TİGRİS HABER - CHP adayı Sezgin Tanrıkulu, siyasal, sosyal ve kültürel kimliğinin Diyarbakır’a ait olduğunu, kentin kendisine çok şey kattığını ifade ederek, “Benim de Diyarbakır’da emeğim var. Dolayısıyla Kemal Bey’in Cumhurbaşkanlığında, ben de Diyarbakır iktidar partisinin milletvekili olarak bu kentin temsiliyetini sandıktan parlamentoya taşıyacağım” dedi.
Diyarbakır’ın vicdanı beni TBMM’ye gönderecek
Diyarbakır’ın önemli bir merkez olduğunu, kentin çoğulculuğunun, vizyonunun muhakkak sandığa yansıması gerektiğini anlatan Tanrıkulu, şunları söyledi; “Bana oy verecek hemşerilerim benim üzerimden yapılan “Kesin seçilecek” manipülasyonlarına da kulak asmasın; dostlarıma, arkadaşlarıma, Diyarbakırlılara güveniyorum. Diyarbakır’ın vizyonu var, vicdanı var; inanıyorum ki, 14 Mayıs günü beni parlamentoya gönderecek.
Kayyumlar talan etti
Diyarbakır’da 7 yıldır kayyumların görev yaptığını, kenti talan ettiklerini de ifade eden Sezgin Tanrıkulu, “En ufak bir imar değişikliğini bile tek kişinin imzasına bağladılar. Milyonlarca lira rant yaratarak Diyarbakır’ı talan ettiler. Sana Söz Diyarbakır, bu talancı kayyumların tümüne son vereceğiz. Diyarbakır’ın bütün sorunlarını biliyorum. Geçen yasama döneminde Diyarbakır Milletvekili değilken bile Diyarbakır’la ilgili 107 soru önergesi, 4 araştırma önergesi, 2 tane de yasa teklifi verdim. Hemşerilerimin vicdanına sesleniyorum, bu emeği görmelerini ve CHP’den Sezgin Tanrıkulu’nu meclise göndermeleri için destek istiyorum” şeklinde konuştu.
Meclis odaklı çözüm
Türkiye’nin Kürt meselesini meclis odaklı bir yöntemle, masa kurarak çözeceklerine de değinen Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü; “AKP sürekli bu meseleyi kullandı; siyasi ranta dönüştürdü, rantı elde ettikten sonra da Kürt seçmene sırtını döndü. CHP’de bu meseleye dair 12 yıla yakın bir emek var. Türkiye’nin bu meselesine dair en gerçekçi çözüm önerisini sunan parti CHP’dir.
Türkiye’de Kürt Meselesinin 4 boyutu var;
-Yerelde ve ulusalda yönetime katılım,
-Demokratik siyasetin güvence altına alınması,
-Anadilde eğitim
-Coğrafyamız dışında yaşayan Kürtlerle dostane ilişkiler kurmak.
Bunları gerçekleştirip, meseleyi sorun olmaktan çıkaracağız.”
Siyasetçiler hapse atılmayacak
‘Kayyumlar gidecek, siyasetçiler siyaset yaptığı için hapse atılmayacak’ diyen Tanrıkulu, Diyarbakır’ın işsizlik ve yatırım sorunlarına da değinerek şu ifadeleri kullandı; “Diyarbakır’da yüksek oranlarda işsizlik, yoksulluk var. Bunun üzerinden insanlar arasında sosyal yardımların kesileceği algısını yaratmaya çalışıyorlar. Hemşerilerime sesleniyorum, bizim en büyük iddiamız yoksulluğu ortadan kaldırmak olacak. Hiçbir yardım kesilmeyecek, bu yardımlar insan onuruna yakışır bir biçimde kuyruklara girilmeden kadınların hesaplarına yatırılacak. İşsizlik var, yatırımcılar yatırım yapmak istiyor; ancak Diyarbakır’da altyapı yok. Sanayi bölgelerinin altyapısı elvermiyor, bunların hepsi sağlanacak.”
Türkiye’nin elektrik işkencesiyle 12 Eylül’de Diyarbakır’da karşılaştığını söyleyen Tanrıkulu, “Şimdi yine elektrik işkencesi var. Gittiğimiz her yerde çiftçilerin, sanayicilerin, konutların elektrikle ilgili şikâyetleri var. 12 Eylülden bu yana halkımız üzerinde elektrik işkencesi devam ediyor. Özel şirketlerde olması sebebiyle yaşanan bu işkenceye son verip, elektriği kamuya ait hale getireceğiz” dedi.