Bir buçuk ay önce Diyarbakır Dağkapı’da kurulan ve kentin değişik semtlerinde 10 günlük sürelerle hizmet sunan yöresel pazarlar kent esnafının tepkisini çekiyor.
Ali Abbas Yılmaz / Özel
Ticari olarak bir ranta dönüşen bu çadırların karşısındayız
Uzunca bir süredir kentin değişik semtlerinde kurulan yöresel pazarların amacından uzaklaştığını belirten Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu, “Bu çadırların ne vergisi var ne de gerekli kurum ve kuruluşların bir denetimi söz konusu. Belediyelerimiz buna izin verirken hangi yasaya dayanarak bu kadar uzun süreli izinler verebiliyorlar. Bu çelişkileri hem Valiliğimize hem de ilgili belediyelere ilettik. Bu çadırlarda hem halımızın sağlığıyla oynanıyor hem de esnaflarımız haksız bir rekabetle mağdur ediliyor. Biz kesinlikle ticari olarak bir ranta dönüşen bu çadırların karşısındayız. Bu konuda ilgili kurumlar tarafından gereği yapılmazsa biz bu konuyu ilgili bakanlığımızla devreye geçerek gerekli kamu kuruluşlarımıza başvuruda bulunacağız” diye konuştu.
Güneydoğu TÜYİK Der, (Güneydoğu Tüm Yatırımcı İşadamları Kalkındırma Derneği), Tebessüm Organizasyon ve Fegan Organizasyon tarafından organize edilen pazar yeri organizasyonuna ilişkin olarak Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Yönetim Kurulu üyesi ve Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu, bir açıklamada bulundu.
Bir buçuk aydır Dağkapı’da Lunapark civarında ve Rojava parkında kurulan yöresel pazar yerlerinin tanıtım amacından saparak ticari bir rant alanına döndüğünü ifade eden Ebedinoğlu, şunları söyledi: “81 ilin yöresel ürünlerinin tanıtımı ve satışı ile ilgili Diyarbakır ilimizde yaklaşık bir buçuk aydır kurulan bu çadırlar hem kuralların hem kanunların dışındadır. Kentimizin değişik semtlerinde kurulan bu çadırlar… Bu tür organizasyonlar yapılıyor ancak bu tür tanıtımlar genelde fuarlarda yapılır ve yapılıyor. Biz de Diyarbakır ili olarak İstanbul’daki, Antalya’daki, İzmir’deki fuarlara katılıyor ve yöresel ürünlerimizin tanıtımını gerçekleştiriyoruz. Ancak bu tanıtımlar 5 gün ya da bir haftayı geçmeyecek tanıtımlardır. Oysa şuan Diyarbakır’da kurulan çadırlar her bir semtte bir hafta 10 gün süreyle kuruluyor ve sonra başka bir ilçede başka bir alana taşınarak bu ürünlerin satışı yapılmaktadır.”
Söz konusu bu Pazar yerlerinde kurulan çadırlarda satılan ürünlere ilişkin konuşan ve vatandaşlara uyarıda bulunan Ebedinoğlu, “Buraya giden vatandaşlarımızı mutlaka dikkat etmelidir. Örneğin bir zeytinyağının kilosu 15- 20 TL olur mu? Zeytinin kilosunu 15 ila 25 TL arasında aldığımız bir yerde zeytinyağının kilosu bu fiyata olabilir mi? Üzerinde hiçbir marka, üretim tarihi, son kullanma tarihi olmadan bu ürünler sahte bir şekilde maalesef halkımıza satılmaktadır. Bunun öte tarafında da esnafımıza haksız bir rekabetle satışlar yapılmaktadır. Bu çadırların ne vergisi var ne de gerekli kurum ve kuruluşların bir denetimi söz konusu. Belediyelerimiz buna izin verirken hangi yasaya dayanarak bu kadar uzun süreli izinler verebiliyorlar. Bu çelişkileri hem Valiliğimize hem de ilgili belediyelere ilettik. Bu çadırlarda hem halımızın sağlığıyla oynanıyor hem de esnaflarımız haksız bir rekabetle mağdur ediliyor. Biz kesinlikle ticari olarak bir ranta dönüşen bu çadırların karşısındayız. Bu konuda ilgili kurumlar tarafından gereği yapılmazsa biz bu konuyu ilgili bakanlığımızla devreye geçerek gerekli kamu kuruluşlarımıza başvuruda bulunacağız” diye konuştu.
21 Kasım 3 Aralık tarihleri arasında Kayapınar İlçesinde Diclekent City park AVM karşısında bulunan Rojava parkında hizmet veren “Yöresel ürünler ve hediyelik eşya alışveriş günleri” pazarına ilişkin olarak Pazar organizatörü Afitap Kırkpulat ile konuştuk.
‘Güneydoğu TÜYİK Der’in taşeronuyum’
Dağkapı’da ve birçok yerde açılan Pazar yerlerinin kendileriyle hiçbir alakasının olmadığını belirten organizatör Afitap Kırkpulat, “Burası müstakil bir fuardır. Biz burayı Güneydoğu Tüm Yatırımcı İşadamları Kalkındırma Derneği (Güneydoğu TÜYİK Der) ile birlikte yapıyoruz. Ayrıca biz fuar firması değiliz. Biz organizasyon firmasıyız. Yani, Güneydoğu TÜYİK Der’in taşeronuyum. Burada ağırlık gıda üzerine olmak üzere 64 stant var. Türkiye’nin değişik illerinden gelen katılımcılar ve tüm ürünler de organiktir. Vatandaşlarımızdan aldığımız geri dönüşler de oldukça memnuiyet vericidir. Muğla’nın zeytinleri, İzmit’in pişmaniyesi, Gümüşhane’nin pestili, Bitlis’in balı, Maraş’ın baharat çeşitleri, Manisa’nın mesir macunu, Aydın inciri ve sucuğu var. Yani, tahinden kuruyemişine her şey organik ve sağlıklı ürünlerdir. Gıda dışında ise sadece 3 esnafımız var. Bir tane telefon aksesuarları satan bir arkadaşımız var. Bir diğer arkadaşımız takı satıyor ve bir de çanta satan hanım arkadaşımız var. Yine, el işlemesi olan Sürmene bıçakları satan bir arkadaşımız var.
‘Şehre de ekonomik girdi sağlıyoruz’
Yöresel Pazar organizasyonlarının kent ekonomisine katkı sunduğunu ifade eden Kırkpulat, “Tabii ki, bir taraftan Diyarbakır insanına bu hizmet sunulurken, bir taraftan da sosyalleşmeyi sağlıyoruz. Yani, Diyarbakır halkı ile diğer illerden gelen insanlar arasında bir kaynaşmaya vesile oluyoruz. Halkın bu durumdan memnun olduğunu gözlüyorum. Bunun dışında şehre de ekonomik girdi sağlıyoruz. Burada bulunan 64 standın her birinde en az iki kişi var. Yine, bu stantlarda yöre insanlarından gelip çalışanlar da var ve onlar da bu organizasyonlarda para kazanıyorlar. Burada temizlikçisinden güvenliğine insanlar para kazanıyor. Billboardlar yaptırdık, afişler bastırdık reklam ajansları para kazanıyor. Dışarıdan gelen en az 120 kişi otel’de kalıyorlar ve oteller kazanıyor. Yenip içiliyor, restoranlar kazanıyor” diye konuştu.
‘En az iki hafta sonunu geçirmek zorundayız’
Pazar yerindeki ürünlerin denetlendiğine vurgu yapan Kırkpulat, “ Bizi Tarım İl Müdürlüğünden ekipler gelip denetliyorlar. Yine, Ticaret ve Sanayi Odası geldi ve onlar da gördüler. Biz bu organizasyonu yaparken mümkün olduğu kadar esnafları seçiyoruz. Temiz olmayan, hijyen kurallarına uymayan, ya da insan ilişkilerinde zayıf kalan esnafları eliyoruz. Pazarımızın süresi ise yaklaşık iki haftadır ve ekseriyetle insanlar hafta sonları alışverişe geldikleri için en az iki hafta sonunu geçirmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Biz fuar değiliz pazarız
Daha önce Dağkapı ve birçok yerde açılan fuarlara ilişkin konuşan Kırkpulat, şunları söyledi: “Bunun muhatabı yöneticilerdir, biz değiliz. Biz talepte bulunuruz ve ilgili yöneticiler bunu değerlendirir ve uygun görmüyorlarsa izin vermezler. Bizler Valilik, Belediye ve Emniyete bildiririz. Tabii bu izinlerin resmi muhatabı Güneydoğu TÜYİK Der’dir. Biz izin aldıktan sonra Büyükşehir Belediyesi 75’teki izni verdi. Burada bu organizasyon yapılıyor Büyükşehir başka bir yerde izin veriyor. Şimdi bunlar benim de yanlış bulduğum davranışlardır. Çünkü şehri de bıktırmamak gerekiyor. Biz buradan sonra Batman’a gideceğiz ve önceliği Batman esnafına vereceğiz. Yani, yerel esnaf da bölgedeki esnaflar da bize katılıp stant açabilirler. Biz ihtisas fuarı değiliz, her şeyden önce fuar değiliz. Biz pazarız. İhtisas fuarlarında şehrin büyük ekonomisi dönüyor bizde ise küçük ekonomi dönüyor.”