Diyarbakır’da, Amida Höyük kazı çalışmalarından çıkan ilk etap sonuçlara göre kentin kesintisiz yaşamının 8 bin yıllık olduğu yönündeki paylaşımımız beni heyecanlandırdığı gibi kent sakinlerini, gerçek Diyarbakırlıları da heyecanlandırmış olacak ki, paylaşım ve yorumlara da güzel şeyler yansıdı.
8 bin yıl hiç uyumamış bir kent olmanın verdiği gururdan kaynaklı olsa gerek, bir birlik beraberlik havası hissettim paylaşım ve yorumlarda.
Demek ki, ihtiyaç var ki, oluyor.
Hem de böyle zamanlarda.
Arz-talep gibi düşündüm.
Karşılıklı birbirini tamamlayan unsurlar, aslında dengedir.
Sevgi, saygı gibi, bu iki çok özel kelime insan yaşamının pratiğinde yerini bulduğunda ne kadar anlamlı bir hale dönüşüyor, değil mi?
Arz ve talepteki karşılıklı tamamlayıcılığın sevgi-saygıda buluşmasının hazını almak, içine sindirmek gibi düşünüyorum; insanlığın, kıymetli, toplumsal değerlerin faydasında ortaklaşmasını.
Amida Höyük nezdinde 8 bin yıllık kent tarihinin hafızamıza kesintisiz yaşam ile nakşolmasından daha öte ne isteriz ki!
Etrafındaki tarihi değerlerimiz yıkılmış, yakılmış, yerle bir edilmiş, yetmemiş talan edilmiş olsa bile, tarih konuşunca bütün diller lâl oluyor.
*
Toplumsal faydaya dönük bir başka paylaşımımız olan ‘Bismil ilçesine Tarıma dayalı organize sanayi’ haberimiz de Amida Höyük’te olduğu gibi okuyucu nezdinde kendine sağlıklı bir zemin buldu. Bu tür haberlerle amaçladığımız da, toplumsal fayda, toplumsal birlik ve sahiplenme duygularının ortaklaşmasıdır.
Bismil, Güneydoğunun Çukurovası olarak anılır, bilinir. Tarımla ilgili mevcut dağınık fabrikaların bir arada toplanması, araziler SİT alanı ilan edildiği için açılamayan yeni fabrikaların OSB alanı içinde ruhsat alarak açılmasının önünü açacak bir çalışmanın yapılması, kente ve ülkeye önemli katkı sağlayacaktır.
Hadi bakalım; iki önemli alanda ortaklaştık. İyi insanlar 3 kâğıtçılardan azade bir kent vizyonuna ihtiyaç olduğu konusunda ortaklaşırsa sıkıntı kalmayacak.
Tarih konuşacak bütün diller lâl olacak!