15 bin küçükbaş hayvanın bulunduğu Adalar köyü sakinleri, köyde bir tesis kurulması durumunda peynir fiyatlarında ciddi bir düşüşün olacağını belirtiyorlar.
Adalar Köyü sakinlerinin temel geçim kaynağı hayvancılık olduğundan et ve süt ürünlerinin kendi köylerinde işletemiyorlar. Çünkü Adalar Köyü’nün bir tapusu yok. Tapu sorunu her kapıda onlara engel teşkil ettiği için, köyde süt ve peynirin işleneceği bir tesis dahi yok. Tesisin olmaması beraberinde birçok sıkıntı zincirini de getirmiş vaziyette. Ürünün imalatı çevre illerde işlenip yeniden; buraya fiyatı katlanarak geldiği için hem geçimini hayvancılıktan sağlayan aileler hem de sütü, peyniri ve eti iki katına alan vatandaşları mağdur ediyor.
Tigris Haber olarak; hayvancılıkla uğraşan halkın sorunlarını dile getirmek için, Çermik ilçesine bağlı Adalar köyündeydik.
“Yaylara, serin yere gitmeye mecburuz”
Adalar köyü sakinlerinden hayvancılıkla uğraşan Mustafa Polat; yaz aylarında hayvanlardan daha iyi verim almak için hayvanlarını Erzurum’a götürdüğünü söyleyerek şunları söyledi: “Bu sene kurak geçtiği için mahsulü kaldırmadığımız zaman zarar ediyoruz. 6. aydan sonra Erzurum’ daki yaylalara gidiyoruz. Bunların maliyetini, masraflarını çıkartmasak daha sonra ya cebimizden çıkartıyoruz ya da hayvanları satarak çıkartıyoruz. Yayla parasıdır, maliyetidir, araba parasıdır bunların hepsi bizi sıkıntıya sokar. Zahmetimiz şudur; Burası sıcak olduğu için Erzurum’a yaylalara, serin yere gitmeye mecburuz. Aldığımız mahsul zaten bize kar getirmiyor neticesinde hayvanlar kurtuluyor, serin yere gidiyor. Hayvanlar orada yetişiyor en azında buraya döndüğümüz vakit, o et yetiyor.”
“Tapu olsa devlet de iş de yapardı”
Topladıkları mahsulü; çevre illere gönderme nedenlerinin başında; köylerinde fabrika olmamasına bağlayan Polat “İş adamları yatırım yapmıyor yani ürünü toplayacak adam yok. Süt, peynir için tesis yok. Yıllık 2 ton peynir çıkıyor. Köyde on bini aşkın hayvan var. Peynirlerimiz de ya Çermik, ya Elazığ ya Erzincan, ya da Adana’ya gidiyor. Peki Erzincan’da ne yapılıyor? Ürün, imalattan geçip yine buraya satılıyor. Karları ortada. Ürünün imalatı Diyarbakır, Ergani ya da Çermik’de olsaydı; hem millete ucuz giderdi hem gençler fabrikada çalışacağı için istihdam artardı hem de daha sağlıklı olurdu. Şu an burada bir fabrika olsa ve içinde 50 tane genç çalışsa yine faydası bize olurdu, katkı bölgemize olurdu maalesef bu da yok. Kırsal alan dediğimiz zaman sorunlar daha çok artıyor. Köyün bir tapusu yok; olması için dilekçe de verdik ses çıkmadı. Şayet tapu olsa devlet de iş de yapardı.”dedi.
Devlet destekli ahır projelerden de faydalanamadıklarını vurgulayan Polat “Fıstık ağaçlarımız da var ama tapu sorunu nedeniyle onu da değerlendiremiyoruz. Köyümüzün muhtarına da bu sorunları iletiyoruz fakat sorunun çözümü adına hiçbir şey yok. İşin özü, muhtarın köyü de tapusuz o da bizim gibi. Muhtarımıza bağlı 6 köyün tapusu yok.” dedi.
“Bizden çok, hep aracılar kazanıyor”
Köylerine tesis yapılmasını isteyen Polat, bu vesileyle maliyetin düşeceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Buraya bir tesis yapılmasını istiyoruz. Sütümüzün, peynirimizin burada işlenmesini ve de köyümüzün tapuya kavuşmasını istiyoruz. Devlet buraya tesis yaptırsa dahi önce tapuya ihtiyaç duyar. İş adamları gelip buraya fabrika yaptırsa, komşumun rızası dahi olmasa, benim elimde tapum varsa ben elbette gelin fabrikanızı yapın derim. Ağabeyim; peyniri buradan topladığı vakit maliyeti 8- 8 buçuk lira iken şehre gidene dek bu maliyet 20 lirayı buluyor. Yani bizden çok hep aracılar kazanıyor. Öyle bir kar elde edilmese zaten peynirler de alınmazdı. Ürünlerin imalatı Diyarbakır’da dahi bulunmuyor. Adana, Elazığ da imalattan geçiyor. Halk da mecburen eti ve sütünü marketlerden alıyor. Hali vakti yerinde olanlar bundan faydalanıyor ama yoksul insanlar bundan nasibini alamıyor.”
“6 bin liraya dahi çoban bulamıyoruz”
Daha iyi verim almak adına; hayvanlara bakacak, onları sağacak çoban bulamadıklarını dile getiren Polat “Hayvanları otlatacak çoban yok, çoğu öğrenci ve okulda. Benim de çobanım yok bu işi oğlum yapıyor.6 milyara dahi çoban bulamıyoruz bu paraya dahi gelmiyorlar. Çobanlar koyunları sağıyor daha iyi verim alabilmek için gece otlatmaya çıkartıyor. Dolayısıyla herkes bu işi yapamaz işinin ehli olması gerek. Hayvanlar iyi otlatılmazsa 5-6 kilo peynir eksik çıkar. Fabrika gibi düşünün ne kadar iyi çalışırsalar o kadar verimi artar.”dedi.
“Yetkililerin sorunumuzu çözmesini istiyoruz”
Geçen sene amcamsının, ahır projesi için başvuru yaptığını hem 2 bin TL parası gittiğini hem de hiçbir sonuç alamadığını söyleyen Nevzat Polat ise, “Bunların hepsi köyün tapusunun olmamasından kaynaklı. Çermik Belediyesi’ne Köy içi ile köy sınırının belirlenmesi için dilekçe verdim. Dilekçem ya okutulmadı ya da başka bir şey oldu ama sonuç itibari ile köyün tapusu olmadığı için yatırım yapılamıyor. Herkesin belirli yeri, toprağı senet ile var. Çermik Belediye başkanı ve kaymakamından bu konuya el atıp, sorunumuzu çözmesini istiyoruz. Allaha şükür su sorunumuz yok çevre köyler 400-500 metrede sondaj suyu çıkarıyor biz ise hemen 30-50 metreden sondaj suyu çıkartıyoruz.”dedi.
“Hayvan pazarına gidene dek fiyat katlanıyor”
Köy sakinlerinden Hamza Polat ise; hayvanların zahmetinin kendileri çektiğini ama aldıkları karla doğru orantılı olmadığını ifade ederek “Erkek kuzuların satılması yine iyidir. Canlı hayvanın kilosunu 18-20 liraya satıyoruz. Bizden bu şekilde alan insanlar da karına satıyor. Sonuçta buradan hayvan pazarına gidene dek fiyat 50 lirayı buluyor. Hayvanları besleyen, 6 ay boyunca yaylalarda otlatan ve zahmeti çeken bizler ise beklenenin altında kar alıyoruz. Tek geçim kaynağımız hayvancılıktır.”dedi.