevdiği kadındır ve bu 50 kadın da onların çocuklarıdır.