TİGRİS HABER - Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi cinayetiyle ilgili 3’ü polis 4 kişinin yargılandığı davanın 4. duruşması 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davada tutuksuz yargılanan sanık polisler F.T., S.T. ile M.S.'nin "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek"ten 3 yıldan 9 yıla kadar hapsi isteniyor. Firari sanık Uğur Yakışır ise hem Elçi hem de aynı gün öldürülen iki polis cinayetinden sorumlu tutuluyor ve hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 45 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Duruşma öncesinde adliye binasının önü ve çevresinde polis geniş güvenlik önlemleri aldı. Duruşmada Elçi'nin eşi Türkan Elçi, kardeşleri Ömer ve Mehmet Elçi, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, çok sayıda baro başkanı ve avukat hazır bulundu. HDP Urfa Milletvekili Nurettin Maçin ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da duruşmaya katıldı.
Sanık polisler SEGBİS üzerinden katıldı
Sanık polisler ve müdafileri duruşmaya SEGBİS üzerinden bağlandı. Türkiye Barolar Birliği başkanı Av. R. Erinç Sağkan barolar adına davaya katılma talebinde bulunurken Bursa Barosu başkanı Av. Metin Öztosun davaya katılma talebinde bulundu.
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, etkisiz yürütülen Tahir Elçi soruşturmasında tanıkları işkenceyle ve bilinçli bir şekilde yanlış yönlendiren ve adil yargılamayı etkileyen savcı Kenan Karaca hakkında soruşturma açılması için suç duyurusunda bulundu. Eren, aynı zamanda Tahir Elçi cinayetine “siyasi suikast” diyen dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun mahkeme huzurunda tanık olarak dinlenilmesi talebinde bulundu.
Sanıklar tutuklu yargılansın
Elçi ailesi avukatları 14/07/2021 tarihli ara kararlar uyarınca gönderilen müzekkerelerin yanlışlık ve eksiklik barındırdığını, kamera kayıtlarındaki eksikliğin nedenlerini ortaya konulması ve bu hususların açıklığa kavuşturulması için yeniden müzekkere yazılmasını talep etti.
Elçi ailesi avukatları, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliğinin hazırlamış olduğu “Araştırma Raporunun” ara karara rağmen dosyaya celp edilmemesi nedeniyle müzekkere tekidi ve sanıkların delilleri karartma şüphesi taşımaları nedeniyle tutuklanmaları talebinde bulundu. Elçi ailesi avukatları 6 Ocak 2016 tarihli bir polisin ihbar mektubuna göre “eylemi yapan örgüt mensuplarının istihbarat bağlantıları olduğu, bazı emniyet yetkililerinin durumu manipüle ettiği” şeklindeki kayda rağmen bu hususla ilgili hiçbir araştırma yapılmadığını beyan etti.
Elçi ailesi avukatları, Tahir Elçi’nin katledilmesi sürecinde kimin kastı, kimin ihmali olduğu hususuna dair tüm talepleri tekrar ederek konuyla ilgili tutanaklarda sicil numaraları yazılı personellerin ve ihbar mektubunda bilgileri sunulan polislerin dinlenilmesini talep etti.
Sanık avukatları konuştu
Mahkemece sanık ve sanık müdafilerine söz verildi, sanık ve müdafileri önceki beyan ve taleplerini tekrar etti. İddia makamından mütalaası soruldu, iddia makamı ise mütalaadan önce suç duyurusunda bulunan savcı hakkında beyanda bulunan tanığın suç geçmişi ve yargılandığı dosyaları hakkında bilgi vermeye başladı. İddia makamı, tutuklama ve müdahale taleplerinin reddi ile önceki celse verilen ara kararların yerine getirilmesi yönünde mütalaada bulundu.
Mahkeme ara verdi
Elçi ailesi avukatları, tanıklık yapan kişilerin beyanlarına itibar edilmemesini ima eden duruşma savcısının tutumunun hatalı olduğunu, her bilginin önemli olduğunu, yasa gereği soruşturma başlatılması gerektiğini beyan etti. Mahkemece ara karar kurulmak üzere ara verdi.
Mahkeme Davutoğlu dinlensin talebini reddetti
Mahkemece önceki celse verilen ara kararların yerine getirilmesi için tekit ve bu celse kamera kayıtları ile İçişleri Bakanlığı raporuyla ilgili sunulan taleplerin kabulüne, keşif talebinin daha sonra değerlendirilmesine, Barolar Birliği’nin katılma talebinin kabulüne ve Bursa Barosu’nun katılma talebinin reddine, Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenilmesi talebinin reddine, savcı Kenan Karaca hakkında yapılan suç duyurusu talebinin reddine, sanıkların tutukluluk taleplerinin reddine, ihbar mektubu ve içeriğinde adı geçen polis memurlarının dinlenilmesi talebinin reddine, duruşmanın 15 Haziran 2022 saat 10:00’a bırakılmasına karar verildi.
Mahkemeye sunulan tanık mektubu
Tahir Elçi cinayetinin tanığı olduğunu iddia eden Deniz Ateş, savcı Kenan Karaca’nın gözaltında kendisini ziyaret ettiğini ve olayı PKK’nın üzerine yıkma karşılığında kendisinin serbest bırakılacağını sözü verdiğini söyledi. Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ateş, Sur’da yaşanan çatışmalar sırasında tahliye edilirken gözaltına alındığını, olay yerine gelen ve Sur’daki çatışmaların soruşturulmasında görevlendirilen Cumhuriyet Savcısı Kenan Karaca tarafından serbest bırakılma karşılığında yönlendirildiğini kaydetti.Ateş’in gönderdiği mektubu Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, mahkemeye sundu.
Elçi cinayetinin en önemli delili hard disk boş çıktı
Bu arada Tahir Elçi cinayeti dosyasında en önemli delillerden birini oluşturan ve bozuk olması nedeniyle mahkemenin incelenmesi için TÜBİTAK’a gönderdiği güvenlik kamerasına ait görüntülerin kaydolduğu hard diskin boş olduğu belirlendi.
Avukat Yalçın: Delili muhafaza etmek savcının görevi
Elçi ailesi avukatlarından Gamze Yalçın, önceki duruşmada alınan ara kararlardaki eksikliklere dair beyanlarda bulundu. Yalçın, dosyadaki en önemli delil niteliğinde olan ve mahkemenin incelenmesini kararlaştırdığı Mardin Kebap Evi'ne ait arızalı olduğu için mavi görüntü veren 4 Nolu güvenlik kamerasına ilişkin TÜBİTAK tarafından hazırlanan rapor üzerinde durdu. Yalçın, TÜBİTAK’tan gelen rapora göre, söz konusu güvenlik kamarasını görüntülerinin kaydolduğu, bilgisayar hard diskinin boş olduğunu açıkladı. Bu kamaraya ait kayıtların işlenen cinayeti aydınlatabilecek önemde olması dolayısıyla incelenmesi talebinde bulunan Yalçın, "Fakat TÜBİTAK’tan gelen raporda bu hard diskin yüzde yüz boş olduğu tespit edildi. Bu delili muhafaza etmek savcılığın sorumluluğunda. Bu hususta mutlak suretle inceleme başlatılmalı. Daha önce tüm sorumlular hakkında soruşturma başlatılması talebinde bulunduk. Fakat bu talebimiz reddedildi. Bu durum aslında delillerin adli emanete alınmamasını ya da hard diskin boşaltılması sonucu doğurdu” dedi. Yalçın, sorumluların tutuklanmasını istedi.
Araya giren mahkeme başkanı, hard diske herhangi bir müdahale olup olmadığının araştırılması konusunda TÜBİTAK ile gerekli yazışmaların yapıldığını belirtti.
Bu rapor bizler için önemli
Av. Yalçın, mahkemeden İçişleri Bakanlığı müfettişlerince hazırlanan raporun dosyaya eklenmesini talep etmelerine rağmen, mahkemenin aldığı ara kararda bu rapor yerine zaten dosyada bulunan tevsi raporun talep edildiğini dile getirdi. Israrla talep ettikleri bu raporun kendilerinden gizlendiğini kaydeden Yalçın, “Cinayete ilişkin delillerin bizden saklandığı ortadadır. Bu raporun bizler için önemi o gün orada görevli olan tüm polislerin ifadelerine başvurulmuş olmasıdır” diye konuştu.
Avukatların yaptığı savunmaların ardından Mahkeme duruşmayı 15 Haziran tarihine erteledi.
TTB başkanı açıklama yaptı
Duruşma sonrası Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
TTB Başkanı Sağkan, TBB’nin davaya katılması talebinin kabul edildiğini söyledi. Sağkan, “Gecikmiş bir gelişme ancak artık TTB olması gerektiği şekilde bu davayı çok daha etkin bir şekilde takip edebilecek yasal argümana kavuştu. Her şeyden önce bugün izlediğim zaman avukat meslektaşlarımla bir kez daha onur ve gurur duydum. Bu yargılamayı yıllar sonra kovuşturmaya çeviren meslektaşlarımız, maddi gerçeğe ulaşmak noktasında etkin ve şeffaf yürütülmesi için hukuki sınırlar içerisinde büyük çaba sarf ettiler. Belli aşamalara ulaşabiliyor olacağımızın da mutluluğunu yaşıyorum. Buradaki çabayı gösteren meslektaşlarımıza hepimizin teşekkür borcu var. TTB Başkanı olarak hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi.
Bazı görüntüler yok
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, önceki duruşmalarda baroların davaya katılma talebinin reddedildiğini hatırlatarak, TTB’nin davaya katılma talebinin kabul edilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu ifade etti. Eren, “Bu cinayetin ve suikastın yaşandığı ilk günden beri gerek Elçi ailesinin avukatları gerekse Diyarbakır Barosu bütün eksikliklere yönelik soruşturma makamlarından taleplerde bulunduk. Bu taleplerimizin birçoğu reddedildi. Özünde cinayetin işlendiği ana yönelik birçok işletme ve resmi kuruma ait kamera kayıtlarının kaybedilmesi ya da kameraların bozuk olduğu yönünde ‘bozuk’ veya ‘çalışmıyor’ şeklinde yazılar vardı. Özellikle Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şube Müdürlüğü’ne ait görüntünün olmadığı, cinayet anına denk gelen 12-13 saniye görüntünün olmadığını daha önce defalarca kamuoyuyla paylaştık. Bugün mahkeme bu taleplerimizi, daha önceki celselerde talep etmiş olduğumuz bu tür kayıtların hala dosyaya gelmediğini, ilgili kurumlarla yapılan yazışmalara da sağlıklı cevap verilmediğini tespit ettik. Bugün talepte bulunduk. Bunlar soruşturma aşamasında yapılması gerekiyordu” şeklinde konuştu.
Ahmet Davutoğlu’nun dinlenilmesi talebi
Mahkeme heyetinin verdiği kararlara değinen Eren, “Bizim bu cinayeti tanımladığımız, dönemin Başbakanı’nın da (Ahmet Davutoğlu) dile getirmiş olduğu ‘siyasi suikast’ kavramı üzerinden yaptığı tanımlamaya istinaden Ahmet Davutoğlu’nun bu dava açısından dinlenmesi talebimiz maalesef mahkeme heyeti tarafından bilgi ve görgüye dayalı bir durumunun olmadığını gerekçe göstererek reddetti. Bizim bunu kabul etmemiz hukuken mümkün değil. Dönemin Başbakanı’nın bu denli önemli bir açıklamasının, yargılamanın seyrini değiştireceğini çok iyi bilmekteyiz. Bu talep maalesef reddedildi. Geçen celse dinlenen gizli ve açık tanıklar vardı. Bu tanıklar söz konusu soruşturmanın başlangıcı aşamasında, ilgili soruşturma makamları tarafından tehditle, vaatlerle, soruşturmaya yönelik gerçeğe aykırı bilgi verdikleri konusunda resmi kayıtlara, duruşma tutanaklarına geçen beyanları vardı. Normal şartlarda, hukuk devletinde soruşturma savcısının tanıkları bu şekilde yanıltıp, adil yargılamayı etkileyen hukuka aykırı fiillerinden dolayı ilgili hakimlerin, mahkeme heyetinin kendisi hakkında suç duyurusunda bulunması gerekiyordu. Ama bekledik, bu suç duyuruları yapılmadı” diye belirtti.
Mahkeme talebimizi reddetti
Mahkemenin soruşturma savcısıyla ilgili suç duyurusunda bulunması için yeniden talepte bulundukları bilgisini paylaşan Eren, “Bu süre zarfı içerisinde ilgili şahsın Diyarbakır Barosu’na gönderdiği ve bugün yazılı olarak kendi dilekçesini mahkemeye sunduğumuz halde, mahkeme söz konusu tanıkla dosyanın nasıl manipüle edildiği yönündeki savcıların hukuka aykırı fiilleri konusunda herhangi bir işlem yapmaması kararı verdi. Oysa açık ve net bir şekilde resmi kayıtlara geçmiş tanık ifadeleriyle bu soruşturmanın nasıl manipüle edildiğini, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesindeki savcılar tarafından kendilerinin nasıl yönlendirildiğini hem yazılı ifadeleri hem bize gönderdikleri mektuplarla somutlaştırdık. Maalesef dosyanın teknik anlamda yapılması gereken teknik işlemlerine yönelik mahkeme taleplerimizi kabul ediyor. Bu cinayetin maddi gerçeğinin açığa çıkması konusunda sorumluluk isteyen ara kararlara maalesef imza atmıyorlar. Söz konusu savcılara yönelik yapılacak bir soruşturma ilgili başbakanın getirilip dinlenmesiydi. Ama bu taleplerimiz reddedildi” dedi. (MA/Haber Merkezi)